Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın 80’lerde sahneye koyduğu “Yasaklar” oyunun meşhur şarkısı “Gel çık işin içinden, nasıl sıraya koysak, öyle çok yasak var ki, hangi birini saysak” diyordu. İşin içinden çıkılacak gibi değil, hele bir de konu kitap yasaklarıysa. Hangi birini saysak! Namık Kemal’den Marx’a, Rıfat Ilgaz’dan Abidin Dino’ya belgeleriyle yasaklanıp toplatılan 10 kitap.
1 HEZELİYYÂT-I SÜRURÎ – 1874
Müstehcenlik yüzünden toplatılan ilk kitaplardan
19. yüzyılın başlarında yaşamış olan şair Sürûrî, şiirlerine tarih düşmesiyle ün salmış bir şairdir. Sürûrî’nin yayınlanmış üç kitabında biri olan Hezeliyyât-ı Sürûrî, yaşadığı devrin şairlerini hicvettiği, çoğu müstehcenlik içeren dizelerle doludur. Sürûrî’nin taş baskı tarihsiz kitabı 19. yüzyılın ikinci yarısı basılmıştır. İki baskısı olan eserin biri 189, diğeri 71 sayfadır. Müstehcen ifadeler içeren kitaba, 1874’te “caiz olunmadığı” ifadesi düşülerek toplatma kararı çıkarılmıştır. Hezeliyyât-ı Sürûrî, arşiv kayıtlarında müstehcen içeriği dolayısıyla hakkında toplatma kararı çıkarılan ilk kitaplardan da biridir.
2 CEZMİ – 1880
İlk tarihî roman da yasaklılar listesinde
Nâmık Kemal’in Türk edebiyatının ilk tarihî romanı kabul edilen 1880 basımı Cezmi romanı yasaklılar listesinde yerini alanlardandır. 2. Selim döneminde İranlılarla yapılan savaşta vatansever asker Cezmi’nin başından geçenlerin anlatıldığı dönem romanının, yasaklı olduğu yıllarda Arakel Kütüphanesi’nde gizlice satıldığı tespit edildiği için Bab-ı Ali Nezareti Celile İdaresi’nin yazışmasına konu olmuştur. Bab-ı Ali Nezaret-i Celile-i Dahiliye anteli 1895 yılına ait dönemin matbuat müdürü imzalı belgede şu ifadelere yer verilmiştir: “Cezmi nam kitabın Bab-ı Ali Caddesi’nde kain Arakel Kitaphanesinde hafiyen füruht edilmekte olduğu (gizlice satıldığı) müfettiş tarafından rapor beyan ve ifade olunmakla muamele-i lüzumunun icrası için maarif ve zabtı nezareti celilerine eş’ar-ı keyfiyet buyurulması emr-ü fermân hazreti men lehül emrindir”.
3 GEBE KALMAMAK İÇİN – 1927
Nüfus siyasetine aykırı derhal toplansın!
Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel’in Resimli Ay Matbaası’nda 1927’de bastığı Gebe Kalmamak İçin kitabı dönemin nüfus idaresinin pek de hoşuna gitmemişti. Bizzat dönemin Sıhhiye Vekaleti, aldığı kararla kitabın toplatılmasına karar verdirmişti: “Sevimli Ay’ın neşriyatından olmak üzere mevki-i intişara vazedilip münderic tedabir-i mani vasıtasıyla tevellüdatı tenkise ve ezhanı nüfus siyasetimiz icabatına makus bir vaziyete imaleye hadim olduğu anlaşılan ‘Gebe Kalmamak İçin Ne Yapmalı’ unvanlı eserin mevki-i füruhtunda bulunan nüshalarının derhal müsadere ve imhâsı (…) tasvib ve kabul olunmuştur”.
4 MANİFEST – 1936
Komoniz kitaba izin yok
Komünist Manifesto 1923 yılında ilk kez eski harfli Türkçe olarak Komünist Beyanname adıyla basıldı. Türkçedeki ilk Komünist Manifesto ise 1936’da Kerim Sadi çevirisiyle İnsaniyet Kütüphanesi’nden Manifest ismiyle çıktı. Ancak Karl Marx ve Friedrich Engels’in başyapıtı Manifest “komoniz tahrikâtı” (komünist kışkırtıcılığı) yaptığı gerekçesiyle hızla Dahiliye Vekilliği’nin Matbuat Kanunu’nun 51. maddesine atıf yapılarak toplatılacaktır. O dönem toplatılan kitapların neredeyse tamamının gerekçesindeki atıf bu 51. maddedir: “İstanbul’da Bozkurd Matbaasında basılan ve Kerim Sadi tarafından tercüme edilen Karl Marks’ın eseri “Manifest” adındaki eserin, komoniz tahrikatı yapacak yazıları havi bulunmasından, toplanmasına emir verilmiş olan bu kitabın, Matbuat Kanunu’nun 51’inci maddesi hükmüne göre toplattırılması ve satışının yasak edilmesi; Dahiliye Vekilliğinin 27/9/936 tarih ve 1360 sayılı tezkeresile yapılan teklifi üzerinde İcra Vekilleri Heyetince 29/8/1936 da onanmıştır”.
5 MARKSİZMİN PRENSİPLERİ – 1936
Fatma Nudiye Yalçı çevirisine toplatma
1936’da Fatma Nudiye Yalçı’nın Emekçi Kütüphanesi için Frederich Engels’ten çevirdiği Marksizmin Prensipleri kitabının akıbeti de Manifest’ten farksız olmayacaktı. Kitap yine Matbuat Kanunu’nun aynı 51. maddesi gereği alelacele toplatılmıştır: “Fr. Engels tarafından yazılan ve 1936 yılında Fatma Yalçı tarafından Türkçeye çevrilerek İstanbul’da Tecelli matbaasında basılmış olan (Marksizmin prensipleri) adındaki eserin, zararlı yazıları taşıdığı görüldüğünden, Matbuat Kanunu’nun 51’inci maddesine göre toplattırılması…”
6 KEL – 1944
Abidin Dino’nun piyesi
“Bir piyes düşünmüştüm, yazmaya da başladım, ismi Kel… O piyesi, sonradan Adana’ya nakledince yazdım ve bastım. Türksözü Matbaası. Fakat ne yazık ki bir iki hafta sonra toplatıldı ve yok edildi. Kaldı böylece”. Abidin Dino Kel kitabının hikayesini böyle özetler.
Kel, Abidin Dino’nun 2. Dünya Savaşı sırasında Mecitözü’nde sürgündeyken yazdığı ve daha sonra Adana’da 500 adet bastığı tiyatro oyunudur. Kel kitabını Abidin Dino kendi tasarlamış ve kutulu olarak özel bir şekilde okuyucuları sunmuştur. Öyle ki kitabın ve kutunun kapağındaki mavi fon üzerine beyaz “Kel” başlık yazısı bizzat Abidin Dino tarafından hazırlanıp her nüshaya haricen bant şeklinde yapıştırılmıştır.
Kitabın yayımlanmasından hemen sonra dağıtılması yasaklanıp toplatılmış ve Dino’nun yaşamı boyunca bir daha yayımlanmamıştır.
7 MEDARI MAİŞET MOTORU – 1944
Gerekçe: Hayatı toz pembe görmek
11 Kasım 1949 tarihli Akşam gazetesine verdiği röportajda şunları söyler Sait Faik: “Medarı Maişet isimli bir hikâye kitabı çıkarmıştım. Hayatı toz pembe görüyorum diye mahkemeye verildim. Üç beş kuruş kazanalım derken iki bin lira mahkeme masrafı ödedim, üzüntüsü de caba. Kahramanlarım rahat etmek için hapse giriyorlardı. Bütün sebep bu!” Adı gibi kitap bir geçim derdine dönüşmüştür büyük yazar için.
Sait Faik Abasıyanık 1940- 1941 yılları arasında Yeni Mecmua’da tefrika edilen Medarı Maişet Motoru’nu, 1944’te kendi olanaklarıyla kitaplaştırmıştır. Romanı basacak bir yayıncı bulamayan yazar, annesinin maddi desteğiyle Ahmet İhsan Basımevi’nde kitabını yayımlatmayı başarsa da bu başarı kısa sürecek; kitap 13 Aralık 1944 tarihli karar gereğince toplatılacaktır. Bazı cümleler çıkarılarak sekiz yıl sonra 1952’de Birtakım İnsanlar adıyla yeniden yayımlanan romandaki Medarı Maişet adlı balıkçı motorunun adı da Ceylanı Bahri olacaktır.
Medarı Maişet Motoru’nda olup Birtakım İnsanlar’da yer almayan bir paragraf şöyledir: “Bir insanı yanında uşak gibi kullandıracak her işten sakın! İnsanoğlu birbirinin uşağı değildir, olamıyor. Sen o uşak gibi gözükene bakma! Ben en köpek ruhlu insanın birdenbire köpürdüğünü, menfaatini ayaklar altına aldığını gözümle görmüşümdür. Hem bizim yaratılışımızdaki insanlar birbirine sevgi için doğmuştur. Sana demiyorum ki bir su kıyısında bir elli, yüz dönümlük arazi alma! Bir de iyi arkadaş bul yanına. Harmanını köylülerle beraber yap. Bir gün o harmanda sen çalışırsın, ertesi gün, öteki köylünün harmanına gidersin. Şimdi köylüler böyle yapıyorlar, biliyor musun ? Ne hoş şey! Ha, değil mi?”
8 TÜRKÇÜLÜĞE GİRİŞ – 1940
Türkçülük de sansürden nasibini aldı
Sadece sol, komünizmi öven yayınlar değil Türkçü yayınlar da kitap sansüründen ve toplatılmasından nasibini alır. Reha Oğuz Türkkan’ın 1940’da yazdığı kapağında dönemin meşhur aylı kurtu bulunan Türkçülüğe Giriş kitabı 14 Şubat 1941 tarihinde Matbuat Kanunu’nun meşhur 51. maddesi gereğince toplattırılır. Toplatma kararında “memleketin siyasetine dokunur yazılar taşıdığı anlaşıldığından” ifadesi yer almaktadır.
9 SINIF VE YAŞADIKÇA – 1944
Rıfat Ilgaz’ın iki kitabı aynı kaderi paylaştı
Sınıf Rıfat Ilgaz’ın 1944 yılı başlarında yayımlanan şiir kitabıdır. Kitap kırmızı kaplıdır ve Devrim Kitabevi’nce basılmıştır. 9 Mart 1944’te ise toplatılmıştır. Rıfat Ilgaz evinin önünde bekleyen polisleri görünce tutuklanacağını anlayıp iki buçuk ay kaçak yaşamıştır. Karartma Geceleri romanında Rıfat Ilgaz bu dönemde ciğerlerinden hasta olduğu için doktordan iki aylık rapor aldığını ortamın daha uygun olduğunu düşündüğü bir dönemde teslim olup, askerî cezaevinde hücreye atıldığını yazar. Rıfat Ilgaz’ın bir başka şiir kitabı Yaşadıkça ise Sınıf’tan dört yıl sonra Sınıf’la aynı kaderi paylaşarak 10 Temmuz 1948 tarihli kararla toplatılacaktır.
10 OĞLAK DÖNENCESİ – 1985
Yayıncıların çözümü kurul raporunu basmak
Henry Miller’ın 1938’de yayımlanan meşhur kitabı Oğlak Dönencesi, dünya üzerinde yazarın memleketi ABD ve Türkiye dışında hiçbir yerde yasaklanmamasıyla ün yapmıştır. 1964’e kadar ABD’de yasaklı kalan kitap, Türkiye’de 1985’de Can Yayınları tarafından yayımlanmış, 1986 yılında çıkan kararla toplatılmıştır. Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, kitabı “muzır ve müstehcen” bulup toplatılmasına karar vermiştir.
Ada, Adam, Afa, Amaç, Ayrıntı, BDS, BFS, Birey ve Toplum, Boyut, Çaba, Çınar, De, Dost, El, Eleştiri, Gür, Habora, Hil, Hüryüz, İletişim, İnter, Kalem, Kaynak, Kavram, Kıyı, Kuzey, Metis, Nisan, Oda, Öykü, Pan, Savaş, Söylem, Teori, Toros, V, Yaprak, Yazın ve Yön yayınevleri Oğlak Dönencesi’nde sakıncalı bulunan yerleri siyah bantlı şekilde Can Yayınevi’ne destek olarak kolektif bir kitapla yayımlamıştı.
Kitabın başında ise Muzır Kurulu raporu, savcılık iddianamesi ve Can Yayınları sahibi Erdal Öz’ün savunması yer aldı. Kitapta müstehcen bulunan kısımlar kurul raporunda açık açık yazıldığı için, okuyucu kitabın içindeki boş kısımları rahatlıkla doldurarak sansürü de delmiş oluyordu. Sansürü delen yayıncılar, bu zekalarının bedelini haklarında dava açılmasıyla ödemek zorunda kalmıştı. Tüm yayıncılar yargılanmış fakat mahkeme, bilirkişi raporu ve iddianameyi müstehcen bulmayıp beraat kararı vererek toplatılma kararını kaldırmıştır.