1870-1880 arasında ABD ekonomisi, tarihinde hiç görülmedik ölçüde büyümüştü. İş insanları arasındaki rekabet ve ortaklıklar, hem büyük zenginlikler hem de olağanüstü gelir eşitsizlikleri oluşturmuştu. Bu dönemde 1.093 patentle dünyanın en üretken mucit ve iş insanlarından olan Thomas Alva Edison (11 Şubat 1847-18 Ekim 1931) elektrik üretimi, kitle iletişimi, ses kayıt ve sinema alanında dünyanın işleyişini değiştirecek icatlara imza attı. Elektriği uzaklara iletmek konusunda rakipleri Westinghouse ve Tesla ile giriştiği “akım savaşları”nı ise kaybedecekti…
1-Edison, rakibi Nikola Tesla’nın aksine mühendis değil alaylıydı. Bilgilerini ticari başarıya çevirme becerisine sahip bir mucitti
Thomas Edison’ın başarısının ardında iyi bir mühendislik eğitimi değil meraklı bir gençlik dönemi vardı. Dönemin teknolojik gelişmelerine ilgi duyan genç Edison, bunlarla yakından ilgilenir ve ulaşabildiği bütün yayınları okurdu. Kariyerinin ilk dönemlerinde, eğitimde eşit şartlar sunma gayretindeki Cooper Enstitüsü’nde kimya kurslarına katılmıştı. Hayatı, finans hizmetleri sunan Western Union’da çalışmaya başladıktan sonra değişecekti. Finansal bilgilerin taşınması, telgrafla büyük bir hız kazanmıştı. ABD’de kıtanın doğu ucundan batı ucuna telgrafla taşınan bilgiler kritik önemdeydi. Bir yandan çalışıp bir yandan telgraf teknolojileri üzerine kafa yoran Edison, bir hat üzerinde aynı anda 4 farklı mesajı/bilgiyi taşımaya yarayan icadı geliştirip 10.000 USD’ye (bugünkü karşılığı 228.700 USD) Western Union’a sattıktan sonra hayatındaki ticari sıçramayı gerçekleştirdi. Satıştan elde ettiği parayla, yüzlerce patent çıkaracak efsanevi Menlo Park Laboratuvarları’nı kurdu.
Edison öteden beri, bir başka dâhi olan Nikola Tesla ile karşılaştırılır. Tesla, alaylı bir mucit olan Edison’un aksine, doğduğu Avusturya İmparatorluğu’nda Graz Teknik Üniversitesi gibi köklü bir kurumda askerî bursla okumuş ve kumar alışkanlığı nedeniyle buradan ayrılmıştır.
2-Ampulün mucidi Edison değildi. Ancak, modern ampulün ömrünü uzatıp maliyetini düşürerek piyasaya uygun hâle gelmesini o sağladı
Ampul, temelde filaman olarak adlandırılan ince telin elektrik akımıyla akkor haline getirilmesi prensibi doğrultusunda çalışan, vakumlanmış ya da asal gazlarla doldurulmuş bir cam şişede bulunan aydınlatma aracıdır. Bu haliyle ilk ampulün mucitleri arasında 19. yüzyıl başında Humphrey Davy ve Alessandro Volta sayılabilir.
Thomas Edison’un geliştirdiği ampulden önce 22 farklı kişi, farklı teknik/teknolojilerle elektrik akımıyla akkor hale gelen ampuller geliştirmişlerdi. Bunlar hem ticari olarak hem de günlük kullanım için uygun değildi. Kimisi kullanılan malzeme olarak çok pahalı, kimisi de akıma karşı dayanıksızlığından ötürü kısa ömürlüydü. Edison’ın piyasaya sürdüğü ve uzun yıllar boyunca kullanılacak ampul ise aslında kendi icadı değildi. Edison, H. Woodward ve M. Ewans adlı iki Kanadalı mucidin geliştirip 1874’te Kanada’da patentini aldığı ampulün haklarını da 1879’da satın almış; ardından bu üründeki eksikleri gidererek ampulü hem teknik hem ekonomik olarak piyasaya uygun hale getirmişti.
3-Westinghouse, Tesla ve Edison arasındaki “alternatif-doğru akım” savaşları sürece damga vurdu
Doğru akımda elektrik yükleri aynı yönde akarken, alternatif akımda elektriksel akımın genliği ve yönü değişiyordu. Bu, ikisinde de farklı avantajlar ve dezavantajlar oluşturmuş; akımlar üzerine 19. yüzyıl boyunca hem bilim hem de iş çevrelerinde geniş çaplı tartışmalar yaratmıştı. Edison, başlarda daha güvenli olduğunu düşünmesi sebebiyle doğru akımı savunmuş; daha sonra yıllarca bilimsel ve ticari olarak yatırım yaptığı alandaki iddiasından vazgeçerse komik duruma düşeceğine karar vermişti. Ancak elektrik dağıtımında doğru akım o kadar dezavantajlıydı ki, üretildiği yerden ancak 1.5 kilometre öteye taşınabiliyordu.
4-Edison’ın şirkete kazanç sağlamayan doğru akım konusunda ısrarını sürdürmesi sonunu hazırladı. Kendi kurduğu General Electric’ten kovuldu
Çoğunlukla kurucusu Thomas Edison ile anılan günümüzün en büyük sanayi ve hizmet firmalarından General Electric, 1889’da J. P. Morgan ve Vanderbilt ailelerinin desteğiyle Edison’ın elektrikle ilgili 14 firmasının birleşmesiyle kurulmuştu. Bundan kısa bir süre sonra Edison’ın inatla sürdürdüğü alternatif akım karşıtı duruşu, şirkette kendi sonunu getirdi. Doğru akımın gittikçe daha az kâr getirmesiyle şirketi zor duruma düşen Edison, yönetim kurulunda iyice dışlanmıştı. 1892’de Thomson-Houston ile General Electric’in birleşmesi sonrası, Edison’ın herhangi bir etkisi-yetkisi kalmadı. Firmanın ismi ise Edison General Electric’ten, General Electric’e dönüştü. Bu şirket birleşmesiyle oluşan yeni yapı ise ABD’deki elektrik işlerinin (üretim-dağıtım-aydınlatma) dörtte üçünü kontrol edecekti.