Bundan tam 41 sene önce Amerikan Başkanı Jimmy Carter’ın İran’a karşı başlattığı Eagle Craw (Kartal Pençesi) operasyonu tam bir skandala dönüşmüştü. Amerikan Büyükelçiliği’nde rehin tutulan 52 kişinin kurtarılması girişimi başarısızlığa uğrayınca, bunu aynı zamanda bir seçim operasyonu olarak düşünen Carter tepetaklak olmuştu. Yerine maalesef Reagan geldi!
Rehine kurtarma operasyonları, askerlikle ilgisi kısa dönem yanaşık düzen eğitiminden ibaret olanların bile takdir edebileceği gibi zor taktik operasyonlar. Kartal Pençesi de yakın tarihte yerini alan böyle bir operasyon. Yakın tarih dediysem biraz gazetecilik ağzıyla yakın tarih, çünkü hadise 1980’de cereyan ediyor (Mesela Süreyya Hoca için “yakın tarih” çalışmak 17. hadi bilemedin 18. yüzyıl çalışmak demekti. Ona göre 1980, bir gazetecilik alanı).
Konumuza dönersek… 70’lerde Amerikan iç siyaseti çalkantılı bir dönem yaşıyor. 1968 seçiminde Vietnam Savaşı’nı bitirme vaadi ve “sessiz çoğunluğun sesi” olduğu iddiasıyla başkanlığa oturan Nixon, savaşı daha da azdırmasına rağmen 72’de tekrar seçildikten (hem de % 60’la) sonra kendinden geçiyor. Muhalefeti gizlice dinlediği ortaya çıkan Nixon için soruşturma açılıyor; o da Adalet Bakanından soruşturmayı yürüten savcıyı kovmasını istiyor. Bakan reddederek istifa ediyor. Nixon aynı şeyi Bakanın yerine gelen vekilinden istiyor. Vekili de reddedip istifa ediyor. En sonunda Adalet Bakanının vekilinin vekili, Nixon’ın emrini yerine getirerek savcıyı kovuyor ama bunlar duyulunca da ülke ayağa kalkıyor.
Nixon güç bela defediliyor, yerine yardımcısı Ford geliyor ki o da aklımda kaldığı kadarıyla hayli tırt bir herif. New York’taki sefalet filmleri falan hep onun döneminden. Hatta Amerikan tarihindeki “başkana suikast” girişimlerinden en tırtı da Ford’a yönelik: Dönemin neşeli alemci delikanlısı Charles Manson’ın kediciklerinden biri Ford’u vurmaya kalkıyor ama tabancasında mermi mi yok ne, anında piyastos oluyor. Geçenlerde hapisten saldılardı; herhalde birisi 10 dakikalık olayı 10 bölümlük dizi olarak fesler yakında bize. Ancak suikast girişimi de Ford’un işine yaramıyor ve seçimi sanırım şu an yaşayan en yaşlı eski başkan olan Jimmy Carter’a kaybediyor.
Carter gerçek bir bahtsız. Petrol krizi, enflasyon, yüksek faiz, Sovyetler’in Afganistan işgali, İran rehine krizi… Şimdi zaten biliyoruz ki bir Amerikan başkanı, ancak ikinci döneminde doğru dürüst başkanlık yapabiliyor; zira 4 yıllık görev süresinin ilk yılı goygoyla, son yılı seçim kampanyasıyla geçiyor; ortadaki 2 yılda da adam anca ne olup bittiğini anlıyor. Dolayısıyla ikinci dönem önemli ama Carter ikinci dönemi kazanacak gibi de durmuyor. Karşısında her ne kadar Malkoçoğlu tipinde bir aktör olan Ronald Reagan olsa da seçimi kaybedecek. E kazanmak için ne lazım? Elbette zafer lazım. Peki zafer nerede? Zafer İran’da.
İşte Kartal Pençesi yani “Eagle Claw” operasyonu bu seçim kampanyasının bir ürünü. İran’daki Amerikan elçiliğinde rehin alınan personeli kurtarıp ülkeye getirse kahraman olacak. Ha, bu operasyondan önce elçilikte görevli 6 kişiyi kaçırmışlardı zaten ama onu zaten “Argo” filminde seyrettiniz. Bu daha geniş kapsamlı, uçak gemisinden havalanan helikopterlerin elçiliği basacağı, 1980’lerin Betamax videoda seyrettiğimiz Michael Dudikoff filmleri ayarında, sana bana anlatsalar “abi, atari mi oynuyorsunuz?” dedirtecek bir operasyon.
Carter seçimi kazanma umuduyla operasyona start veriyor ve ABD’ye büyük bir müjde vermeye hazırlıyor. Hesap belli: Carter müjdeyi verecek, seçimi alacak; Reagan da avucunu yalayacak. Ancak evdeki hesap İran’ın çölüne, kumuna uymuyor ve film senaryosu gibi hazırlanan kurtarma operasyonu hayatın gerçeğine çarpıyor. 8 helikopter gönderiyorlar, 5’i anca varabiliyor. Kurmayları Carter’a “Abi bize 6 lazımdı” deyince helikopterler geri dönüyor ama onların da biri çakılıyor, 8 asker ölüyor, 5’i ağır yaralanıyor. Ha, bu sırada yanlış hatırlamıyorsam İran Devrim Muhafızları’ndan bir istihbaratçı da anında olay yerinde bitiyor, inceleme başlatıyor ama İran Hava Kuvvetleri bunu bilmediği için adamın kafasına bomba atıyor; arada o da ölüyor. Neticede ne oluyor? Ne olacak, Carter’ın seçim için kullanacağı operasyonu tam tersine Humeyni kullanıyor; Reagan seçiliyor ve göreve başladığı gün de elçilikteki rehinelerin 400 küsur günlük esaretleri son buluyor.
Geçen ay, anayasa profesörü Kemal Gözler’in tarihin karanlıklarından, internetin derinliklerinden ve güzel zihninin kıvrımlarından çıkartarak önümüze serdiği ve evirip çevirdiği Ortaçağ elyazması keşke ondan önce benim elime geçeydi. Bir derste olsun anlatılaydı da ben de “aklımda kaldığı kadarıyla” ondan bahsedeydim. Ancak Kemal Hoca öyle bir gol atmış ki yapacak bir şey yok. Kemal Gözler, “Abbatia Ranae (Kurbağa Manastırı)”: https://www. anayasa.gen.tr/kurbaga-manastiri.htm – Yayın tarihi: 28 Ocak 2021).