Kasım
sayımız çıktı

Ulusal kimliğin inşasında anıtmezar mimarisinin rolü

Anıtkabir’in Ötesi adlı kitap, Atatürk’ün ölümünün ardından naaşının ziyarete açıldığı yerler ve bunlar arasındaki nakil törenlerinin Türk ulusal kimliği ve hafıza inşasına nasıl katkı yaptığı sorusunun cevabını arıyor.

Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de vefatının ardından naaşı farklı yerlerde kaldı ve halkın ziyaretine açıldı. Vefat ettiği Dolmabahçe Sarayı’ndaki yatak odası, Sarayını Muayede Salonu’ndaki katafalk, Ankara’daki resmi cenaze töreni için Bruno Taut’un tasarladığı katafalk, Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabir ve Anitkabir. Florida’daki Ringling College of Art and Design’da mimarlık ve tasarım tarihi dersleri veren Christopher S. Wilson’ın Anıtkabir’in Ötesi: Atatürk’ün Mezar Mimarisi – Ulusal Belleğin İnşası ve Sürdürülmesi adlı kitabı, Atatürk’ün naaşının tutulduğu bu yerleri, cenaze törenlerini, Anıtkabir’in inşasını, muhafazasını ve kurumsallaşmasını inceliyor.

Çalışmada yanıtı aranan asıl soru, Atatürk’ün naaşı için hazırlanan beş yapı ve bunlar arasındaki nakil törenlerinin, ulusal kimlik ve ulusal hafıza inşasına ne ölçüde katkı yaptığı sorusu.

Anıtkabir inşaatı sürerken…

Kitapta, inşaatına 1943’te başlanan ve 10 yıl süren Anıtkabir’in yerinin seçilmesi tartışmalarına da yer veriyor. Yer seçimi konuşulurken önce akıllara Atatürk’ü hatırlattığı için Atatürk Orman Çiftliği gelmiş. Ancak çiftlik ürünlerinin satıldığı dükkanlar, gece kulüpleri ve çay bahçeleri olduğu için mozolenin ciddiyetini zedeleyeceği için kabul görmemiş. Gençlik Parkı da hem aynı gerekçeler hem de kentin en alçak noktası olduğu için “yetersiz” bulunmuş. Atatürk Ankara’ya geldiğinde ikamet ettiği ilk yer olan Ziraat Mektebi’nden 1940’lardakentin 10 kilometre uzağında olduğu için vazgeçilmiş. Ankara merkezindeki en yüksek tepe olan Ankara Kalesi’nin Kabul edilmeme sebebi ise Türkiye’nin cumhuriyet öncesini çağrıştırmasıymış. Sonunda, o dönemde şehrin neredeyse her noktasından görülebilen ve adını üzerine kurulu meteoroloji istasyonundan alan Rasattepe gündeme gelmiş ve kabul edilmiş.

Yazar, hepsi “büyük” devlet adamlarının ölümünün ardından kendilerine minnettar ulusları tarafından inşa edilen Moskova Kızıl Meydan’daki Lenin Mozolesi, Hanoi’deki Ho Chi Minh Mozolesi, Pekin’deki Mao Mozolesi ve Dallas’taki Kennedy Anıtı ile Atatürk’ün mezar mimarisi (bilhassa mozolesi) arasındaki benzerliklere de değiniyor.