İtalya’nın Türkiye’deki diplomasisini 2 yıldır yöneten Büyükelçi Giorgio Marrapodi, iktisadi, hukuki ve kültürel alanlarda okullu bir uzman. İki ülke arasında ekonomiden eğitime, turizmden arkeolojiye yıllardır devam eden ilişkileri daha da geliştiren Marrapodi, ortak mirasın ancak yeni yöntemlerle korunabileceğini belirtiyor.
Sayın Büyükelçi Marrapodi, Ocak 2022’de İtalya’nın Ankara Büyükelçisi olarak atanmadan önceki görevlerinizden bahseder misiniz?
Türkiye’ye gelmeden önce Roma’da Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı’nda Kalkınma İşbirliği Genel Müdürü olarak görev yaptım. Daha önce Hukuk İşleri Genel Müdürü olarak da görev yapmıştım. 2013-2017 arasında İtalya’nın Avusturya Büyükelçisi ve Madrid’de Misyon Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. Kariyerime Romanya’nın Bükreş kentinde asistan diplomat olarak başladım; ardından New York’a, Birleşmiş Milletler İtalyan Misyonu’na ve ardından AB İtalya Daimi Temsilciliği’nin sözcüsü olarak Brüksel’e taşındım. İlk günden bu yana beni ve ailemi sıcak bir şekilde karşılayan Türkiye’de olmaktan son derece mutluyum.
İstanbul’daki muhteşem Venedik Sarayı’nın ve Ankara’daki İtalyan Büyükelçiliği’nin tarihçesini bize özetleyebilir misiniz?
İlk defa “Serenissima”nın (Venedik Cumhuriyeti) Kostantiniyye’deki temsilcisini ağırlamak için inşa edilen İstanbul’daki İtalyan Büyükelçiliği rezidansı, Beyoğlu ilçesinin tam kalbinde, tüm İtalyan diplomatik ağının en prestijli mekanlarından biridir. Salonlardaki olağanüstü mimari tasarımı ve kültürel mirası sayesinde, İstanbul’un kalbinde İtalyan tarzını mükemmel bir şekilde temsil ediyor. Yıl boyunca Türk ve İtalyan topluluklarına yönelik birçok başarılı etkinlik ve girişime kapılarını açmaktan da gurur duyuyor.
Ankara’daki büyükelçiliğimizin geçmişi ise 1930’ların sonlarına uzanıyor. Başmimar Paolo Caccia Dominioni tarafından, zamanında yapılan renovasyonlarla günümüze kadar bozulmadan korundu. “Functionalist” bir üslupla, ilgi çeken bir İtalyan köyüne benzeyecek şekilde tasarlanmış.
Türkiye ile İtalya arasındaki ekonomik ilişkiler hangi sektörlerde daha etkin?
İtalya ile Türkiye arasındaki ekonomik ortaklık her iki ülke için de hayati önem taşıyor. 2022’de ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi 25 milyar Euro’yu aşarak rekor kırdı ve önümüzdeki yıllarda daha da büyüyeceği öngörülüyor. Türkiye, özellikle makine, otomotiv, tarım-gıda, ilaç, kimya ve finansal hizmetler gibi ileri sektörlerde faaliyet gösteren İtalyan şirketlerinin güçlü varlığına evsahipliği yapıyor. Aynı zamanda İtalya’da da Türk şirketlerinin dinamik ve önemli bir varlığı mevcut. Bu temellere dayanarak, özellikle ileri teknoloji endüstrilerinde ve diğer “frontier” sektörlerde yeni sinerji potansiyelinin çok yüksek olduğunu söyleyebilirim..
İtalya’nın turizm geliri oldukça yüksek. Nasıl bir turizm politikası izleniyor? Bu başarı nasıl sürdürülüyor?
İtalya ve Türkiye turizmle gelişiyor. Çok fazla sayıda UNESCO alanına evsahipliği yapıyoruz ve dünyanın her yerinden gelen gezginler arasında popüler olan zengin bir sanatsal, kültürel ve arkeolojik mirasa sahibiz. İtalya’da Turizm Bakanlığı ve tüm birimler, çekiciliği arttırmak için sürekli çalışıyor. Öncelikle altyapıyı modernize ederek, turistlere yüksek kalite hizmetler vermek; aynı zamanda daha gelişmiş seçenekler sunarak, son derece farklı özelliklere sahip insanların ihtiyaçlarını hesaba katmak önemli.
İtalya turizm endüstrisini, dağlar, plajlar ve sanat mekanları sunan basit bir modellemenin çok ötesine taşıdı. Amacımız İtalya’nın güzelliğini yalnızca en ünlü sanat şehirlerinde değil, dünyanın her yerinde gösteren daha ayrıntılı bir keyif deneyimi sunumuna dönüştürmek. İnsanların alışılmışın dışında yeni yerler keşfetmesini sağlamaya yönelik çalışmaları önemsiyoruz.
İtalya’nın ülke dışında 250’ye yakın arkeolojik misyonu var. Türkiye’deki arkeolojik misyon hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Arkeoloji, kültürel diplomasinin vazgeçilmez bir aracıdır ve ikili kültürel işbirliğimizin önemli bir aracıdır. Şu anda Türkiye’de toplam 16 İtalyan arkeoloji misyonu çalışıyor ve bu durum, yerel yönetimler ve üniversiteler de dahil olmak üzere Türk yetkililer ve sahadaki meslektaşları ile işbirliğinin mükemmel bir örneğini sunuyor. Kapadokya’dan Karadeniz’e, Malatya’dan Konya’ya kadar Türkiye’nin tamamında kazı ve restorasyon çalışmalarına her yıl İtalya’nın çeşitli üniversitelerinden onlarca araştırmacı, öğrenci ve teknisyen görev alıyor.
İtalyan mutfağı çok zengin bir mutfak. Peki Türk mutfağında favoriniz nedir?
Aslında size tek bir favori Türk yemeği söyleyemem. Çok var! Bulunduğunuz şehre göre farklı şekilde pişirilmeleri hoşuma gittiği için pek çok kebap türü sayabilirim ama, benden bir tane seçmem istenirse bunu gerçekten yapamam! İtalya ve Türkiye, coğrafyalarına bağlı olarak çok çeşitli ürünler sunuyor. Ayrıca yerel ekonomilerin ihracat gelirleri için bu ürünler hayati önem taşır. Birkaç ay önce NTV’deki “Mutfağın Elçileri” programında, İtalyan Ankaralı Şef Andrea Scarpa ile birlikte aynı ürün olan enginarı kullanarak Türk ve İtalyan olmak üzere iki tarifle yemekler yaptık.
Öğrenci değişimi programı hakkında da bilgi verir misiniz?
2023/2024 akademik yılında İtalyan üniversitelerinde Türk öğrenci rekoru kırıldı. Biz de öğrencilerin kaldıkları süre boyunca en iyi deneyimi yaşamaları ve daha sonra iki kültür arasında köprü olmalarını sağlamak için çalışıyoruz. İtalya Büyükelçiliği olarak akademiler ve üniversiteler arasında sürekli iletişim kuruyoruz ve burs olanaklarını tanıtıyoruz. Birkaç gün önce Ankara Üniversitesi rektörüyle birlikte “İtalyanca Dili Haftası”nı başlattık. Akademik çalışmalarda birçok öğrencinin İtalyancayı seçtiğini görmek beni gururlandırdı doğrusu.
6 Şubat depreminden sonra San Marco ve Dipartimento Protezione Civile’i Hatay’a hastane yapmak üzere gönderdiğiniz için teşekkür ederiz. Bu misyonu biraz anlatır mısınız?
Yıkıcı depremin hemen ardından İtalyan hükümeti, kayıp kişiler için arama-kurtarma çalışmalarında yerel makamlara destek olmak üzere Sivil Koruma Servisi ekibini Türkiye’ye gönderdi. Felaketin yaşandığı gün Roma’dan gönderilen ilk ekibimizle oradaydık. Brindisi Limanı’ndan yola çıkan ve tıbbi malzeme, çarşaf, battaniye ve en önemlisi EMT2 sahra hastanesi (Piedmont bölgesi tarafından ayni bağış) taşıyan San Marco gemisini İskenderun’da bizzat karşıladım. Ekiplerimiz AFAD ve diğer tüm Türk kurumlarıyla çok iyi çalıştı. Böyle durumlarda dostların birbirine yardım etmesi gerekiyor ve İtalya da benzer durumda Türkiye’nin İtalya’ya yapacağını yaptı.