Kasım
sayımız çıktı

Abim intihar etmese, şimdi Kars’ta koyun otlatıyordum

BU DEVRİN İNSANLARI

Günümüzden geleceğe insan manzaraları

budevrininsanları
Fotoğraf: Yiğit Köseoğlu

Ağabeyi canına kıydığında henüz 5 yaşındaymış Engin. O günlere dair sadece eve sinen ağır hüznü, yoğun kasveti hatırlıyor, o da hayal meyal. Bu talihsiz olayı izleyen günlerde, acılarını kalplerine gömüp hayatlarında yepyeni bir sayfa açmak istercesine İstanbul’a göçmüşler ailece. Gecekondu mahallesinde büyümüş Engin, ilkokulu zar zor bitirmiş, 12 yaşında berber çırağı olarak hayata atılmış. “Bilsem bu kadar çabuk büyümek zorunda kalacağımı, 23 Nisanlar’ın tadını daha çok çıkartırdım” diyor törenden dönen bayram çocuklarının arkasından gülümseyerek bakarken. Hayatının dönüm noktası, kendi berber dükkanını açmak olmuş. Anne babasını kondudan çıkartıp, apartman dairesine yerleştirmiş hemen. Bir süre sonra, yan dükkanı kiralayıp emlakçılığa da el atmış. Ardından kursa gitmiş, 8 sene mücadele etmiş, Latin dansları hocası olmuş. “Sınıfın en yeteneksiziydim. Salsa’nın temel hareketlerini herkes 3 günde öğrendi, ben 2 ay debelendim” diyor. Ama inat etmiş. İnadının ödülü ise bir Türkiye dördüncülüğü olmuş. Bu arada deniz korkusunu yenmek için dalgıç brövesi almış. Son merakı ise masaj. Yakında masaj terapisti lisansını cebine koyacak. Tarihte kapladığı yeri genişletmek mi istiyor acaba? “İlgisi yok abi, boş oturunca sıkılıyorum” diyor. 100 yıl sonra tarihin senden nasıl bahsetmesini isterdin” diye soruyorum, “olduğum gibi” diye cevaplıyor. Tarih senden olduğun gibi bahsedecek Engin, orasını sen hiç merak etme.