Kasım
sayımız çıktı

Terörün vurduğu tarih

Kuzey Suriye’deki benzersiz tarihî eserler, daha önce DAEŞ, sonrasında PKK/PYD terör örgütleri tarafından imha edilmiş veya örgütlere gelir sağlamak amacıyla yağmalanarak Batılı ülkelerde pazarlanmıştı.

ŞEVKET DÖNMEZ

Suriye, Öntarih Dönemi’nden (MÖ 10 bin) Osmanlı dönemi sonuna uzanan çok zengin bir kültürel mirasa sahiptir. En uzun sınırı Türkiye ile olan (911 km) Suriye’nin kuzeyi, anıtsal boyutlardaki höyüklerle doludur. Tüm bölge aynı zamanda Önasya’nın en verimli coğrafi parçası olan Bereketli Hilal’in içinde yer alır. Suriye’de içsavaşın başladığı 2011’den DAEŞ’in coğrafyadan silindiği 2017’ye kadar arkeolojik değerler ile kültürel mirasın neredeyse tamamı sözkonusu terör örgütü tarafından acımasızca tahrip edilmiştir. Özellikle kuzey bölgelerdeki eski yerleşimler ve arkeolojik anıtlarda iş makineleriyle kazı yapma ve patlatma gibi her türlü yıkım gerçekleştirilmiştir.

PYD/YPG/PKK terör örgütü de DAEŞ benzeri bir strateji ile höyükler ve antik yerleşimleri hedef almıştır. Buralarda eski eser bulmak için yaptıkları ya da organize ettikleri yağma kazıları ile yerleşmeleri yoketme sınırına getirdikleri izlenmektedir. Bu faaliyetler sonucunda topladıkları arkeolojik eserleri Batı antika piyasasına pazarladıkları da bilinmektedir.

Suriye’nin kuzeybatısındaki coğrafyada yer alan Ain Dara yerleşmesi ile Hilvaniye, Cerablus Tahtani ve Tel Amarna gibi önemli höyükler Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında koruma altına alınmıştı. Cerablus ile olan sınırımızın sıfır noktasında yer alan ünlü Karkamış’ta kazılar yapan Türk-İtalyan arkeoloji ekibi, Dış Kent’in Cerablus tarafındaki sınırlarını modern haritalama yöntemleriyle belirlemiştir. Bu örnek çalışma, Türkiye’nin bölgedeki arkeolojik değerlere ve kültürel mirasa verdiği öneme işaret etmektedir.

Fırat’ın doğusunda gerçekleştirilmekte olan Barış Pınarı Harekâtı alanında da terör örgütleri tarafından yağmalandığı için yokolma riskiyle karşı karşıya olan çok önemli höyükler bulunmaktadır. En tanınmışları Arslantaş (Hadatu), Tel Ahmar (Til Barsip) ve Tel Halaf’tır (Guzana).

Resul Ayn’ın 3 km batısındaki Tel Halaf, Suriye içsavaşı başlamadan önce bilimsel kazıların yapıldığı bir merkezdi. Son 10 yıldır ise yağma amaçlı kaçak kazılara maruz kaldı.

Ayn el-Arab’ın 9 km güneybatısında yer alan Arslantaş, çok önemli bir Geç Hitit, Arami ve Assur merkezidir. Tel Ahmar’da da Arami ve Assur dönemlerine ait çok önemli arkeolojik değerler açığa çıkartılmıştır. Resul Ayn’ın 3 km batısındaki Tel Halaf , Arami Dönemi anıtsal saray ve tapınakları ile tanınmaktadır.

Terör örgütlerinin maddi kaynak oluşturma amacıyla sürdürdükleri eski eser bulma-satma politikaları, kalıcı arkeolojik değerlerin geri dönüşsüz biçimde tahrip edilmesi ile sonuçlanmıştır. Bölgenin terör unsurlarından tümüyle temizlenmesinden sonra hazırlanacak kültürel miras durum raporu çerçevesinde bir rehabilitasyon süreci başlatılması çok faydalı olacaktır.

Prof. Dr. Şevket Dönmez 47. sayımızda (Nisan 2018) konuyla ilgili detaylı bir yazı kaleme almıştı.