Kasım
sayımız çıktı

Demir mezarlar sardı anayurdu dört baştan!

Türkiye son olarak Çorlu yakınlarında meydana gelen ve 24 vatandaşımızın ölümüne, 318 kişinin yaralanmasına neden olan tren kazasıyla sarsıldı. Dünyada üçüncü yüzyılını yaşayan demiryolu taşımacılığı, kaza sonucu ölümlerin oranı bakımından havayolundan sonra en güvenli olanı. Ancak ülkemizde son 76 yıldaki 74 tren kazasında 600’den fazla insanımız öldü (Hürriyet), iki bine yakın kişi yaralandı.

Ulaşım-ulaştırma ve insan taşımacılığı yüzyıllar boyu gelişim gösterip çok daha gelişkin noktalara ulaşsa da dikkatsizlik ve ihmalkârlıklar insanlığa en ağır trajedileri yaşatıyor. Temmuz başında Çorlu’da yaşadığımız facia bunun son örneği. Demiryolunun Türkiye’deki 162 yıllık tarihinde, özellikle son 50 yılda meydana gelen ölümlü kazalar dikkati çekiyor.

Demiryolu ulaşımının hikayesi 1800’lerin başında İngiliz bir maden mühendisi ile bir maden sahibinin iddialaşmaları üzerine doğmuştu. 6 Şubat 1804 günü Tram-Waggon adlı bir lokomotif 10 tonluk demir yükü ve ayrıca 70 yolculu bir arabayla Cardiff’ten hareket etti. 16 kilometrelik Pennydarran-Cardiff yolu, beklemeler ve tamirler ile birlikte tam beş saat sürünce, hayvanlar ile sağlanan ulaştırmanın gerisinde kalmıştı.

Türkiye tarihinin en büyük kazası

1957 Ekim’indeki Türkiye tarihinin en büyük tren kazası İstanbul Yarımburgaz’da iki trenin kafa kafaya çarpışmasıyla meydana gelmişti. Seçime 1 hafta kala yaşanan kaza, o dönem siyasi tartışmaların gölgesinde kalmıştı. Kazadan hemen sonra olay yerine ulaşan foto muhabiri Ara Güler, bu olağanüstü fotoğrafı çekmişti.

İlk deneme böylece başarısız görülse de ok yaydan çıkmıştı bir kere. Sonrasında dünya hızla buharlı makinenin ve demiryollarının egemenliği altına girecekti. “Raylar üzerinde bir ya da birkaç lokomotif tarafından çekilen veya itilen vagonlar” prensibi, sanayi devriminin tüm dünyayı sarmasını sağladı. 19. yüzyıl, demiryollarının altın çağıydı. İngiltere’de 1830’lara doğru demiryolu kullanımı yaygınlaşmıştı. 1831’de ABD’de, 1832’de Fransa’da, 1835’te Belçika ve Almanya’da, 1837’de Rusya’da ve 1848’de İspanya’da demiryolu kullanılmaya başlandı.

Osmanlılar da bu sürece zaman kaybetmeden adapte olmaya çalıştı. 1854’te Kahire-İskenderiye ve 1856’da İzmir-Aydın hatlarıyla Osmanlı Devleti demiryoluyla tanışmış oldu. Osmanlı döneminde 8.619 km demiryolu inşa edildi; bunun daha sonra Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan kısmı 4.136 kilometreydi.

1923-1940 arasında 3.359 km, 1940-1960 arasında 600 km demiryolu inşa edilmişti. 1961’de ilk Türk buharlı lokomotifleri Karakurt ve Bozkurt yola çıktılar. Sonraki yıllarda demiryolu yapımına devam edildi. Zamanla buharlı trenlere dizel trenler eşlik etti daha sonra elektrik teknolojisi rayları fethetti.

1960’dan 2003’e 847 km ve 2003-2016 arasında 1.805 km demiryolu yapıldı.

Demiryolları, haliyle irili ufaklı kazaları da beraberinde getirecekti. Kazalar tüm dünyada vuku bulmaktaydı ancak bizdeki bilanço, özellikle son yıllarda oldukça ağır. Son 10 yıldaki tren kazalarında Türkiye’deki ölüm oranları Avrupa Birliği ülkelerindeki kazaların çom üzerinde. Ulaşım tarzları arasında taşınan yolcu ve kaza sonucu ölümlerin oranı çıkarıldığında ise havayollarından sonra en emniyetli olanı yine de demiryolu.

Yirmi yıl önce (3 Haziran 1998) Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinde meydana gelen hızlı tren faciası Avrupa açısından son yılların en büyüğüydü. Tekerlek parçalanması nedeniyle gerçekleşen kazada 287 yolcunun 181’i öldü. Olay, Almanya tarihinin en büyük tren kazası ve dünya genelinde en büyük hızlı tren kazası olarak geçti.

Dünya tarihinin en büyük ve en çok ölümün gerçekleştiği tren kazası ise 2004’te Sri Lanka’da meydana geldi. Tsunami’nin etkili olduğu kazada 1700’den fazla kişi ölmüştü. Ondan önceki büyük facia 500 ila 800 arasında kaybın meydana geldiği, 300 civarında cesedin kaybolduğu 1981 Hindistan kazasıydı.

Ülkemizde 1942’deki Bor kazasıyla başlayan (16 ölü, 21 yaralı) ölümlü büyük tren kazaları, günümüze kadar uzandı. En sonuncusunu maalesef 8 Temmuz’da Çorlu yakınlarında yaşadık. 24 kişi öldü, 318 kişi yaralandı. Kaza günü yayın yasağı ve bazı haberlere erişim engeli getirildi. Edirne-Halkalı seferini yapan banliyö treninin, “Tekirdağ Muratlı-Balabanlı bölgesinde menfez kesitinin yetersiz ve menfez üstüne yapılan dolgunun niteliksizliği nedeniyle sel sularının menfezde yer alan toprak dolguyu boşaltması ve raylarının askıda kalması ve kırılması ile vagonların raydan çıkması” sonucu kaza yaptığı bildiriliyor. Ancak ölümlü tren kazalarının Japonya’daki gibi sıfıra indirileceğinin, aynı hataların bir daha yapılmayacağının garantisini kimse veremiyor.

Son facia Geçen Temmuz ayında Çorlu yakınlarında yaşanan tren faciası, demiryolları kazalarında da yakın tarihten ders almadığımızı ortaya koydu.

Türkiye tarihindeki en büyük tren kazaları

1945: Hayvan yüklü tren ile yolcu treni birbirine girdi

7 Ekim Pazar günü saat 02.00 civarında Erzincan’ın Bağıştaş ilçesinde istasyona 3-4 km mesafede iki tren çarpıştı. Kasaplık hayvan yüklü bir marşandiz ile yolcu katarının birbirine girdiği kazada 40 kişi ve çok sayıda hayvan öldü. 12 vagonun parçalandığı, enkazın kaldırılmasının iki gün aldığı kazaya yolcu katarının şeftreniyle makinistinin, İliç istasyonu hareket memurundan emir almadan ve istasyon memuruna ‘föy dö marş’ı imzalatmadan hareket etmeleri sebep olarak görüldü.

Kazanın ardından yardım yine demiryolu ile ulaştırıldı. Son belirlemelere göre sayıları 32 olan yaralılar Sivas ve Erzincan hastanelerine yerleştirildiler. Kaza yerine giden Cumhuriyet gazetesi muhabiri tanıklıklarını şöyle anlatmıştı: “Hiç kimse manzaranın bu kadar feci olabileceğine ihtimal vermiyordu; kazanın vuku bulduğu yer, çarpışan iki katara bir mezar olmuştu sanki… Tahmin ve tasavvurun çok fevkinde feci bir manzara ile karşılaşılması imdat treninden inenlerin çenelerini kilitlemişti. Hiç kimse yanındakine bir şey söyleyemiyor, bir şey soramıyordu… Parçalanmış vagonlar altından iniltiler geliyor, yol arkadaşının adını bağırarak, onun hayatı hakkında malumat edinmeye çalışan yaralı sesleri duyuluyordu”.

1952: Fren patlaması sonucu 51 vagon paramparça oldu

Adana ile Ulukışla arasında sefer yapan yük katarı 17 Mayıs günü saat 12.00 sıralarında Durak-Bucak istasyonları arasında fren patlaması dolayısıyla devrilince katara bağlı bulunan yolcu vagonu ve diğer vagonlar parçalandı. Tam 51 vagonun 5 kilometrelik alanda etrafa savrulduğu kazada 32 kişi öldü 22 kişi yaralandı. Kaza sonrası bölgedeki köylüler yaralıların hastaneye ulaştırılmasında etkin rol oynadı.

1957: İhmalin getirdiği kafa kafaya çarpışma

20 Ekim 1957’de saat 22.18’de İstanbul Ispartakule ile Yarımburgaz arasında Sirkeci’den Edirne’ye giden ekspres ile Edirne’den hareket eden motorlu tren çarpıştı. 95 kişinin öldüğü, 150 kişinin yaralandığı feci kazanın perde arkasında Yarımburgaz ve Ispartakule istasyon memurlarının aynı hat üzerinde trenlerin ikisine birden yol vermesi vardı. Bunun üzerine Edirne’den hareket eden motorlu trenin zaman zaman duraksadığı için son sürat ile hareket halinde olması frenleri etkisiz kıldı. İki istasyon arası ray hattında eğimli bir mevkide kaza meydana geldi. Kaza sonucu vagonlar “akordeon gibi” içiçe geçmişti. Kısa süre sonra başlayan yağmur kurtarma işini güçleştirmişti.

1961: Arıza halindeki trene bir başka tren çarptı

1 Mayıs günü İstanbul Maltepe ve Kartal arasında Kurtalan Postası’yla banliyö treni çarpıştı. Kartal’ı geçtikten sonra freni boşalan Kurtalan Postası, otomatik fren tertibatı ile kendi kendine durmuştu. Saat 18.05’i gösterirken banliyö treni hızlı bir şekilde gelip bu trene bindirdi. Cevizli istasyonundaki kazada 15 kişi öldü, 70 kişi yaralandı.

1972: Kazazedeler yanarak can verdi

Eskişehir-Gökçekısık’ta 31 Ekim günü meydana gelen kazada yine iki tren birbirine çarptı. Yolcuların bir kısmı devrilen vagonların altında kalarak bir kısmı da çıkan yangında yanarak can vermişti. 38 ölü, 90 yaralı vardı. Kazadan sağ kurtulan dizel lokomotifin makinisti “Bize yol verildi, yürüdük. Kaza çok fena yerde, virajda oldu. Birbirimizi görecek durumda değildik” demişti.

1979: Ankara’da dört gün arayla iki kaza

Ankara dört  gün arayla iki büyük tren kazası yaşanmıştı. 5 Ocak ve 9 Ocak’ta yaşanan kazalarda toplamda 49 kişi öldü; yaralanan sayısı 200’ü aştı.16 kişinin öldüğü ilk kazada Esenkent istasyonunda Anadolu Ekspresi duramayarak istasyonda bekleyen Boğaziçi Ekspresi’ne çarpmıştı. Kazada makinistler de hayatını kaybetmiş, kayıtlarda ise kaza sebebi “tespit edilememişti”. İkinci kaza daha acıydı. Behiçbey istasyonunda arıza dolayısıyla bekleyen trene kırmızı ışığa uymayan bir başka tren çarpmış ve kaza sonrası yangın çıkmıştı. Çarpan trenin sağ kurtulan makinisti kazadan sorumlu tutulmuştu.

1980: Van Gölü Ekspresi yolculara mezar oldu

7 Haziran’da Kayseri’den Sivas’a giden yük treninin Sarıoğlan-Tuzhisar istasyonları arasında Van Gölü Ekspresi’ne çarpmasıyla meydana gelen kazada 25 kişi öldü. Yine yangın çıkmış ve insanlar yanarak can vermişti; bu nedenle kimlik tespitinde zorluklar yaşandı. Kaza üzerine Devlet Demir Yolları yetkilisi “kazanın fren boşalmasından kaynaklandığı” söylemişti. Sağ kurtulan bir yolcunun “çarpışmadan hemen sonra trenden cam ve kapıları kırarak dışarı çıktık. Kazada trenin ön kısımları yanmaya başladı, bu arada yolcu taşıyan iki vagon da cayır cayır yanmaktaydı. Gözlerimizin önünde yanan yolcuların kurtarma olanağı yoktu” demişti.

2004: Hızlı tren virajda raydan çıktı: 41 ölü

22 Temmuz’da Ankara-İstanbul arasında hızlandırılmış tren seferini yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı tren Pamukova’da raydan çıkmış, toplam 230 yolcudan 41 kişinin ölümüne, 89 kişinin de yaralanmasına sebep olmuştu. Mekece İstasyonu’ndan sonra 345 m yarıçapındaki dönemece 80 km hız limitine uymayıp 132 km hızla giren trenin ikinci vagonunun sol tekerleği raydan çıkmış, buna bağlı olarak diğer vagonlar da denge kaybederek yan yatmıştı. Raporda, kaza yerinde makinistler için uyarıcı işaret ve tabela bulunmadığı, toplam yolculuk için verilen 5 saat 15 dakikanın ve uygun olmayan altyapının da kazayı etkileyen faktörlerden olduğu belirtilmişti.

2008: Hızlı tren kaza yaptı, dokuz yolcu hayatını kaybetti

27 Ocak günü İstanbul-Denizli seferini yapan Pamukkale Ekspresi’nin dört vagonun devrilmesiyle meydana gelen kazaya ilk tespitlere göre iki rayın birleştiği yerdeki kırılma sebep oldu. Kütahya-Afyon istikametinde Çöğürler-Değirmenözü arasındaki kazada dokuz yolcu öldü, 37 kişi yaralandı. Kazazede yolcular bu kez donma tehlikesi yaşadılar.