Kasım
sayımız çıktı

Cepheye fotoğraflardan bakmak

ÇANAKKALE MUHAREBELERİ - 106. YIL

Üzerinden 106 yıl geçmiş olsa da, 1. Dünya Savaşı’nın bizler için en hatırda kalan muharebelerinin yaşandığı Çanakkale, bize yeni görüntüler-bilgiler sunmaya devam ediyor. 25 Nisan 1915’te İtilaf Devletleri’nin başlattığı kara harekatı büyük bir Türk direnişi ile karşılaşmış; düşman ilk gün hedeflerine yaklaşık 9 ay boyunca ulaşamamış ve Gelibolu Yarımadası’nı tahliye etmek zorunda kalmıştı. 

Muharebeler sırasında özellikle Kuzey Cephesi’nde zaman zaman komuta kademesinde tartışmalar yaşandı; 19 Mayıs taarruzu, Sazlıdere Bölgesi’nin güvence altına alınması meselelerinde 19. Tümen Komutanı (sonradan Anafartalar Grubu Komutanı) Mustafa Kemal Bey (Atatürk) ile 3. Kolordu Komutanı Esat (Bülkat) Paşa karşı karşıya geldiler. 25 Nisan günü yaşanan destansı direnişin ardından Çanakkale cephe gerisi; şehzadeler, bürokratlar, veliahtlar, gazeteciler ve diğer birçok kişinin ziyaretçi akınına uğradı. Esat Paşa, konumu itibarıyla tüm bu ziyaretçilere eşlik etmek ve onları ağırlamak durumundaydı. Elbette bu ziyaretler esnasında en önemli hususlardan biri de hatıra fotoğraf alınması idi. Esat Paşa tarafından 1950’de 88 yaşındayken ve muharebelerden 35 yıl sonra daktilo edilen; henüz tamamı yayımlanmayan ve tartışmalı bilgiler içeren bu hatıralarda; bahsi geçen bu fotoğraflardan birçoğuna yer verilmiştir. Bunların bir kısmı daha evvel görülmüş olsa da, fotoğrafların iyi kondisyonu ve yeni bilgiler eşliğinde sunulması; savaş coğrafyasının önemini ilk elden yansıtması bakımından benzersizdir. 

106 yıl sonra, saygıyla-minnetle selamlıyoruz askerlerimizi. 

KEMALYERİ KARARGAHI 
Kemalyeri Karargahı’nda (soldan sağa): 3. Kolordu 1. Harekat Şube Müdürü Binbaşı Ohrili Kemal Bey, 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa, 1. Kolordu Kurmay Başkanı Binbaşı Eggert (Alman), 3. Kolordu Kurmayı Yüzbaşı Burhanettin. 

MÜBAREK DERE  Kemalyeri’nde bulunan 3. Kolordu karargahının yaklaşık 400 metre kadar güneydoğusunda bulunan ve kolordu ihtiyatlarının bulunduğu Mübarek Dere içinde bir grup subay. Çok iyi kamufle edilmiş çadırlar ve muntazam bir telgraf hattı. Öne çıkan isimler ise 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa ve Kurmay Başkanı Albay Fahrettin (Altay). Bugün bu noktada Mübarek Dere Şehitliği bulunmaktadır. 

TALAT VE ENVER PAŞALAR Talat Paşa’nın cepheye gelişini ispat eden bir belge. 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa, Talat Paşa, Enver Paşa, Adliye Nazırı İbrahim Bey, 3. Kolordu Kurmay Başkanı Albay Fahrettin Bey (Altay), 3. Kolordu 1. Harekat Şube Müdürü Binbaşı Ohrili Kemal göze çarpıyor. Esat Paşa’nın ifadesine göre Talat Paşa, 5 Haziran 1915 tarihinde Esat Paşa’nın karargahına gelmiştir. Öğle yemeğini beraber yediklerinden; yemekte kadınbudu köfte, etli enginar, pancar turşusu ve kahve ikram edildiğinden; sonrasında da Talat Paşa’nın maiyetindekilerle beraber Kilitbahir üzerinden Güney Cephesi’ne gittiklerinden bahseder. Ancak Esat Paşa bu bahsinde Enver Paşa’dan sözetmediği gibi, Enver Paşa’nın 5 Haziran 1915 tarihinde cepheye bir ziyareti yoktur. Bu fotoğraf büyük ihtimalle Enver Paşa’nın bilinen ziyaret tarihlerinden olan 28 Temmuz, 23 Ağustos, 24-25 Eylül 1915 ziyaretlerinden birindendir ve Talat Paşa da tekrar Yarımada’ya gelmiş, ona eşlik etmiştir. 

ATEŞKES GÜNÜ  Muharebeler esnasında tek resmî ateşkes, 24 Mayıs 1915 tarihindeydi. Fotoğraf, ateşkes esnasında cepheye gelen yabancı gazeteciler tarafından, Esat Paşa’nın Kemalyeri’nde bulunan karargahı yakınında çekilmiştir. Esat Paşa’nın hatıralarında bahsettiği; Wolff Telgraf Ajansı’ndan Schwedler, Tägliche Rundschau Ajansı’ndan Rudolf Zabel, Société de le Presse Americaine’den Domon adlı bu gazeteciler, ateşkesin sona ermesinden yarım saat sonra, 17.00 sıralarında 3. Kolordu karargahına varmışlardı. Esad Paşa, daha önce Maltepe’de bulunan karargahını, 24 Mayıs’tan sadece 7 gün önce Kemalyeri’ndeki bu noktaya taşımıştı. Yeni taşınması sebebiyle, karargahın oldukça derme çatma bir hâlde olduğu görülüyor. 

SANCAĞA NİŞAN  Cephede kahramanlık gösteren bir alayın sancağına nişan takılma merasimi. Önde Esat Paşa. 

VE MUSTAFA KEMAL!  Kuzey Grubu komuta kademesinin neredeyse tamamı. Mevcut telgraf direkleri, eğim ve bitki örtüsü ile kamufle edilmiş yapılarla birlikte değerlendiğimizde, bu fotoğrafın da Mübarek Dere içinde alındığını söylemek mümkün. Yüzbaşı Suat, Yarbay Willmer, Binbaşı Mehmet Haydar (Alganer), 16. Tümen Komutanı Albay Rüştü (Sakarya), Binbaşı İzzettin, (x) işaretli 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa, arkasında 3. Kolordu Topçu Kumandanı Yarbay Hasan, Esat Paşa’nın solunda Albay Kannengiesser, onun yanında 19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal (Atatürk), 3. Kolordu Kurmay Başkanı Albay Fahrettin (Altay) ve 3. Kolordu Kurmayı Yüzbaşı Burhanettin. Mustafa Kemal’in cephede az bilinen fotoğraflarından. 

MEHMET NÂZIM’A SAYGI  Enver Paşa’nın 24-25 Eylül 1915 tarihinde Çanakkale cephesine yaptığı ziyarette çekilen bu fotoğraf aslında çokça biliniyor. V (7) olarak işaretlenen (arkada, en sağda) 16. Tümen Kurmay Başkanı Yüzbaşı Mehmet Nâzım. Mehmet Nâzım, 24 Mayıs ateşkesi sırasında İngiliz İstihbarat Subayı Aubrey Herbert’a iç yakan manzara için şu sözleri söylemişti: “Bu görüntü karşısında en kibar insan bile vahşi hisseder, en vahşi insan bile ağlar”. Mehmet Nâzım, Kurtuluş Savaşı sırasında 4. Tümen Komutanı iken aldığı yaralar sonrası 15 Temmuz 1921 günü şehit olmuştu. 

VELİAHT VE NÂZIM HİKMET’İN ŞEHİT DAYISI  Veliaht Yusuf İzzeddin Efendi cephede bir tüfekle atış talimi yaparken poz veriyor. Veliaht, 19 Temmuz 1915 tarihinde cepheye gelmiş, akşamüzeri 3. Kolordu karargahını ziyaret etmeye karar vermişti. Kolordu Komutanı Esat Paşa veliahtı karşılamış ve onunla beraber kolordu karargahına doğru yola koyulmuştu. Veliahtın cepheye geldiğini haber alan düşman, keşif uçakları ile otomobilleri takip etmeye başlamıştı. Bunun üzerine Kocadere Köyü’nün 700 metre kadar kuzeybatısında bulunan Eltutan Baba Tekkesi’nin olduğu ormanlık alanda otomobiller ve veliaht saklanmak zorunda kalmıştı. Bir müddet sonra uçaklar çoğalmış ve birkaç noktayı da (elle) bomba atmıştı. Bu esnada Yüzbaşı Haydar Bey, Teğmen Mehmet Ali ve 2 er şehit olmuştu. İşte bu hadisede şehit olan Teğmen Mehmet Ali, Nâzım Hikmet’in adına şiirleri yazdığı dayısı idi! Esat Paşa, veliahtın kolordu karargahına gitmek arzusu yüzünden şehit olan askerleri ona söylemediğini ifade eder. 

HEYET-İ EDEBİYYE CEPHEDE  Heyet-i Edebiyye adı verilen yazarlar-sanatçılar grubu, 15 Temmuz 1915 tarihinde Çanakkale cephesini ziyaret etmeye başlamıştı. Heyet 16 Temmuz günü öğleden sonra saat 4 sıralarında Kemalyeri’nde bulunan 3. Kolordu karargahını ziyaret etti. Ziyaret esnasında alınan fotoğrafta 3. Kolordu Kurmay Başkanı Albay Fahrettin (Altay), 3. Kolordu 1. Harekat Şube Müdürü Binbaşı Ohrili Kemal görülüyor. Esat Paşa fotoğrafta yoktur; zira o gün heyetten müsaade isteyerek ayrılmış, resmî açılışı yapılacak olan Bigalı Kalesi Silah Tamirhanesi’ne gitmişti. Fotoğrafta işaretlenenler 1: Şair Mehmet Emin (Yurdakul), 2: Ağaoğlu Ahmet (Ahmet Bey Ağayev). Fotoğraftaki diğer yazar ve sanatçılar: Enis Behiç, Celal Sahir, Hakkı Bâha, İbrahim Alaettin (Gövsa), Ali Canip, Ömer Seyfettin, Ahmet Yekta, Özkul Hamdullah, Nazmi Ziya, Yusuf Razi, ressam İbrahim (Çallı). 

GEYİKLİ ALAY  Çanakkale’deki birliklerin muhakkak canlı hayvanlardan oluşan maskotları bulunmaktaydı. Bunlar çoğunlukla köpek, kedi, güvercin, karga, akbaba, şahin oluyordu. 39. Alay’da ise hem köpekler hem de bir geyik-karaca bulunmaktaydı. Alay bu nedenle “Geyikli Alay” olarak da biliniyordu. 39. Alay Çanakkale Muharebeleri’nin başında, 25 Nisan günü Kumkale’ye çıkan Fransız kuvvetlerine karşı mücadele etmiş ve ağır zayiat vermişti. Alay daha sonrasında Temmuz başında Gelibolu Yarımadası’na geçecek ve Güney Grubu’nda Zığındere Muharebeleri’ne katılacaktır. 

GEYİKLİ USTA  Çanakkale Muharebeleri sırasında geyiği maskot olarak kullanan sadece 39. Alay değildi. Bigalı Kalesi’ndeki silah tamirhanesinde çalışan İsmail Usta ve arkadaşları da bir geyiği kendilerine yoldaş edinmişti. İsmail Usta, İngilizlerden ele geçirilen makinalı tüfeklerde Osmanlı üretimi olan mermilerin kullanılabilmesi için gerekli uyarlamaları yapıyor ve bunlar tekrar kullanılabiliyordu.