Nâzım Hikmet’in izinde Küba seyahati mısraları
12 Mayıs 1961’de Küba’ya giden Nâzım Hikmet, devrimin hemen sonrasında başkent Havana’da büyük ilgiyle karşılanmıştı. 60 yıl sonra ünlü şairin ve arşiv belgelerinin izinde Havana.
BÜYÜK BİR BAŞVURU KAYNAĞI
Nâzım Hikmet arkeolojisi: 32 kısım tekmili birden…
Melih Güneş’in hazırladığı 704 sayfalık hacimli eser, Nâzım Hikmet’in tüm dünya dillerinde çıkmış tüm kitaplarını, detaylarıyla, bilgilerle sunan sıradışı bir çalışma.
MEHMET'TEN NAZIM HİKMET'E MEKTUPLAR
‘Babacığım, selam ederim, 2. karnem hep pekiyi olacak’
Nâzım’ın Sovyetler Birliği’nde olduğu süre boyunca eşi Münevver Andaç ve oğlu Mehmet Hikmet hep gözetim altındaydı. 1951’den 1955’e kadar mektup almaları-yazmaları yasaktı. O sıralar uluslararası girişimlerle en azından kısmen de olsa bir mektup ve hediye trafiğine izin verildi. İşte 50’li yılların sonlarında, Mehmet’in özlem dolu satırları…
67 YIL SONRA, BÜYÜK ŞAİRİN PEŞİNDE...
‘Kore’ye Giden Gemi’: Nazım Hikmet’in, tamamı ilk defa yayımlanan şiiri
1951’de tekrar ağır hapis cezalarına çarptırılan dünya şairi Nazım, çok sevdiği vatanından ayrılmak ve SSCB’ye gitmek zorunda kalmıştı. Tam o sıralar bütün şiddetiyle devam eden Kore Savaşı, şairin hem günlük hayatına hem de unutulmaz dizelerine yansıdı. O dönem yazdığı “Kore’ye Giden Gemi” şiiri, daha sonra Türkçede kısaltılarak yayımlanmıştı. Mehmet Perinçek, Moskova’da şiirin orjinalinden yapılan Rusça çevirisini buldu ve tekrar Türkçeye kazandırdı.
Nâzım Hikmet’te Türklük ve millîlik
Her tarihsel dönem, kendi anlamları-anlatımları doğrultusunda bir terminoloji oluşturur. Bugün özellikle ülkemizde, iyiden iyiye günlük siyasetin yörüngesine göre şekillenen bu kavramlar, ünlü şair Nâzım Hikmet’in döneminde de tartışma konusuydu. “Vatan haini” olarak damgalanan Nâzım’ı o dönemde destekleyenler ise, onu “Türk dünyasının, Türk milletinin müstesna bir kıymeti” olarak selamlamışlardı. Arşiv belgeleri konuşuyor...
ŞAİRE YAZILMIŞ MEKTUPLAR
Nâzım Hikmet: Türkçenin büyükelçisi
Dünya şairi Nâzım Hikmet’in şiirleri, onlarca dile çevrildi, milyonlarca kişiye ulaştı. Şairin SSCB’de olduğu dönemde kendisine yollanan Türkçe mektuplar, bugün Rusya Edebiyat Sanat Devlet Arşivi’nde (RGALİ) bulunuyor. Bu mektuplar Türkçeye olan tutkuyu ve en önemlisi Türkçe konuşan halkların dillerinin korunmasında ve Türkçenin yaygınlaştırılmasında Nâzım Hikmet’in ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Nâzım Hikmet’in Polonya vatandaşlığına başvuru ve kabul belgesi!
Ünlü şair 1951’de Türk vatandaşlığından çıkarıldıktan sonra Polonya vatandaşlığı için başvurmuş ve 1955’te kabul edilmişti. Nâzım Hikmet’in Varşova arşivlerindeki başvuru ve kabul belgeleri ilk kez günışığına çıkıyor.
Arapça ve Farsçada Nâzım Hikmet dizeleri
Dünya şairi Nâzım Hikmet’in eserleri şimdiye kadar birçok dile çevrildi. Ancak onun sağlığında yayımlanan Arapça ve Farsça kitapları neredeyse hiç bilinmiyor. 1956’da Beyrut’ta basılan Risâletun ilâ Nâzım Hikmet ve Kasâidu Uhrâ (Nâzım Hikmet’e Mektup ve Diğer Şiirler) adlı kitap, çağdaş Arap edebiyatının önemli isimlerinden Iraklı Abdülvehhab Beyyâtî tarafından hazırlanmıştı.
NÂZIM HİKMET VE SOVYET AFİŞLERİ
Sen savaşın ve umudun posterini yapabilir misin Viktor?
Evet, çizmişti. En ünlü Sovyet posterlerine imza atan Viktor Borisoviç Koretskiy, şairin isteği üzerine onun Türkiye’de Fatma, Ali ve Diğerleri olarak bilinen, SSCB’de Rasskaz o Turtsii (Türkiye Üzerine Bir Hikâye) olarak sahneye konan oyununun afişini hazırlamıştı. Koretskiy’in ‘Barış İçin Savaşırken Unutma’ serisini oluşturan ünlü posterlerinin tanıtımını da Nâzım Hikmet yapmıştı.
BİR KÜLTÜR VARLIĞI
Bir kültür varlığı: Bergama, Troya, Boğazköy neyse Nâzım da odur!
Nâzım Hikmet’in yalnızca eserleri değil, bizzat ömrü bile destansı bir başyapıt, sonraki kuşaklara kalması gereken bir kültür mirasıdır. Külliyatına dahil edilmemiş onca şiiri, yayımlanmamış onlarca oyun ve senaryosu, yayımlanmamış yüzlerce yazısı, Moskova’da kalan eşyaları, müzeleşememiş, biraraya getirilememiş, dağınık bir şekilde önümüzde durmaktadır… Ölümünün 55. yılında bilinmeyen şiirleri, mektupları ve yaşamıyla Nâzım Hikmet.