Kasım
sayımız çıktı

Mezartaşı Kasabası’nda Red Kit’in de alet edildiği bir vuruşmanın perde arkası

Sayısız filme ve diziye konu olan “kahraman” Wyatt Earp’ün maceraları, düzenbaz-kumarbaz-haydutlara karşı mücadele eden kanun adamının zaferiyle sonuçlanır. Hatta bunların en meşhuru, Red Kit maceralarından birinde de (Mezartaşı Kasabası) geçer. Gerçekte ise, “kanun adamı” kimliğini kullanarak en pis işleri yapan, hatta yargılanan, başka eyaletlere kaçan ve oralarda tezgahını devam ettiren, paraları cebe atan bir Wyatt Earp vardır.

Vahşi Batı tarihiyle ilgili en sevdiğimiz kaynak­lardan olan Red Kit’in 1997’de yayımlanan Mezartaşı Kasabası (O.K. Corral) macera­sında; 40 yılda bir avarelik ye­rine doğru dürüst bir iş yapan kahramanımız Red Kit bir sı­ğır sürüsüne çobanlık etmek­te, güttüğü hayvanları Abilene kasabasına götürmektedir. Ar­tık Texas’taki Abilene mi, Kan­sas’taki Abilene mi o kadarını söylememişler ama macera­nın hemen başında yolu Arizo­na’nın Meksika sınırındaki ser­hat şehri Mezartaşı Kasabası’na düştüğüne göre, her iki ihtimal­de de çok uzun yolu olduğunu söyleyebiliriz.

Her neyse, Red Kit’le bera­ber sığır sürüsünü güden diğer çobanın dişi ağrıyınca hayli se­vimli, neşeli ve biraz da içkici bir dişçisi olan Mezartaşı Kasa­bası’na uğrarlar. Tesadüf bu ya, kasaba da o sırada seçim sathı mailine girmiştir ve şeriflik için iki isim yarışmaktadır. Aday­lardan biri, temiz yüzlü, fazilet timsali, Red Kit’in de hemen dostluk kurduğu son derece de­mokrat, her kararını oylamayla alan Wyatt Earp, diğeri de kasa­balının iliğini sömüren, seçim­lere hile karıştıran Clanton’dır. Clanton yine türlü hilelerle se­çimi kazanır ama Red Kit hem Clanton’ın hilesini ortaya çı­kartır hem de maceranın so­nunda O.K. Corral’da yaşanan tarihî düelloda Clanton ve ekibi­ni madara eder. Kasabanın yö­netimini Wyatt Earp’e ve bizim sevimli, neşeli doktora verir ve türküsünü söyleyerek yeni ma­ceralara doğru yola çıkar.

Birçok Red Kit macerasın­da olduğu gibi Wyatt Earp de, dişçinin esinlenildiği Doc Holli­day de 19. yüzyıl Amerika’sının tarihî kişilikleri. Zaten Wyatt Earp 1920’lerden bu yana öykü­sü en çok filme ve diziye çekilen kahramanlardan biri. Şimdiye kadar Burt Lancester’dan Henry Fonda’ya, Kurt Russel’dan Ke­vin Costner’a bir dizi ünlü aktör beyazperdede Earp’ü canlandır­mış. Vahşi Batı dediğinizde, ak­lınızda canlanacak bütün kah­raman, yiğit, mert, dürüst, adil ve cesur şerif klişesinin kalıbı Wyatt Earp’ten dökülmüş. John Wayne (yazıldığı gibi okunur:

Vay-ne) bile canlandırdığı kov­boy karakterlerinin davranışla­rını, bir gün bir kovboy filmi se­tine ziyarete gelen Wyatt Earp’ü inceleyerek oturtmuş. Red Kit’e konuk olması da gayet doğal.

Geçen ay her ciddi araştır­macının sıkça yararlandığı kay­naklardan olan Red Kit ciltlerini yeniden okurken Mezartaşı Ka­sabası macerası bana bir yalana inanmaya ne kadar hazır oldu­ğumuzu hatırlattı.

Wyatt Earp sağlam pabuç değildi Kanun adamı kimliğini kullanarak Dodge City’de kumar oynatan, seks ticaretine bulaşan Wyatt Earp ve arkadaşları, O.K. Corral’daki meşhur düellodan 19 ay sonra gururla poz veriyorlar. Earp, oturanlar arasında soldan ikinci…
 

Zira benim bildiğim, yani aklımda kaldığı kadarıyla bu Wyatt Earp hiç de sağlam ayak­kabı değil. Yanlış hatırlamıyor­sam henüz 16 yaşında abisinin yanında çırak olarak posta ara­balarına refakat etmeye baş­lamış; daha sonra demiryolla­rında çalışmaya başladığında kumara merak sarmış, boks ha­kemliği falan da yapmış (ki ku­marbazlık ve hakemlik yanya­na geldiğinde sizi bilmem ama benim zihnimde tehlike çanları çalmaya başlıyor).

Neyse, sonra bunun babası kıytırık bir kasabada polis olun­ca bu da onun yanına gidiyor. Ardından babası kasabanın hâ­kimi oluyor, polisliği de Wyatt Earp’e bırakıyor. Ancak 1-2 yıl sonra, babasının hâkimlik seçi­mini kaybetmesinin ardından Earp önce zimmetine para ge­çirmekten sonra evrakta sahte­cilikten, at hırsızlığından, tehdit ve darptan yargılanıyor. At hır­sızlığından tutuklu yargılandı­ğı sırada bu kuntiz hapisten de kaçıyor. E o zamanlar GBT yok; Illinois eyaletine geçip kafası­na göre takılmaya devam ediyor. Orada da önce bir-iki kere âlem yaparken “ahlaka mugayir dav­ranıştan” tutuklanıyor. Sonra kerhane işletmeye başlıyor, ba­sılınca çalıştırdığı fahişelerden biriyle evli olduğunu ileri sürü­yor ama baktı ki olmuyor çareyi Kansas’a kaçmakta buluyor. Na­sıl aileyse Kansas’ta da abisi var; o da orada bir kerhane açmış! Neyse bunlar orada abi-kardeş kerhanecilik yapıyorlar. O sıra­da artık yanlış hatırlamıyorsam bir vatandaşın çalınan at araba­sını bulup getirdi diye bunu po­lis yapıyorlar. Ben polis müdürü olsam “Ulan bu şerefsiz muhab­bet tellalı, kesin arabayı kendi çaldı, yakalanacağını anlayınca ‘buldum’ diye getirdi” diye dü­şünürdüm ama, dedik ya GBT yok bir şey yok; keriz gibi he­men bunu polis yapıyorlar. Ma­şallah pek örnek bir vatandaş gördüğünüz gibi!

Ha polis oldu, doğru yolu buldu, Cüneyt Arkın-Salih Kır­mızı filmlerindeki gibi kardeş­lerden biri suçlu, diğeri Yıldı­rım Ekipler Amiri durumu mu oluyor? Yok. Artık nasıl bir gev­şeklikse hem bu hem kardeşleri bir yandan da kumar oynatma­ya devam ediyor. Gazetelerde rüşvet aldığına dair haberler ya­yımlanıyor; kendi polis olduk­tan sonra kardeşlerini de polis teşkilatına alıyor ama bir süre sonra iyice cılkını çıkardıkları için şehir yönetimi hepsini ko­vuyor.

1994 yapımı “Wyatt Earp”te Earp’ü Kevin Costner canlandırıyordu.

Bu da ne yapıyor? Kardeşiy­le beraber başka Dodge City’ye gidip orada yeni bir kerhane açıyor. Tabii artık kerhaneci­likten gelen gelir mi yetmiyor nedir, Earp bu sefer de oradaki polis teşkilatına girip ek iş ola­rak polislik yapmaya başlıyor. Sonra nasılsa buna bir soygun­cuyu kovalama görevi veriyor­lar. Güneye gidiyor, orada da Doc Holliday’le tanışıyor; hani şu Red Kit macerasındaki neşeli sarhoş dişçi. Soyguncudan ha­ber yok; yakaladıysa da paraları kendi cebine indirmiştir bence ya, neyse.

Wyatt Earp, Dodge City’de kumarhanecilik, kerhanecilik ve polislik yaparken kardeşin­den bir mektup alıyor. Kardeşi aklımda kaldığı kadarıyla “Ha­cı, atla gel burası süper, gümüş madenciliği var, çok güzel pa­ra var bu işte” yazıp ve Arizo­na Tombstone’a yani Mezartaşı Kasabası’na davet ediyor. Bizim Wyatt da gidip güzel bir kumar tezgâhı kuruyor. Bir süre son­ra da Doc Holliday iti bunlara cebinde de kumarda kazandığı 50 bin dolar var. Ma­şallah nasıl kumarsa hep kaza­nıyorlar, görüyorsunuz. Bir de 50 bin Dolar dediğim o zamanın 50 bin Doları (yani bugünün 1.4 milyon Dolar’ı); değil Mecidiyeköy, Surdışı komple dutluk o zaman.

Mezartaşı Kasabası, doğruya doğru biraz sınır boyu adaletiy­le yönetilen bir yer; hırsızı-u­ğursuzu eksik değil. Ortalıkta bir takım sığır hırsızları var ve bunlar aradabir Meksikalı ker­vanları falan da soyuyorlar. An­cak ortada şöyle bir durum var: Halk bunlardan o kadar rahatsız değil! Klasik akıllı eşkıya yani. Hani daha önce Robin Hood bahsinde anlattığım türden. Red Kit macerasında sanki beledi­ye başkanıymış gibi yansıtılan Clanton’lar da bunların önde gelenlerinden.

Wyatt Earp, Mezartaşı Ka­sabası’nda da hem siyasete bu­laşıyor hem de kerhanecilik ve kumarhanecilik yapmaya de­vam ediyor. Behan diye bir şe­rif adayı daha var ve ona karşı kaybediyor, Behan şerif oluyor. Ha Behan sütten çıkma ak ka­şık mı? Hayır, onun da kerha­­nesi var. Neyse. Zaten bir süre sonra Earp ne yapıp edip yine Behan’ın yanında polis oluyor. Hatta magazinsever arkadaşlar için, Wyatt Earp kendi karısını boşayıp Behan’ın karısını ayar­tıyor falan, ne ararsanız var. 240 bölüm yerli dizi çıkar ama, onun yerine her biri birbirinin aynı kovboy filmi çekmişler.

Hem Red Kit’e hem de sa­yısız filme konu olan en büyük macerası da Mezartaşı Kasaba­sı’nda yaşanıyor. O.K Corral di­ye bir çiftliğin önünde, Clanton ve ekibi, Wyatt Earp ve ekibiy­le çatışıyor. Aklımda kaldığı ka­darıyla, şehirde silahla gezmek yasak. Earp polis olduğu için silahla geziyor tabii ama ken­di tayfasıyla bu Clanton tayfası arasında uzun zamandır bir ge­rilim var. Earp bunların silahlı olduğunu düşünerek şerif Be­han’a söylüyor. Şerif Behan da muhtemelen tatsızlık çıkmasın diye “Aldım ben onların silahla­rını ya, merak etme” diyor.

Red Kit’in 1997’de yayımlanan Mezartaşı Kasabası macerasına da konu olan kasaba, 1881’de böyle görünüyordu.

Bundan sonrası acayip. Çün­kü Earp herhalde bunun yalan olduğunu biliyor ki, tayfasıyla bunların yanına gidiyor ve “si­lahlarını bırakmalarını” emredi­yor. Bu Clanton tayfası da dev­letin şiddet tekelinden bihaber “önce siz bırakın” diyor. Earp’ün ifadesine göre Clanton’lar he­men silaha sarılıp bunlara ateş etmeye başlıyor ama Earp ve aralarında bir resmî görevi de olmayan arkadaşları Doc Hol­liday gerçek bir kovboy filmin­deki gibi silahlarına davranınca, Clanton tayfasından 3 kişi anın­da ölüyor, biri kaçıp kurtuluyor. Herkes de bunu yutuyor. Yahu her biri meslekten suçlu insan­lar 10 metre mesafede çatışma­ya girecek ama sadece bir taraf kayıp verecek öyle mi? Neyse.

Bu efsanevi düello, bugün bile Tombstone’a gidenler için canlandırılıyor; zaten onlar­ca filme ve kitaba konu olmuş ve maşallah benim gördüğüm hepsinde de kahraman Wyatt Earp. Valla benim aklımda kal­dığı kadarıyla itin uğursuzu kır­dığı bir hadiseden başka bir şey değil. Ama “ahlakı maaşı kadar olan gazeteciler” hiç gecikme­den Wyatt Earp’ın kahramanlık hikayesini dörtbir yana yayı­yor. Hayır, adam ünlü olduktan sonra da kumarhane ve kerhane işletmeyi bırakmış da değil bu arada ha. Yetmiyor, sağda-solda kanunla başı belaya giren diğer kumarhane ve kerhane sahiple­ri için kanuna karşı da savaşı­yor. Resmen kanun ve kanun­suzlar arasında arabuluculuk yapıyor. Hayır benim anlama­dığım, karikatüristler o zaman da bu Earp’ün ne mal olduğunu görmüş, feci uyuz olmuşlar ama günümüze kalan sadece kahra­manlık hikayeleri işte. Hem de Red Kit gibi en güvenilir kay­naklara kadar her yerde aynı hamaset.