2 Nisan’da ani bir beyin kanamasının ardından 50 yaşında hayata veda eden müzik yazarı Tolga Akyıldız; çalışkanlığı, üretkenliği, gençlere olan desteği, en önemlisi de onun çağrısıyla başlayan Müzik Yazarları Derneği’ni kurma girişimiyle, Türkiye’nin müzik tarihinde silinmeyecek bir iz bıraktı. Murat Meriç, dostu Tolga Akyıldız’ın ardından yazdı.
Şunu en başta söyleyeyim: Bir dostun ardından yazmak zor. Tanıdığım, tanıştığım insanları bir şekilde anlatabiliyorum ama bu, birlikte yola çıktığım, yoldaşlık yaptığım, aynı masaya oturduğum, sırlarımı paylaştığım, plakçı dolaştığım bir insansa, arkadaşım, dostumsa cümleler boğazımda düğümleniyor. Tolga böyle bir insan. Bunun için bu yazı çok zor.
Pat diye gitti. Ne olduğunu anlamadık. 2 yıl önce kaybettiğimiz kadim dostu, yoldaşı, canımız Çağlan Tekil gibi. Neredeyse aynı günlerde, aynı sebeple. Mart başında telefon etmiş, Karakarga bünyesinde başlattığı Müzikmentor Kitaplığı’nın son kitabını göndermek istediğini söylemişti. Konuşmayı “en kısa zamanda buluşalım” temennisiyle kapatmıştık. Kitap geldi ama buluşamadık. O kadar ani oldu gidişi.
Tolga’yla buluşulamazdı zaten. Sürekli bir işi vardı. Ancak çaldığı ya da düzenlediği gecelerde yanyana gelirdik -ki ben bunları arkadaşlarını, dostlarını görmek için yaptığını düşünüyorum. Ne zaman sözleşsek araya bir iş girerdi ve biz yine ya bir toplu yemekte ya da bir kuliste karşılaşırdık. Çalışkandı. Gençlerin elinden tutmayı, onları hayallerine yönlendirmeyi severdi. Babası, döneminin iyileri arasında anılan bir gazeteciydi; onu örnek almıştı ama babasıyla çok vakit geçiremediği için şanssızdı. Belki de bu yüzden, sevdiği insanlarla yanyana gelmeye, onları biraraya getirmeye bayılırdı.
Dikkatliydi. Gözünden bir şey kaçmazdı. Alanına dair her şeyi okur, yeni çıkanlarla ilgilenir, bir şeyleri ıskalamak istemezdi. Iskalamak ne kelime, keşfetmeyi severdi. Düzenlediği Açık Sahne’lerde onca meşhur ismin yanına iliştirdiği gençler sonradan sükse yaptığında içten içe ve haklı olarak övünürdü.
Yazmaya başladığımda örnek aldığım isimlerdendi. Arkadaş olduğumuz andan itibaren onlarca projede yanyana geldik, omuz omuza yürüdük ve birlikte bir çok işe imza attık… En önemlisi, Tolga’nın coşkulu çağrısıyla başladığımız Müzik Yazarları Derneği kurma girişimi. Yazık ki başarısız oldu. Bu en büyük hayaliydi ama örgütlenmenin ne kadar zor olduğunu, toplantılarda ve sonrasında yapılan yazışmalarda anlamıştık. Olmadı, olduramadık. Kimbilir, belki bir gün…
Tolga denince aklıma tek bir cümle geliyor: “Senin destek verdiğin, içinde olduğun her projede koşulsuz varım”. Bunu, sonradan tamamlanamayan bir proje için yardım istediğimde kurmuştu ama bu cümle hep karşılıklıydı.
Hiç yarı yolda bırakmadı. Bu gidişini saymazsak. Çağlan’ın ardından kurduğu cümle, son noktayı koysun: “Yol biter, yoldaşlık kalır”.