Post-modern çağımızın tarih yaklaşımında zaaf olarak gördüğüm, bana çarpan en önemli özelliklerden birisi müphemliği, muğlaklığı ve karmaşıklığı, bizatihi bir sonuç olarak ortaya koymasıdır. Halil Bey yeni akımlara hep açık oldu, ancak makale ve kitaplarında net biçimde ifade
edilmiş bir problemden yola çıkan, o probleme bir çözüm öneren ve bu açıdan hiç taviz vermeyen tavrını, uzun ve verimli kariyeri boyunca korudu.
Geçen ay 100 yaşında yitirdiğimiz tarihçi Halil İnalcık, özellikle Osmanlı tarihi üzerine verdiği eserlerle yeni belge ve bilgiler, yeni bakışaçısı ve yaklaşımlar ortaya koymuş; uluslararası literatüre önemli katkılar sağlamış; Türk tarihçiliğinde bir milat yaratmıştı. Hocanın öğrencileri ve Yayın Kurulu üyelerimizden Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cemal Kafadar ve İsenbike Togan, İnalcık’ın Osmanlı tarihi çalışmaları içindeki yerini yazdı.
Kore Savaşı’na damgasını vurmuş Kunuri Muharebeleri’nde bulunan hayattaki son subay Bahtiyar Yalta’yı kaybettik. Müstesna bir harp tarihçisi, yılmaz bir hayat savaşçısıydı.