Bundan 281 sene önceydi. Çariçe Anna İvanova, dünya tarihinindeki belki de en çılgın projeyi gerçekleştirdi. Buzdan bir saray: Ledianoi Dom! Gerçeğin çok üzerinde, masalları-efsaneleri bile yaya bırakan Buz Sarayı’nın tasarımcısı ise Alman mühendis Georg Wolfgang Krafft’tı. Krafft, gelecekte insanoğlunun Satürn gezegenine de benzeri yöntemlerle yerleşeceği fikrindeydi.
Avrupa iklim tarihinin en sert kışlarından biri 1739-1740 kışıydı. Öyle ki, batıda Seine Nehri, doğuda Tuna Nehri buzlarla kaplıydı, Kuzeye gelince… En ağır koşullar Büyük Petro’nun yeni kurduğu Sankt-Petersburg’da ve Neva’da görülmüştü. Fakir-fukaranın donarak öldüğü günlerdi.
Tersi tarih tarafından belgelenmese, ilk basımı 1741’de Petersburg Bilimler Akademisi tarafından üç dilde (Rusça, Almanca, Fransızca) yapılan ve yayımlanışından 260 yıl sonra Türkçeye çevrilen Georg Wolfgang Krafft’ın Buz Sarayı, haklı olarak Jules Verne’e, Borges’e ya da Cortazar’a maledilebilecek, en azından o ayarda düş zengini bir imgelemin ürünü gibi görülecek bir metin. Oysa burada anlatılanlar “gerçek hayat”tan birebir yansıtılmış bir taşkın hikayedir.
6 Şubat 1740 tarihinde, Çariçe Anna İvanova’nın gözde Bakanı, çirkinliğiyle nam salmış Prens Golitsin’in düğün töreni vardı. Rustan çok Alman olarak görülen, aşırılıkları nedeniyle sevilmeyen çariçe, bir bakıma baş soytarısı sayılan prensi için uzun süren önhazırlıkların sonucunda, dünya mimari tarihinin öncü garabetlerinden birini “inşa” ettirmişti düğün töreni vesilesiyle: Ledianoi Dom.
Bu “Buz Sarayı”na seçkin davetliler çağrılmış, o gün ve gece eşi-benzeri görülmemiş eğlenceler düzenlenmişti.
Buz Sarayı’nın mühendisi Alman Georg Wolfgang Krafft, Tübingen’de teologya öğrenimi gördükten sonra fizik ve meteoroloji dallarında uzmanlaşmış, Büyük Petro’nun kurduğu Bilim Akademisi’ne, dev mimarlık kütüphanesine sahip Petersburg’a davet edilip matematik kürsüsüne başkan atanmıştı. O sırada bilim çevreleri astronomiyle, Çariçe ise astroloji ile yakından ilgili olduğu için, Krafft’ın Avrupa’dan getirdiği “know how”a gereksinme duyulmuştu. “Çılgın proje” Buz Sarayı da aynı dönemde devreye girecekti.
Çalışmaların arkasındaki adam, yarı yolda komplo suçlamasıyla kafası kesilen Bakan Volynskiy idi. “İnşaat”ın yapım sorumluluğunu üstlenen akrabası mimar Eropkine ise iş bitiminde adları kayıtlardan silinen, sırra kadem basanlardandı. “Bilimsel mimarî”ye ve “deneysel bilim”e sıkısıkıya bağlı olan Krafft’a gelince… Buz Sarayı metniyle bir bakıma Mabeyinci Pavlos’un Ayasofya için yüklendiği görevin bir benzerini üstlenmişti. Öte yandan “buzdan yapı” bir fantazma ürününden fazlasıydı onun gözünde. Gelecekte Satürn gezegenine benzeri yöntemlerle insanoğlunun yerleşeceği fikri zihnine sabitlenmişti. Petersburg’un sertten sert kışında, Dimitri’nin kardeşi Antioh Kantemir’le şiir ve inşa sanatı, yeryüzü ve uzay üzerine söyleşiyorlardı.
(Antioh Kantemiroğlu diye anılıyor bizim kaynaklarda ve pre-modern Rus şiirinin öncü ismi sayılıyor. Güç-bela müzesini açtığımız Dimitri Kantemiroğlu’na yönelik kültürel projenin sorumluları arasındaydım: Gerek Yitik Sesin Peşinde (1999), gerekse Yalçın Tura’nın YKY’den çıkan Kitâbu İlmi’l – Mûsiki Alâ Vechi’l Hurûfat – Mûsikiyi Harflerle Tesbit ve İcrâ İlminin Kitabı (2001) yeniden dolaşıma çıkmalı. Antioh Kantemiroğlu’nun şiirleri çevrilmeli. İstanbul tarihinin önemli puzzle parçaları arasında düşünmek gerek ikisini de. Tarihsel/siyasal özellikleri ne olursa olsun).
Buz Sarayı, 1740 Ocak ayında baştan uca buzla inşa edilen saydam yapıda kullanılan tekniğin yanısıra bütün iç donanımının betimini de içeriyor; bugünden bakılınca bir “canlandırma” işlevi de görüyor. Koşut olarak, günün iklim koşullarının özelliklerini doğabilimci yaklaşımıyla okuruna sunuyor. Bizde Surnameler, Batı’da Şölen Kitapları (Livres de Fêtes) geleneğinin oldukça aykırı bir dalı Buz Sarayı.
Çariçe, geçici bir “Merak Dolabı” (Wunderkammer / Cabinet de Curiosités) gibi tasarlamıştı düğün törenini: Cüceler, egzotik hayvanlar, dev bir buzdan fil heykeline eşlik eden sahici bir fil, meşaleler ve fişekler, folklorik giysileriyle halk oyunları, buzdan toplar… Versailles Sarayı’nın görkemli gösterilerine özenilmiş gotik bir tören.
Ağaç heykelleri, yatak odası, kuşlar ve meyveler, her şey buzdandı. Krafft buzu yüceltir metninde; onda bir tür “göksel kristal” seçmiştir.
Buz Sarayı, çok geçmeden eridi: Sarayları bazan Güneş, bazan Devrim eritir.
Çariçe 1740 sona ererken ender rastlanan bir hastalıktan öldü. 95 yıl sonra, bir Rus romancısı, İvan Lajetşinikov, Anna’yı delikdeşik etti Buzdan Ev (1835) romanıyla. Alexandre Dumas, onun etkisiyle kendi Buzdan Evi’ni (1858) yazdı.