Kasım
sayımız çıktı

Ermeniler diyar-ı meçhule tehcir sahanı tarihe

Divriğili Ermeni aileler de diğerleri gibi 1915 trajedisinin kurbanları oldular. Üzerinde Noradungyan Yohannes imzası bulunan 1859 yapımı kapaklı sahan o acı günlerin hatırasını yaşatıyor.

Nuradunkyanlar (Noradungyan), Divriği’nin Kesme Köyü’nün sayılı ailelerindendi. İstanbul’la Babıâli ile de ilişkileri vardı. Hariciye Nazırı Kapriel Nuradunkyan Efendi bu ailedendir.

Tehcir sırasında Kesme’den de -Ermeni yaşlıların deyimiyle- “bir diyar-ı meçhule gidenler”, gidip dönmeyenler oldu. Tehcir, Osmanlı Devleti’nin kapanışı evresindeki acıklı bir öykü; fotoğraftaki kapaklı sahan da yazıtıyla ve anısıyla o trajik zamanların mesajını veren bir tanıktır.

Dövme bakırdan Arapkirli veya Divriğili bir Ermeni sanatkarın bu zarif ve çok sağlam eserinin kapağında Ermenice “Noradungyan Yohannes”, Osmanlı rakamlarıyla da 1275 tarihi okunuyor. Demek ki, Sultan Abdülmecid’in saltanatının sonuna doğru 1859 yılında, Millet-i Sadıka’nın son mutlu evresinde yapılmış.

1915 tehcirinden sonra kent meydanlarında haraç mezat satılan Ermeni malları arasında bu kapaklı sahan da varmış. Nuradunkyanların Kesme’deki mutfağından Divriği’de bir Türk ailenin mutfak tabaklığına göçmüş. Bu ev, Gazioğlu Mehmet Efendi’nin Cağlı Cami Mahallesindeydi. Tehcirden on yıl sonra adı geçen Mehmet Efendi’nin kızlarından Necibe, Sermünadi Hasan Efendi’nin oğlu Arif Efendi’ye gelin gitmiş. Nuradunkyanların kapaklı sahanı da çeyiz kapkacağı arasında…

Acı yemek 1859 yapımı kapaklı sahanın üzerinde “Noradungyan Yohannes, 1275” yazısı okunuyor.

Bende ne geziyor? Gazi Mehmet Efendi dedem, Necibe Hanım (ölümü 1982) annem, Arif Usta (ölümü 1958) babamdı. Çocukluğumda evimizdeki her bayramda, davetlerde doğal ki günlük sofralarda, bu sahan bir baş yemeğin kabı olarak masaya konur, kapağı açılır, içindeki, et kızartması, etli pilav, bazen kaymak bağlamış sütlaç veya kadayıftan tabaklarımıza konurdu.

Amasra’daki yazlık evimizde, devri geçmiş Saksonya lambaları ve şamdanlarla birlikte büfe üzerinde bir âlem-i hab’a çekilmiş bu tehcir sahanı artık kullanılmıyor.

Ama ben onunla geçirdiğim çocukluk günlerimi aradabir hasretle, Nuradunkyanlarla sahanın meçhul ustasını da saygıyla anıyorum.