Cumhuriyetin ilk kadın gazetecisi ve yayıncısı Sabiha Sertel’in, eşi Zekeriya Sertel’le birlikte 1924’te çıkarmaya başladığı Resimli Ay dergisi, yeni dönemin ilim-irfan belgesi, kültür lokomotifi oldu. Cumhuriyetin, aydınlanmanın ve eleştirel düşüncenin ilk ve en parlak işlerine imza attı. Dergiler, gazeteler, kitaplar, ansiklopedilerle dolu bir külliyat.
RESİMLİ AY / 1924-1931
Yeni Türkiye ve Sabiha Sertel’in müthiş mücadelesi
Sabiha Sertel (1895-1968) ile gazetecilik okuyan eşi Zekeriya Sertel (1890-1980), Halide Edip Adıvar’ın umut vadeden 6 Türk öğrenciye referans olduğu Charles R. Crane bursuyla Columbia Üniversitesi’nde eğitim gördükten sonra 1923’te Türkiye’ye döner. ABD’deyken Millî Mücadele’ye destek vermişlerdir; şimdi de cumhuriyet için çalışma vaktidir.
Sertel’ler 1924’ün 1 Şubat’ında Resimli Ay’ın ilk sayısını çıkarır. Bu ilk sayı 3 baskı birden yapar. Sabiha Sertel o sayının 15 bin adet gibi, zamanı için çok ciddi bir net satışa ulaştığını yazacaktır.
Genç ve yeni Türkiye’nin belli ki Resimli Ay gibi bir dergiye ihtiyacı vardır. Sabiha Sertel, anılarını yazdığı Roman Gibi’de o günleri şöyle anlatır: “Resimli Ay basın hayatına halkın kültür seviyesini yükseltmek amacıyla atılmıştır. O vakit %80’i okuma-yazma bilmeyen memleketimizde yarım bir eğitimle kalmış, aydınlar tarafından ihmal edilmiş insanları aydınlatmak; onlara demokrasinin ne olduğunu anlatmak ilk hedefti. Bundan başka Resimli Ay millî kurtuluş savaşından sonra kurulması tasarlanan ‘Yeni Türkiye’de sosyal problemleri ele almak, saltanat devrinin cumhuriyete miras bıraktığı ekonomik, sosyal, kültürel bozuklukları su üstüne çıkarmak, bunlara çare aramak amacıyla ortaya çıkmıştı. Davaların akademik, teorik bakımdan incelenmesini değil, bu teorileri halkın anlayabileceği bir dille halkın önüne sermeyi hedef tutmuştu. Bir bakıma Resimli Ay bir magazindi; fakat halkın kültür seviyesini yükseltmeye yarayacak bir magazin.”
3 renkli trikromi baskı tekniği, ülkemizde ilk defa Resimli Ay’ın kapaklarında kullanılır. Şık kadın portrelerinin bulunduğu kapaklarda döneminin Vogue ve American Magazine dergilerinden izler vardır ama bizim değerlerimizle harmanlanmıştır. İlk sayının İstanbul siluetli, minyatürlü, kenarları altınla süslenmiş tezhipli kapağı, ressam Cevat Şakir Kabaağaçlı imzalıdır. Cevat Şakir, bu kapakları yapmak için nasıl çalıştığını şöyle anlatacaktır: “Eski Türk minyatürlerinin renklerine daldım. Orası da bir âlemdi, bir meçhul diyardı. Altın ezmesini öğrenmek için Medreset-ül Hattatin’e gittim. Oradaki tezhip, yani altınlı minyatür hocası ‘morun yanına mutlak lal konacak’ diye renklerle beni kıskıvrak bağlamaya çalıştı.”
1924-1931 arasında yayın hayatını sürdürecek renkli, resimli güncel aktüalite ve edebiyat dergisi Resimli Ay’ın kadrosunda Mehmet Rauf, İbnürrefik Ahmet Nuri, Ahmet Nuri, Reşat Nuri, Yusuf Ziya, Hakkı Sûha, Ercüment Ekrem, Hıfzı Tevfik, Sadri Ertem, Selim Sırrı, Mahmut Yesari, Yakup Kadri vardır.
Derginin Kasım 1925 ve Ağustos 1927 tarihli sayılarının kapağında Atatürk fotoğrafı yer alır. 1925’te Resimli Yıl ismiyle bir almanak, 1927’de ise Resimli Ay Almanağı adında ikinci bir yayın çıkar. Ağustos 1925 sayısında “İnsan maymundan mı gelmiştir, Allah tarafından mı yaratılmıştır?” başlığıyla Darwin’in fotoğrafının da yer aldığı evrim konusu işlenir. Mart 1927 tarihli sayının kapağında da “Ahirete inanır mısınız” sorusu vardır. Aynı sayı içerisindeki “Öpüşmenin eşkali” başlıklı fotoyazı da ilgi çekiciydir. Okurlara “artist öpüşü”, “karıkoca öpüşü”, “veda öpüşü” gibi çeşitli öpüşme tarzları tanıtılır. Resimli Ay’ın 1927’deki İhap Hulusi çizimli Ekim sayısının kapağında ise cumhuriyetin ilk nüfus sayımı için yurttaşlar sayıma davet edilir: “Tahrir-i nüfusa yardım her vatandaşın borcudur.” Resimli Ay Harf Devrimi’ne de öncü olacak, okurları yeni harflere özendirecektir.
Derginin yayıncılık başarısı, Resimli Ay Matbaası Türk Limited Şirketi’ne öncülük eder; yeni dergilerin, kitapların, ansiklopedilerin lokomotifi olur.
RESİMLİ HAFTA / 1924-1925
Ve Cevat Şakir Bodrum’a sürgüne gönderilir
Serteller, cumhuriyet döneminin ilk haftalık magazin dergilerinden biri olan gazete formatındaki Resimli Hafta’yı 4 Eylül 1924 tarihinde yayımlamaya başlar; dergi toplam 38 sayı çıkar; hikaye, karikatür, din, bilim, kadın konularında çok genel kapsamda içerikler sunan popüler bir haftalık dergidir bu.
1925’te Şeyh Said isyanının ardından, TBMM 4 Mart’ta Takrir-i Sükûn Kanunu’nu kabul ederek hükümete olağanüstü yetkiler tanır. Cevad Şakir, Resimli Hafta’nın 3 Nisan 1925 tarihli 32. sayısında “Hüseyin Kenan” takma ismiyle 4 asker kaçağının hazin hikayesini konu aldığı “Hapishanelerde Neler Gördüm?” yazısı ve 13 Nisan 1925 tarihli 35. sayıda “Hapishanelerde İdama Mahkum Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler?” başlıklı yazı dizisi nedeniyle İstiklal Mahkemesi’nce “memlekette isyan bulunduğu sırada askeri isyana teşvik edici yazı yazmak”tan suçlu bulunarak 3 yıl kalebentliğe, Bodrum’a gönderilir. Resimli Hafta, bu hadisenin ardından 23 Nisan 1925 tarihli 38. sayısıyla yayınına son verir.
ZOR ZAMANLARDA İNATLA ÇIKAN HAFTALIK GAZETE / 1925-1929
Resimli Ay yoksa Resimli Perşembe var
Resimli Ay’ın kapandığı sırada Serteller, Resimli Perşembe adında tamamen siyasetdışı, aktüel, bol fotoğraflı ve resimli bir haftalık gazete çıkarmaya başlar. Resimli Perşembe’nin ilk sayısı 28 Mayıs 1925 tarihinde çıkar; yazar kadrosunda; Abdullah Cevdet, Ahmed Rasim, Ercümend Ekrem, Kemalettin Şükrü, Nâhid Sırrı, Sâlih Münir, Münire Handan, Vâlâ Nurettin yer alır.
Zekeriya Sertel’in Sinop’a sürgün gönderilmesiyle, Resimli Perşembe de yine Sabiha Sertel’in omuzlarında yükselecektir. Sabiha Sertel, o zor günleri şöyle anlatır: “Zekeriya’yı ertesi gün Sinop’a sevk ettiler. Kütüphaneye geliyorum. Resimli Ay ortağı Suudi Bey dergilerin çıkmayacağını söylüyor ve ekliyordu: ‘Mahkûm bir adam dergi çıkaramaz…’. Zekeriya’nın yokluğundan faydalanarak dergileri kapatmak, sermayenin üzerine konmak istiyordu… Bu konuşmadan sonra Resimli Ay imtiyazını Nebizade Hamdi Bey üzerine aldı. Resimli Ay ve Resimli Perşembe’ye ait paranın doğrudan doğruya Sinop’a, Zekeriya Bey’e gönderilmesini rica ettim”.
Sabiha Sertel, Resimli Perşembe’yi ayakta tutar; 14 Mart 1929 tarihine kadar 199 sayının başmimarı olur.
Resimli Perşembe 184. sayısından itibaren tamamıyla Latin karakterlerine geçer. Zekeriya Sertel bu durumu dergide büyük bir heyecanla okurlara şöyle duyurur: “Mecmuamız, harf inkılâbının mecmuacılıkta yapacağı inkılâba bir numune olmaya çalışmıştır. Bu nüshamızı karilerimizin dikkatle tetkik etmelerini rica ederiz. Bütün münderecâtımız o sûretle tasnif ve tertip edilmiştir ki Resimli Perşembe’ye büsbütün yeni bir şekil vermiştir.”
RESİMLİ AY’IN KAPANMASI ÜZERİNE SEVİMLİ AY / 1925
Önce resimliydi ama sonra ‘Sevim’li oldu
Takrir-i Sükûn Kanunu çıktıktan sonra, Bakanlar Kurulu kararıyla İstanbul’da ve Anadolu’da yayımlanan birçok gazete kapatılır. Bundan Resimli Ay da nasibini alacaktır. Derginin kapatılması noktasında literatüre (ve wikipedia’ya) hatalı olarak girilmiş ve kullanılmaya devam edilen bir bilgiyi düzeltelim: Resimli Ay’ın 1925’te Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın “Asker Kaçakları Nasıl Asılır?” başlıklı yazısından dolayı kapatıldığı ve Zekeriya Sertel’in bundan dolayı Sinop’a sürgün edildiği bilgisi doğru değildir. Resimli Ay dergisi hakkında, 1925 Nisan tarihli 3. sayıda çıkan Safaeddin Rıza imzalı “Mekteb mi, Kışla mı?” yazısı dolayısıyla İstiklal Mahkemesi’nce dava açılır ve Zekeriya Sertel bu yazı dolayısıyla sürgüne gönderilir.
Kapatılan derginin ve matbaanın yayın hayatına devam etmesi için, isimler “Sevimli Ay” olarak değiştirilir. Sevim, Sertel’lerin 1917’de doğan ilk çocuklarının da adıdır. Zekeriya Sertel’in sürgünden dönmesiyle birlikte, Sevimli Ay dergisi (ve matbaası) tekrar Resimli Ay ismiyle yayınına devam eder.
‘ON KURUŞA BİR KİTAP’ SERİSİ / 1926-1927
10 kuruşa 1001 Gece Masalları
1926’da Resimli Ay Matbaası’nda “On Kuruşa Bir Kitap” adı altında, fiyatı ucuz ama içeriği kıymetli cep kitapları serisi yayımlanmaya başlar. Sloganı “Beherinin fiyatı 10 kuruştur, her yerde satılır”dır.
İlki 1926’da yayımlanan bu kitaplar, dinî, öğretici, ahlaki ve gündelik bilgilerin yanısıra, Robinson Crusoe, Vatansız Adam, Aya Seyahat ve Cüceler Memleketinde gibi klasikleri de sunan bir seridir. Bu seride, fasiküller halinde yayımlanan Bin Bir Gece Masalları müstesna bir yere sahip olur. Hem kapakları hem içsayfa çizimleriyle 62 sayfalık formatta sunulan bu kitapçıklar büyük ilgi görür. Doğu mistisizminin harika siyah-beyaz çizimlerle çocuklara ve gençlere ilgi çekici şekilde yansıtılması, okuma-yazma öğreniminde büyük fayda sağlar. 1926-1927 arasında yayımlanan “On Kuruşa Bir Kitap” serisinde 25 kitapçık yer alır.
ÇOCUK ANSİKLOPEDİSİ / 1927-1928
İlk Türkçe çocuk ansiklopedisi
Türkçe ilk çocuk ansiklopedisini yayımlayan yine Resimli Ay ekibi oldu. İhap Hulusi’nin yaptığı nefis renkli kapakları, içsayfa çizimleri ve fotoğraflarıyla, 1927-1928 arasında 4 cilt olarak yayımlanan Çocuk Ansiklopedisi; Sabiha Sertel, Zekeriya Sertel ve Faik Sabri Duran tarafından hazırlanıyordu. Toplam 1518 sayfalık ansiklopedi, o tarihe kadar ülkemizde çocuklar için hazırlanmış ilk ansiklopediydi. Ansiklopedinin 4. cildinde meşhur Alice Harikalar Diyarında, üç bölüm hâlinde ve kısaltılarak “Alis Tuhaflıklar Memleketinde” ismiyle ilk defa tercüme edilmiş, çocuklara sunulmuştu.
HİMAYE-İ ETFAL CEMİYETİ ÇOCUK KÜLLİYATI / 1927
İsviçre’den Heidi geldi
Sabiha Sertel çocuklara ve gençlere çok önem veriyordu. Onların ufkunu açacak ve Batı’daki yaşıtlarıyla aralarındaki farkı kapatacak bir literatür sunmayı kendisine misyon edinmişti. Çocuk Esirgeme Kurumu’yla işbirliği yaparak ve çevirilerini Zekeriya Sertel’le birlikte üstlenerek bastığı 10 kitaplık “Himaye-i Etfal Cemiyeti Çocuk Külliyatı” serisi, bu girişimin en somut örneğidir. Bu külliyatla beraber, İsviçreli yazar Johanna Spyri’nin meşhur Heidi ve Keçi Çobanı kitapları ilk defa Türkçeye tercüme edilir.
1927-1928 arasında Resimli Ay Yayınları tarafından bu seride, sert kapağa renkli çizimlerle yayımlanan 10 kitap şunlardır: “1. Evde Mekteb: Annelerle Hasbihal 2. Evde Mekteb: Çocuklara Masal 3. Evde Mekteb: Oyuncaklar 4. Sara 5. Haydi (Heidi) 6. Keçi Çobanı 7. Ali’nin Düğmesi 8. Bir Yaramazın Hikâyesi 9. Peri Masalları 10. Hollandalı İkizler.
RESİMLİ HİKAYE / 1927-1930
İlk Türkçe hikaye dergisi
Resimli Ay Yayınları tarafından gerçekleştirilen diğer bir “ilk” de, hikaye mecmuasıydı. İlk sayısı 1 Eylül 1927’de basılan Resimli Hikaye 1927-28 arasında 14 sayı, 1930’da ise 8 sayı olarak, iki dönemde toplam 22 sayı çıktı. Derginin ilk döneminde yazar kadrosunda Yakup Kadri, Mehmet Rauf, Ercüment Ekrem, Mahmut Yesari, Reşat Nuri, Yusuf Ziya, Sadri Ertem, Selim Sırrı, Osman Cemal, İbnürrefik Ahmet Nuri isimleri vardı: ikinci dönemde ise Nâzım Hikmet’in katılımıyla derginin yazar kadrosuna 4 önemli isim daha girecekti: Suat Derviş, Vâlâ Nurettin, Sadri Ertem, Sabahattin Ali.
RESİMLİ AY KAPANIYOR / OCAK 1931
Ne sermaye denen ejder, ne de daha kuvvetlileri bizi durduramaz!
Resimli Ay’ın yayın hayatı, Sabiha Sertel’e göre iki döneme ayrılır. Derginin 1924- 1928 arasında yayımlanan eski harfli Türkçe sayılarında, demokrasiyi kurmak ve toplumsal problemleri ele almak ön plandadır; 1928’den itibaren ise Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Suat Derviş, Sadri Ertem, Nail Vahdeti Çakırhan gibi sosyalist politik idealleri savunan kalemler ağır basar. Hoş-güzel kadın kapaklarının yerini, emekçi kadınları ve emek mücadelesinin sembollerini gösteren kapaklar alır.
1928’den itibaren başlayan bu ikinci dönemin ikinci yılında Nâzım Hikmet’in “Putları Yıkıyoruz” başlığıyla Abdülhak Hâmit ve Mehmet Emin’i hedef alan yazıları Sağ-Sol kavgasının fitilini ateşler. Sabiha Sertel’in 1929’da Resimli Ay’ın 10. sayısında yayımladığı “Savulun Geliyorum” başlıklı yazısı ise “Türklüğü tahkir (aşağılama) mahiyetinde” görülür. Sabiha Sertel, mecmuanın sorumlu müdürü Behçet Bey’le birlikte mahkemeye sevkedilerek, neşriyat yüzünden hakkında dava açılan ilk Türk kadın gazeteci olur.
Resimli Ay’ın ikinci dönemi Mart 1929’da başlar; Ocak 1931’e kadar 21 sayı yayımlanır. 1931’in Ocak ayında 15 gün arayla çıkan 9 ve 10 numaralı son iki sayısı; kütüphanelerde yer almayan, tezlerde, araştırmalarda değinilemeyen, şimdiye kadar kapağı ve içeriği yayımlanmamış iki nadir sayıdır. Bu son iki sayı, Resimli Ay’ın kapanışı ve veda edişinin asıl nedenini de açıkça gözönüne seren önemli belgelerdir.
Sabiha Sertel, Roman Gibi’de, Babıâli’de küçük bir odada bu son iki sayıyı nasıl çıkardığını yazmıştır. Bu sayılar diğer Resimli Ay’lara nazaran daha büyük formatta, ucuzca bir saman kağıdına, Marifet Matbaası’nda ve 24’er sayfa olarak basılmıştır.
Resimli Ay’ın 1 Ocak 1931 tarihli 9 numaralı sayısının başyazısı, Sabiha Sertel imzalı “Resimli Ay’ın Hikâyesi”dir. Sabiha Sertel, Resimli Ay Türk Limited Şirketi’nin diğer ortaklarıyla yaşadıkları fikir problemini, diğer ortakların yazıları ve yazarları tasvip etmeyişini açıkça gözler önüne serer.
Sabiha Sertel’in yazının sonundaki cümleleri, dergiye bir veda niteliğindedir: “Şimdi, küçük ve mütevazı odasında yine parasız ve yalnız çıkıyor. Resimli Ay yedi senelik mücadele hayatında, mahkemeden mahkemeye gitti, iki defa sermayenin tokadını yedi. Ne çıkar? Azimle yola çıkanları, sermaye denen ejder değil, ondan daha kuvvetlileri de korkutamaz ve durduramaz.” 15 Ocak 1931 tarihli 10. ve son sayının başyazısı Sabiha Sertel’in “İrticaın Sebepleri” yazısıdır. 15 Ocak 1931 tarihli bu 10. sayıyla, 1924’te başlayan uzun ve benzersiz Resimli Ay serüveni sona erer.