Evrim Teorisi’nin mimarı Charles Darwin (1809-1882), ilk defa bundan tam 159 yıl önce, 1862’de Osmanlı sahnesine çıktı. Anglikan Kilisesi’nin kendisini aforoz ettiği yıllarda, Osmanlı toplumunda çıkan ilk bilim dergisi evrime ve Darwin’e atıf yapıyordu. Ünlü Alman filozof Karl Marx (1818-1883) ise 1871’den başlayarak Osmanlı basın ve matbuatının büyük ilgisini çekecek; eserleri 20. yüzyılın ilk yıllarından itibaren çevrilmeye başlanacaktı. Bilimin ve politikanın hiç eskimeyen iki starı… Osmanlı-Türk toplumunda ilkleriyle Darwin ve Marx…
CHARLES DARWIN
1-İLK BİLİM DERNEĞİ: MÜNİF MEHMED / 1861
CEMİYET-İ İLMİYE-İ OSMANİYE, Berlin’de ekonomi ve felsefe okumuş, 6 dil bilen, (Türkçe, Arapça, Fransızca, Almanca, İngilizce ve Rumca) Münif Mehmed Paşa tarafından, Batı’daki gelişmeleri Türkiye’ye aktarmak için kuruldu. Türk toplumunun pozitivist bilimler ve Charles Darwin’le (1809-1882) tanışmasında bir dönüm noktasıdır. İlk Türk üniversitesi de sayılabilecek dernek hukuk, ekonomi, yabancı dil dersleri veriyor ve amacını şöyle özetliyordu: “Cemiyetin maksadı, dine ve politikaya ait meseleler haricinde, her türlü bilim, maarif, ticaret ve sanayiye dair kitap ve risalelerin telif ve tercümesi yoluyla memlekete faydalı hizmetler vermektir”. Dernek, Mecmua-i Fünûn adlı bir bilim dergisi çıkarmaya başlayacak ve bu yayın birçok alanda ilklerin dergisi olacaktı.
2-İLK BİLİM DERGİSİ: MECMUA-İ FÜNÛN / 1862
ESKİ HARFLİ TÜRKÇE İLK BİLİM DERGİMİZ olan Mecmua-i Fünûn, Cemiyet-i İlmiye Osmaniye’nin yayın organı olarak 1862’de çıkmaya başladı. 48 sayı boyunca ilim ve kültür konularında yayın yaptı. Darwin’in Türlerin Kökeni kitabının 1859’da yayımlanmasından 3 yıl sonra çıkmaya başlayan dergi, 30. sayısında Münif Mehmed Paşa imzalı “Karıncaların Sanat ve Medeniyeti” yazısında karınca ve insanların yaşam formlarını karşılaştırarak inceliyordu. Münif Paşa yazısında, bitki ve hayvanların “inkılâbât-ı mütevaliye” (sürekli devrim) ile bugünkü durumlarına ulaştığını söylüyor; insanı “eşrefi mahlûkat” sayıyor; Lamarck ve Darwin’i hatırlatarak, insan sözkonusuysa bir “maksûd-ı bih” (Varoluş amacı-La destination de l’homme) olduğundan hareketle kesin bir insan/hayvan ayrımı yapıyordu (Recep Duran, Münif Paşa, Hayatı-Felsefesi).
Bu, eski harfli Türkçe bir yayında evrim kuramı ve yaratılış felsefesi tartışmalarına dair bilinen ilk makaleydi. Derginin çıkarılmasına öncülük eden Münif Mehmed Paşa’nın yanısıra yazar kadrosunda şu isimler vardı: Ahmet Vefik Paşa, Ethem Pertev Paşa, Mehmet Cemil Paşa, Kadri Paşa, Halil Bey, Rıfat Bey, Hekimbaşı Salih Efendi, Bekir Sıtkı Efendi.
Zafer Toprak, Mecmua-i Fünûn’un önemini şöyle değerlendirmiştir: “Tanzimat aydını için bir okuldur. 18. yüzyıl Fransız ansiklopedistlerinin işlevini üstlenmiştir. Batı’ya dönük aydınlara seslenir. Batı yörüngesinde eğitim görmüş aydınların yazılarına yer verir. Çağdaş-pozitif bilim ve felsefe dili ilk kez Mecmûa-i Fünûn’da tartışılır”.
3-TÜRKÇEDE İLK KİTAP: DARVENİZM / 1911
OSMANLI TOPLUMUNDA İLK DARWİNİZM KİTABI, pozitivist- materyalist Türk aydını Subhi Edhem tarafından yayımlandı. Subhi Edhem, Osmanlı vilayeti Manastır’da askerî idadi öğrencilerine verdiği evrim ve doğa felsefesi derslerini 1911’de Bitola’da Darvenizm adıyla kitaplaştırdı. Subhi Edhem’in 200 sayfalık kitaptaki isminin altında, “İdadi Askerî Sabık Tarihi Tabibi Muallimi” diye yazıyordu. Edhem’in askerî lise öğrencilerine verdiği ve çok ilgi gören evrim dersleri bir süre sonra yönetimce sonlandırılmış; o da bu dersleri “sabık” (eski) muallim sıfatıyla, “ilk talebelerime” diyerek öğrencilerine ithaf ederek kitaplaştırmıştı.
Kitap kapağında, Darvenizm başlığının altında Muhyiddin İbnü’l-Arabî’den bir alıntı yer alıyor: “Bir hendese-şinas için bir müsellesin kırmızı mı veya siyah mı olduğunu sormak ne kadar garip düşerse; bir hekim için de felsefeye müteallik bir eser-i kaleminin mütedeyyine mi yahut gayri mütedeyyine mi yazılmış olduğunu sual etmek o kadar münasebetsiz ve abes düşer… (Bir mühendise, bir üçgenin kırmızı mı veya siyah mı olduğunu sormak ne kadar garip düşerse; bir hekime de felsefeye dair bir kitabın dindar için mi dinsiz için mi yazılmış olduğunu sormak o kadar ilgisiz ve saçmadır)”.
Kitapta Jean-Baptiste Pierre Antoine de Lamarck (1744- 1829) ve Charles Darwin’in siyah-beyaz portre fotoğraflarına yer verilecek ve kimi terimlerin Latince olarak Fransızca karşılıkları da yer alacaktı.
Subhi Edhem, kitapta Darwin’e dair görüşlerini şöyle aktarıyordu: “Memleketimizde Darven ismine değilse de, nazariyesine bigâne duran birçok kimseler mevcuttur. Avrupa’da bile Darven taraftarlarına atılan itiraz taşları pek çoktur. Halbuki Darven aleyhine yazılan bir sürü sahifeler içinde ulum-i tâbiyyenin teferruatından en metini bulunan, kanunlarla halledilebilen ilimlere karşı hep bir vukufsuzluk gözükmektedir. Zaten, eşgâl-i uzviyetin, mihaniki bir tarzda, esbab-ı esasiye ve esbab-ı mucibesini anlayıp anlatabilmek için mutlaka ulum-i tabiyede malumat-ı tamme sahibi bulunmak şarttır. Ve bu şartın zafiyeti, bi-şübhe, derece-i ihatanın da dairesini daraltır (Memleketimizde Darven ismine değilse de, kuramına kayıtsız duran birçok kimseler mevcuttur. Avrupa’da bile Darven taraftarlarına atılan itiraz taşları pek çoktur. Halbuki Darven aleyhine yazılan birçok sayfalar içinde fen bilimlerinin alanı içine giren, en sağlamı olan, kanunlarla çözümlenebilen bilimlere karşı hep bir cahillik gözükmektedir. Zaten bir organizmanın, mekanik bir şekilde temel özelliklerini ve gerekçelerini anlayıp-anlatabilmek için mutlaka fen bilimlerinde tam anlamıyla bilgi sahibi olmak şarttır. Bu şartın zayıflığı hiç şüphesiz kavrayışın da dairesini daraltır)”
4-İSTANBUL’DA İLK ÇEVİRİ: DARWİNİZM / 1913
MEMDUH SÜLEYMAN TARAFINDAN ilk Darwin kitabının basılmasından 2 sene sonra bu defa İstanbul’da Darwin üzerine ilk tercüme kitap yayımlandı. Memduh Süleyman’ın 1913’te Karl Robert Eduard von Hartmann’ın (1842-1906) Fransızcada Le darwinisme: Ce qu’il y a de vrai et de faux dans cette théorie (Darwinizm Teorisinde Hakikatler ve Hatalar) adıyla basılan eserinden çevirdiği; evrim teorisinin felsefi eleştirilerini barındıran kitap, Darwinizm ismiyle çıkmıştı.
“Teceddüd-i İlmi ve Felsefi Kütüphanesi” serisinin 10 numaralı kitabı olan eserin altbaşlığı, “Darwin Mesleğinin İhtiva Ettiği Hakikatler ve Hatalar” olarak çevrilmişti. Memduh Süleyman, kitabı Fransızca çevirisinden özetleyerek Türkçeye çevirmişti.
Memduh Süleyman kitabın girişinde Darwin’e dair şu görüşlerini paylaşmıştı: “Meşrutiyetin ilanını müteakip münevver fikirli, düşünür gençler arasında Avrupa hakimlerinin ilmi fikirleri, felsefi itikatları hakkında malumat elde etmek arzusu hasıl oldu. Bugün ulum-i tabiyede büyük bir rol ifa eden Darwin nazariyesi, hududunu ‘metafizik’e kadar tevsi ederek kâinatın hilkati hakkında birçok nazariyeler suduruna sebebiyet vermiş; felsefi meslek ve mekteblerde mühim bir tesir icra etmeğe başlamıştır. Binaenaleyh Darwin’in vazettiği ıstıfa ve nesil nazariyelerinin hatalarıyla hakikatlerini teşrih eden Alman müelliflerinden Eduardo Hartmann’nın Darwinizm (Le Darwinisme) nam eserini hülasaten Türkçeye naklediyorum (Meşrutiyetin ilanından sonra münevver fikirli, düşünür gençler arasında Avrupa’da öne çıkan ilmi fikirler ve felsefi yaklaşımlar hakkında bilgi elde etme arzusu ortaya çıktı. Bugün felsefede büyük bir rol oynayan Darwin teorisi, sınırlarını ‘metafizik’e genişleterek evrenin yaratılışı hakkında teoriler doğmasına neden olmuş, felsefi meslek ve okullarda önemli bir etki oluşturmuştur. Darwin’in önerdiği seçilim ve tür teorilerinin hatalarıyla hakikatlerini ortaya koyan Alman yazarlarından Eduardo Hartmann’nın Darwinizm (Le Darwinisme) adlı eserini özetleyerek Türkçeye çeviriyorum)”.
4-BAKANLIK ONAYLI İLK DARWIN KİTABI / 1931
CUMHURİYET DÖNEMİNDE BUGÜNKÜ TÜRKÇEDE ilk Darwin kitabı 1931’de Dr. Galip Ata’nın kaleme aldığı Darwin oldu. İlk baskısı 3000 nüsha olarak Devlet Matbaası’nda yapılan eser, biri İhap Hulusi çizimli iki farklı kapakla okuyucuya sunuldu. Bu ilk baskısının ardından kitap o kadar ilgi gördü ki daha sonra defalarca yeni baskılar yapıldı. Kitapta Darwin’in hayatının yer aldığı giriş bölümünün ardından eserlerine yer verilirken geniş bir Darwinizm bölümü de dikkati çekiciydi. Darwinizm kuramı, kitapta Fransızca terimlerle açıklanarak genişçe yer tutuyordu. Kitap, dönemin Millî Eğitim Bakanlığı onayı ve desteği ile Maarif Vekâleti Talim ve Terbiye Dairesi’nin 30/3/1930 tarih ve 146 numaralı emriyle yayımlanmıştı.
KARL MARX
1-TÜRK BASININDA İLK KEZ 150 YIL ÖNCE / 1871
1840’LARDAN İTİBAREN KARL MARX’ın adı Avrupa’da duyulmaya başlamıştı. Osmanlı basınında ise ünlü Alman filozofun fikirlerine dair ilk yayına, 21 Şubat 1871’de Ebuzziya Tevfik’in çıkardığı Hakayiku’l-Vekâyi adlı gazetede rastlıyoruz. Hakayiku’l-Vekâyi’nin 170 numaralı sayısının ilk sayfasında, “Daily News gazetesinde münderic bir mektubun suret-i mütercemesidir (Daily News gazetesinde çıkmış bir mektubun çevirisidir)” başlığıyla Marx’ın Türkçe olarak ilk makalesi yayımlandı. Yazıda Marx, Fransız-Alman Savaşı’na ilişkin olarak Almanya Başbakanı Otto von Bismarck’ı sert sözlerle eleştiriyordu.
Marx’ın çeviri makalesi şu satırlarla başlıyordu: “Mösyö dö Bismark’ın Fransa’da gazeteler ve mübaşirler vasıtasıyla halkın beyan-ı efkar etmesine mümanaat edilmek tehdidini Fransa hükümetine azv ve isnad eylemesinin mutlaka sahte bir şey ettiği, müşarünileyhin ahval ve hareket sabıkasından müstebandir (Bismarck’ın Fransız basınında çıkan ve Alman halkının baskılar yüzünden fikirlerini özgürce dile getiremediği yolundaki haberleri Fransa hükümetinin bir iftirası olarak yorumlaması, onun geçmişteki hareket ve söylemleriyle de açıkça örtüşmektedir)”. Marx’ın ilk defa isminin geçtiği bu yazısı şu cümlelerle bitiyordu: “Şurasından dolayı memnun oluyorum ki, Fransa şimdi ilkin kendisi için değil Almanya’nın ve Avrupa’nın hürriyet ve serbestisi için fedayi-i can ederek kanını dökmektedir”.
Sosyalist hareketin tarihine ilişkin eserler bırakmış Kerim Sadi de (1900-1977), Marx’ın bizde yayımlanan bu ilk makalesi hakkında 1965’te şöyle yazacaktı: “Marx imzası ile ‘Demir Başvekil’e yapılan bu yaylım ateş de gösteriyor ki, bundan 94 yıl önce, –Daily News gibi sütunlarını hür düşüncelere açan İngiliz gazetelerinden aktarma yazılarla-gazetelerimizde, cumhuriyet ve hürriyet fikirleri serbestçe savunuluyordu; çeviri yoluyla, mutlakiyeti ve despotizmi temsil edenlere karşı savaşılıyordu”.
2-SOSYALİZM ÜZERİNE İLK KİTAP / 1910
OSMANLI TOPLUMUNDA SOSYALİZM TEMALI ilk eser, Georges Tournaire’in 1909’da yazdığı Le socialisme, notions élémentaires adlı kitabın çevirisidir. 1 yıl sonra 1910’da basılan kitap Haydar Rifat tarafından tercüme edilmiş ve Sosyalizm adıyla çıkmıştır. Kitabın altbaşlığında şu ifadelere yer verilmiştir: “Sosyalizmin esbabından, hidametinden, sosyalistlerin hayat-ı içtimaideki vezaifinden, maksad ve gayeden bahseder”. Kitabın yayımcısı olan ve daha sonra Hilmi Kitabevi’ni kuracak Tüccarzade İbrahim Hilmi Bey de kitabın girişine “İfade-i Neşr” adlı bir giriş yazısı yazacak; bu yazı da “Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” vecizesiyle başlayacaktır. Kitap içinde şu altbaşlıklar bulunmaktadır: Sosyalizm Nedir?, Sosyalizm Niçin Teessüs Edecek?, Sosyalizm Nasıl Teessüs Edecek?, Sosyalizmin Kusurları, “Sosyalizm Kadınlarda da İştiraki İstermiş”, “Sosyalizm ve Diyanet”, “Sosyalizm Bir Hayal midir?”, “Sendikalizm”.
Mete Tunçay, Türkiye’de Sol Akımlar (İletişim Yayınları, 2009) kitabında, bu eserin çevirisine önsöz yazan İbrahim Hilmi Bey’den alıntı yapar: “Ilımlı ve aşırı sosyalistlikler vardır. Ilımlılar faydalı, aşırılar zararlıdır. Türkiye’de sosyalizmin Batı’dakinden farklı olarak uygulanması gerekir. Sosyalizm, derebeylik düzenini büsbütün ortadan kaldırmak yolunda çalışacağı için de yararlıdır. Sonra, sosyalizm yalnızca faydalı değil, aynı zamanda kaçınılmaz bir şeydir; çünkü Türkiye’de de kapitalist düzen gelişecektir. Şimdiden köyde ve şehirde sosyal adaletin eksikliği duyulmaktadır. Tarımda çalışanlar, toprak ağalarının ve tefecilerin elinden acı çekmektedir. Şehirde de (ecnebi sermayenin işlettiği) büyük teşebbüsler ameleleri sömürmektedir. Sosyalizmin Türkiye’de bugün bile yapacağı çok şey vardır…”.
3-KARL MARX’IN İLK FOTOĞRAFI / 1910
OSMANLI SOSYALİST PARTİSİ’NİN yayın organı İnsaniyet mecmuasının 1910’daki ilk sayısında, Karl Marx’ın Türkiye’deki ilk fotoğrafı yayımlanır. İsmail Faik tarafından çıkarılan derginin “Osmanlı Sosyalist Fırkası” başlıklı yazısının içinde, tam ortada Marx’ın fotoğrafı vardır. Altında şu ifade yer alır: “Almanya’da sosyalizm efkarının mucidi meşhur Karl Marx”. Aynı fotoğraf daha sonra İnsaniyet’in devamı niteliğinde, yine Osmanlı Sosyalist Partisi’nin yayın organı olan İştirakçi Hüseyin Hilmi’nin çıkardığı İştirak dergisinin 1912’deki ilk sayısında “Almanya’da sosyalizmin mucidi Karl Marx” altyazısıyla yayımlanacaktır.
4-KAPİTAL’DEN TÜRKÇEYE İLK ÇEVİRİ / 1912
MARX’IN BAŞESERİ DAS KAPİTAL, 14 Eylül 1867’de yayımlanmıştı. Bizde ise bu kitabın ilk kısmi çevirisi, 1912’de Bohor İsrâîl tarafından İstanbul’da yayımlanan Cerîde-i Felsefiye adlı dergide çıktı. Orijinal eserin Fransızcasından, yine Bohor İsrâîl tarafından çevrilen “İktisadi İçtimai” başlıklı bu yazı, “Birinci Kısım” ve onun altında da “Mal” başlığıyla okuyucuya sunuldu. Eski harfli Türkçe bu felsefe dergisi sadece tek bir sayı çıkmasına rağmen Osmanlı topraklarında bir ilke imza atmış oldu.
Bu yazıda Das Kapital’in “Meta” başlıklı ilk bölümü 15 maddede özetleniyordu. Bohor İsrâîl bu özeti, Marx’ın Le Capital adlı kitabından “hülâsatü’l-hülâsa” (özetin özeti) olarak yaptığını kaydedecekti. Dergi tek sayı çıktığı için Das Kapital’in bu ilk çevirisi dergideki 7 sayfa ile sınırlı kaldı.
5-BİLİNMEYEN KOMÜNİST MANİFESTO / 1923
KARL MARX VE FRIEDRICH ENGELS’İN 1848’de ortaklaşa yayımladıkları Komünist Manifesto, ilk defa 1923’te Türkçe olarak okurlara sunuldu. Komünist Beyanname ismiyle İstanbul’da, Aydınlık Yayınları tarafından Şefik Hüsnü’nün 52 sayfalık özet çevirisiyle yayımlandı. Bu, şimdiye kadar bilinen ilk ve tek eski Türkçe Komünist Beyanname idi.
Oysa yine aynı yıl, Azerbaycan Bakü’de bir başka eski Türkçe Komünist Beyanname daha yayımlanmıştı. Bu kitap şimdiye kadar literatürde hiç yer almadı ve Karl Marx’la, Komünist Manifesto ilgili yazılarda bu kitaba atıfta bulunulmadı. Azerbaycan Komünist (Bolşevik) Fırkası’nın Bakü Komitesi tarafından yayımlanan eserin çevirmeni Halil İbrahim’di. 232 sayfalık bu kitabın başlığının üzerinde “Bütün dünyanın işçileri birleşiniz” yazıyor ve altında Rusçadan tercüme olduğu bilgisine yer veriliyordu. Kitabın kapağının sağ üst köşesinde Marx’ın sol üst köşesinde ise Engels’in resimleri yer almıştı. Kapağın ardından da büyük boy yine bir Marx ve sonraki sayfada da bir Engels fotoğrafı daha bulunuyordu.
Şefik Hüsnü’nün İstanbul’da basılan kitapta “Bir hayalet, komünizm hayaleti Avrupa’yı dolaşmaktadır” diye çevirdiği o meşhur ilk cümle; Halil İbrahim’in şimdiye dek bilinmeyen kitabında ise şu şekilde yer almıştı: “Avrupa üzerinde bir kabus geziniyor”.
6-BAŞESERİN İLK KİTAP ÇEVİRİSİ / 1933
MARX’IN TEMEL ESERİ DAS KAPİTAL’İN 1912’de sadece küçük bir bölümü Cerîde-i Felsefiye dergisinde çıkmıştı. Tamamına yakını ise, kitap olarak ilk defa 1933’te Haydar Rifat tarafından çevrildi ve Sermaye ismiyle Tefeyyüz Kitaphanesi’nden piyasaya çıktı. Haydar Rifat, Şekerzade Edip İzzet Beyefendi’ye ithaf ettiği kitabın önsözünde Karl Marx’ın şaheseri olan Sermaye’nin belli başlı her dile çevrildiğini kaydederek, “Ben şu boş günlerimde bir tecrübeye girdim ve 14 ciltlik Sermaye’nin Gabriel Deville tarafından toplanmış sadık bir hülâsasını tercüme ve neşir ediyorum” diye yazar. Rifat’in bu 305 sayfalık Sermaye çevirisi, “Birinci Kısım” başlığı ve “Eşya ve Para” altbaşlığıyla başlar.