Bu yılki Fransa Bisiklet Turu’nda, en yakın rakibine 5 dakika 20 saniye gibi Tur tarihinde nadir görülen bir fark atan Sloven sporcu Pogačar; bu kadar genç yaşta bu denli büyük ve istikrarlı bir başarıya imza atan ilk bisikletçi. Pogačar, şimdiden “yaşarken efsane” olmaya adım atmış gibi duruyor. Dünden bugüne Tur’u “sallayan” büyük isimler ve başarıları…
Bisiklet, kocaman bir çember. Sınırsız, sonsuz bir girdap. Büyük turlar ise, hayatında pedal çevirmemişlerin bile yer yer tutkuyla takip ettiği bir delilik. İşte onların şahikâsı için vakti zamanında bir dağ etabında açılan pankart her şeyi anlatıyor: “Bizim virüsümüz, Fransa Bisiklet Turu”.
Milyonları saatlerce ekran başına mıhlayan, 10 binlerce kişinin yerinde takip ettiği bir çılgınlık Fransa Bisiklet Turu; nâm-ı diğer “Tur”. 23 günde 21 etap, katedilen kilometreler… Şüphesiz her yarış birçok öykü barındırıyor. Ancak geçen ayki, belki de tarihteki en unutulmaz yarıştı.
Bu yılki Fransa Bisiklet Turu’nu, geçen yıl olduğu gibi 22 yaşındaki Sloven bisikletçi Tadej Pogačar kazandı. Ancak bu öyle sıradan bir başarı değil. Bu kadar genç yaşta bir sporcunun, ustalık seviyesi 30’lu yaşlarda olan bu spor dalında bu denli bir istikrarlı bir başarı göstermesi; üstelik genel klasmanda ikinci olan en yakın takipçisi Danimarkalı Jonas Vingegaard’a attığı 5 dakika 20 saniyelik fark, Fransa Bisiklet Turu için olağanüstü bir fark.
22 yaşında, şimdiden efsane
Bu yılın Fransa Bisiklet Turu’nu geçen yıl olduğu gibi 22 yaşındaki Sloven bisikletçi Tadej Pogačar kazandı. En yakın rakibine attığı 5 dakika 20 saniyelik fark, Tur için olağanüstü bir fark.
Pogačar ayrıca “Dağların kralı” adı verilen tırmanma klasmanında ve 26 yaş altı için oluşturulan “En iyi genç bisikletçi” klasmanında da birinci oldu.
Mucize bisikletçi Tadej Pogačar, müthiş bir zamana karşı etaba imzasını atıp vatandaşı Primož Roglič’i geçerek zafere ulaştığında henüz 21’indeydi. 1904’te 20 yaşını doldurmadan birinci olan Henri Cornet’den sonra tarihin en genç ikinci şampiyonu olan Sloven sporcu, bir değil üç ayrı klasmanda zirvede yer almıştı. “Genel klasman”, “Dağların kralı” ve “En iyi genç bisikletçi” olarak taçlanan delikanlı, güle oynaya mutlu sona ulaşmıştı.
Geçen sene olduğu gibi bu sene de üç klasmanda bileği bükülmeyen “Pogi” lakaplı Pogačar için atılan “Klasman dışı” (Hors catégorie) manşeti birçok şeyi özetliyor. Tarihte üç haftalık bu zorlu maratonu beşer defa kazanan tam 4 bisikletçi bulunuyor: Jacques Anquetil, Eddy Merckx, Bernard Hinault ve Miguel Indurain. “Yamyam” lakaplı Belçikalı efsane Merckx (76 yaşında), bisikletin yeni “yamyam”ını bulduğunu ve Pogačar’a bir şey olmazsa, Tur’u en çok onun kazanacağını söylüyor.
2021 Fransa Bisiklet Turu’nun diğer unutulmazlarına gelince… 1969’da tarihin en etkileyici performansını göstererek en yakın rakibine neredeyse 18 dakika fark atan Merckx’in bir rekoru, yarım yüzyıl sonra egale edilebildi. 36 yaşındaki İngiliz Mark Cavendish, dört etap kazanarak kariyerindeki toplam 34. etap zaferine ulaştı. Seneye rekorun tek başına sahibi olabilir mi bilinmez; fakat 27 yaşındaki başka bir Belçikalı akıllara durgunluk verdi. Bisikletin en zorlu dağ etaplarından Mont Ventoux’yu kazanan Wout van Aert, ayrıca hem son “zamana karşı” etabını, hem de Paris’in göbeğinde biten son etabı aldı. Ayrı fiziksel özelliklerin de belirlediği, ayrı uzmanlıkların keskinleştiği modern zamanlarda böyle bir şey imkansız gibi görünüyordu. Merckx ve Hinault’dan yıllar sonra bunu tekrarlayan van Aert da gelecek için umutlandırıyor.
Şüphesiz bu yıl yapılan 108. organizasyonun en büyük güzelliklerinden biri, genel klasmanda ilk sırada bulunan sporcunun giydiği sarı mayoyu 6 etap boyunca taşıyan Mathieu van der Poel’du. 26 yaşındaki Hollandalı sporcu, “dededen bisikletçi”. Babası Adri, Fransa’da iki etap kazansa da, dedesi bisikletin efsanelerinden biri, görkemli kaybedenlerin en görkemlisi. Kariyerinin başında Anquetil, ortalarında da Merckx ile çekiştiğinden hiç zafere ulaşamayan efsane bisikletçi Raymond Poulidor, 1 gün bile sarı mayo giyemediği kariyerinde genel klasmanda 3 kez ikinci, 5 defa da üçüncü olmuştu. Tarihte en fazla kürsüye çıkan oydu. Bir dönem Brigitte Bardot’dan daha fazla mektup alan Poulidor, 2019’un sonunda hayata veda etti. İşte onun torunu, bu sene katıldığı ilk Tur’da 6 gün boyunca sarı mayoyu taşıdı!
19. yüzyıldan bugüne
Fransa’da bisiklet, 19. yüzyılda büyük bir tutku halini almıştı. 28 Nisan 1893’te getirilen 10 Franklık bisiklet vergisini ödeyen 138 bin kişi vardı. Kısa süre sonra bu vergi 6 Frank’a düşürülüyor, kayıtlı bisiklet sayısı 1900’de 1 milyona ulaşıyordu.
Fransa Bisiklet Turu’nda pedallar ilk defa 1 Temmuz 1903’te dönmüştü. Katılan 60 sporcunun çoğu yarışı tamamlayamazken, toplam 2.428 kilometreden oluşan 6 etabın sonunda 19 Temmuz’da gülen Maurice Garin tarihe geçmişti. Selede 94 saatten fazla geçiren bisikletçi, o günün parasıyla yaklaşık 6 bin Frank kazanmıştı.
Tarihçilere göre ülkede ve dünyada birçok insan, Fransa’nın coğrafyasını düzenli yapılan bu yarış haberleriyle öğrenecekti. Dünya Savaşları haricinde sürekli yapılan Tur, zamanla modern hâlini aldı. 1905’te etaplar gün içinde yapılmaya başlanmış, tırmanışlar eklenmişti. Günümüzün ikonik dağ etaplarına evsahipliği yapan Pireneler 1910, Alpler ise 1911’te yarışa dahil edildi. Mesafeler kısaltılıyor, mekanik problemlerde yardım almaya izin veriliyordu.
Tur’un emekleme yılları, “kahramanlar çağı”ydı. Günümüzde gördüğümüz süper yıldızlar, güçlü sponsorlar ve takımlar, çuval dolusu paralar o zamanlar yoktu. Bisikletçilerin çektiği azap, usta yazarların satırları sayesinde 10 binlerce insanla buluşuyordu.
1919’da L’Auto dergisinin sarı sayfaları, yarışın liderinin taşıyacağı mayoyu belirlemişti. Böylece uğruna acılar çekilen bir mitin rengi doğmuştu.
Bugün, bir zamanlar gönüllerin şampiyonu Poulidor’la Anquetil’in sönmüş volkanik tepelerdeki düellosu; Amerikalı Greg LeMond’un son etapta Fransız Laurent Fignon’u 50 saniye geriden gelerek devirmesi; dopingin bisikletin üstünde kara bir bulut olarak dolaşması; Lance Armstrong’un önce efsane olup sonra doping yaptığını itiraf etmesi, Fransa Bisiklet Turu’nun yakın tarihinden sadece birkaç dönüm noktası.
Pogačar, şimdiden “yaşarken efsane” olmaya adım atmış gibi duruyor. Bugünden tarihin en iyisi olabilecek mi bilinmez ama, o ve genç kuşağın biraz rutinleşen bu spora başka bir heyecan getirdiği kesin.
Yıllar sonra 2021 Fransa Bisiklet Turu, yepyeni bir dönemin başlangıcı olarak gösterilecek büyük ihtimalle. Yüzyıllık bir kod, baştan yazılacak sanki…
PARA ÖDÜLLERİ
Kazanana 450 bin Euro
2009’dan bu yana yarış sonunda Sarı Mayo’yu kazananlara 450 bin, genel klasmanın ikincisine 200 bin, üçüncüsüne de 100 bin Euro veriliyor. Yarış sonunda Yeşil ve Benekli Mayo’nun sahiplerine 25 bin, Beyaz Mayo’ya ise 20 bin Euro veriliyor.
Etap galipleri 8 bin Euro alırken, Pireneler ve Alpler’in en yüksek noktalarını ilk geçenlerin ödülü 5 bin Euro. Bu ödüllerle Desgrange ve Goddet’nin adları yaşatılıyor. Sarı Mayo’yu 1 gün taşıyan 350, diğer mayoların sahipleri ise 300 Euro alıyor. Her etap sonu dağıtılan “en savaşçı bisikletçi” ödülü 2 bin, yarış sonunda verilen “süper savaşçı” ödülü ise 20 bin Euro.
YARIŞ İÇİNDE YARIŞ
Sarı, Yeşil, Beyaz ve Benekli: Tur’un sembolü mayolar…
SARI MAYO: Tur’un “müseccel marka”sı olan Sarı Mayo’yu genel klasmanda en iyi zamana sahip bisikletçi giyiyor. 1 gün taşımanın bile büyük bir onur olarak görüldüğü mayo, ilk defa 1919’da kullanılmış; rengini yarışın ilk organizatörü L’Auto gazetesinin basıldığı sarı renkli kağıtlardan almıştı. Rekor, tam 96 etapta Sarı Mayo’yu taşıyan Belçikalı efsane Merckx’te.
YEŞIL MAYO: Sprinterlerin kazandığı puan mayosu. Puanlar bitiş çizgisindeki ve etabın belirli noktalarında bulunan kapılardaki sıralamaya göre dağıtılıyor. En çok puanı toplayan Yeşil Mayo’yu sırtına geçiriyor. 1953’ten beri kullanılan mayonun rengi, Tur’un ilk sponsoru olan mağazalar zinciri La Belle Jardinière’den geliyor. Tarihte, yarış sonunda en çok yeşil mayoyu kazanan sporcu ise Peter Sagan. Slovak sprinter tam 7 defa bu klasmanı lider tamamlamıştı.
KIRMIZI BENEKLI MAYO: Aynı zamanda “Dağların Kralı” mayosu olarak da biliniyor. Kategorilendirilmiş zirveleri ve dağ geçişlerini ilk geride bırakan bisikletçilerin, kazandıkları puanların toplanması sonucu bu mayonun sahibi ortaya çıkıyor. Bu kategoriler en kolay tırmanış olan 4. dereceden başlıyor; 3, 2, 1 diye yükselerek en zor kategori olan “kategori dışı” tırmanışlara uzanıyor. Bu formanın tasarımı, bir dönemin sponsoru Chocolat Poulain’in çikolata paketlerinin tasarımından geliyor. Tarihte “Dağların Kralı” olarak en çok taçlanan bisikletçiyse Richard Virenque. Fransız sporcu tam 7 defa yarış sonunda bu unvana ulaşmıştı.
BEYAZ MAYO: 1975’ten beri, genel klasmanın 26 yaş altındaki en başarılı bisikletçisi giyiyor. Tarihte bu mayonun sahibi olan ve aynı zamanda Tur’u kazanan 7 sporcu var: Laurent Fignon (1983), Jan Ullrich (1997), Alberto Contador (2007), Andy Schleck (2010), Egan Bernal (2019), Tadej Pogacar (2020-2021).
Birden fazla mayo giymeye hak kazanan bisikletçiler, yarış sırasında sadece birini giyiyor. Birisi birkaç klasmanda liderliğini sürdürüyorsa, kendisi için daha prestijli olan mayoyu taşıyor; o klasmanın ikincisi ilgili mayoyu giyiyor.
Ayrıca her gün en çok atak yapan, en çok efor sarfeden veya en çok çabalayan bisikletçiye “En Savaşçı Bisikletçi” (Combativité) ödülü veriliyor. Ödül, puan sistemi yerine bir jüri tarafından değerlendiriliyor. Bu unvanı alan bisikletçi, ertesi gün kırmızı yarış numarası kullanıyor.