Gabriel Gorodetsky’nin derlediği, Stalin ile Churchill Arasında: SSCB Londra Büyükelçisi Mayski’nin Günlükleri, 2. Dünya Savaşı yıllarında İngiltere’yle Sovyetler Birliği arasındaki değişen ilişkide Türkiye’nin konumuna dair yeni ipuçları sunuyor. Büyükelçi Mayski’nin detaylı günlükleri…
Sovyetler Birliği’nin Londra Büyükelçisi olarak 1932-1943 arasında görev yapan İvan Mihayloviç Mayski, Stalin döneminin üst düzey yöneticileri arasında günlük tutmayı göze almış az sayıda kişiden biri. Zira Stalin, çevresindekilerin olayları kağıda dökmesini istemiyor, Kremlin’de yapılan toplantılarda not tutulmasına dahi izin vermiyordu. Günlükler, Mayski’nin 1953’ün Şubat ayında, Stalin’in ölümünden üç hafta önce İngiltere namına casusluk yaptığı iddiasıyla tutuklanmasından sonra “ele geçirildi”. Beraberinde muazzam bir arşiv de vardı. Mayski 1955’te serbest bırakılacak, aklanacak ve 1975’e kadar yaşayacaktı.
Kitabın yazarı Gabriel Gorodetsky’nin bu arşivle karşılaşması ise bundan 40 yıl sonra 1993’te Rus arşivlerinde yaptığı bir araştırma sırasında tesadüfen gerçekleşmiş. Profesör Gorodetsky, Mayski’nin Londra Büyükelçiliği dönemindeki gözlemlerini, faaliyetlerini ve diyaloglarını içeren üç ciltlik günlüklerini, dönemin tarihsel arka planına dair notlarıyla birlikte İngilizceye kazandırmak için tam 12 yıl çalışmış. Türkçe baskının giriş bölümünde günlüklerin önemini şöyle anlatıyor: “Mayski’nin günlükleri, (…) İngiltere’yle Sovyetler Birliği arasındaki değişen ilişkide Türkiye’nin konumuna yeni bir ışık tutmaktadır. Stalin’in Ribbentrop-Molotov Paktı sırasında Türkiye’ye yönelik emelleri, Almanya’nın Rusya’ya saldırmasının ardından İngiltere’nin Türkiye’yi İngiliz-Sovyet İttifakı’na çekme çabaları ve Churchill’in Türkiye’yi yeniden Balkanlar’da lider ülke olarak görmeye başlayıp 1942’den itibaren Türkiye’nin savaşa katılmasını sağlamaya çalışması, özellikle dikkate değer”.
Gorodetsky geçen ay kitabının tanıtımı için geldiği İstanbul’da, günlüklerde Rusya ve İngiltere’nin Türkiye’yle ilgili pozisyonlarına ve Ankara’daki politika yapım süreçlerine dair henüz tarihçiler tarafından değerlendirilmemiş pek çok malzeme bulunduğunu anlattı. Gorodetsky, günlüklerin bugünün politikacılarında eksik olan kapsamlı bir tarih anlayışını oluşturmaya yardımcı olacağını düşünüyor: “Kitabı okuduğunuzda, Türk-Rus ilişkilerinin Sovyet dönemindeki yeni ideolojiye rağmen Çarlık döneminden o güne, nasıl bir devamlılık arzettiğini görüyorsunuz. İlişkileri belirleyen ideolojiden ziyade jeopolitik unsurlar oluyor; çünkü onlar değişmiyor. Bugünü anlamak için mutlaka daha kapsamlı bir tarih okuması gerekli, ama bugünün politikacılarında böyle bir yeteneği göremiyoruz”.