Kasım
sayımız çıktı

Tanrılar Nemrut’u mekan tuttular

Meşhur tümülüs, bugün Adıyaman ili ve çevresinde MÖ 109 ile MS 70 yılları arasında 179 yıl hüküm süren Kommegene Krallığı’nın meşhur hükümdarı Antiokhos (MÖ 69 – 32) döneminde inşa edildi. Dağın zirvesinde, yaklaşık 2150 metrede 145 metre çapında yaklaşık 50 metre yükseklikteki tümülüs (mezar odası üzerine yığılan tepe) kralın anıt mezarı olarak hazırlanmıştı. Tümülüsün doğu ve batısında iki ayrı terasta bulunan mezar odasına sırtını dönmüş dev heykeller ve kabartmalar, kralın Helen ve Pers kökenli atalarını ve inançlarını anlatmak için tasarlanmıştı. Heykel kaidelerinin arkasında bulunan 237 satırlık uzun bir Yunanca kitabe, yapının öyküsünü kurucusu Kral Anthiokos’un ağzından anlatır.

Yunan ve İran uygarlıklarının yoğun bir ilişki içerisinde olduğu bu bölgede, iki uygarlığın da mirasçısı olduğunu vurgulamaya çalışan bir kralın inşa ettirdiği bu anıt benzersizdir. Dağın zirvesinde bulunan dev heykeller muhtemelen kutsal metinler ve eski hikayelerde anlatılan Kral Nemrud ile bir tutulmuş ve zamanla tüm dağ bu isimle anılır olmuştur. Modern araştırmacılar kalıntılardan 1881’de haberdar olmuş, bir yıl sonra incelemeler başlamıştır.

1883’te Osman Hamdi Bey tümülüsü ve heykelleri konu alan Fransızca bir kitap yayınlar. Bir çok kazı ve araştırmaya konu olan anıt, 1987’de Dünya Miras Listesi’ne girmiş ertesi yıl da Nemrut Dağı Millî Parkı ilan edilmiştir.

Arslan ve kartal heykelleri

Muhtemelen koruyucu olarak düşünülen bu hayvan figürleri her iki terasta beş tanrısal varlık heykelinin her iki yanında yer alır. Anıtsal hayvan heykelleri tek bir kaideye oturtulmuştur.  

Anthiokhos

Anıt mezarın ve kutsal alanın inşaını başlatan kral, kendi heykelini de Tanrıların arasında hazırlatmıştır. Kitabede kendisini Helenlerin ve Romalıların dostu sayan kralın başında, tiara denilen bir Pers külahı vardır. Tanrılığa yükselen kral, heykelini şu cümlelerle anlatır: “… yüce Tanrıların çok eski çağlardan kalma heybetini, benim genç yüzümün aynı yaşta yol arkadaşı yaptım…”

Kommagene

Anıtsal heykeller içindeki tek kadın figürü, krallığın topraklarını simgeleyen Tanrıça Kommagene olarak tanımlanmıştır. Bir elinde omuzuna doğru büyük bir bereket boynuzu tutan bu heykel, bir Bereket Tanrısını da göstermektedir.

Zeus / Oramasdes

Zeus, Yunan Panteonu’nun baş Tanrısıdır. Oramasdes ise Zerdüşt dininin bilge efendisi Ahura Mazda’nın Yunan dilindeki karşılığıdır. Tanrı’nın başındaki başlık yine Pers başlığıdır. Anıtsal heykel grubunun ortasındaki Zeus-Oramasdes diğer heykellerden biraz daha büyük tasarlanmıştır.

Apollon / Mitras / Helios / Hermes

Yunan Panteonu’nun sevilen tanrılarından Apollon, Zeus ve Leto’nun oğlu, ışık-güneş-müzik-kehanet gibi kavramların Tanrısıdır. Heykel ayrıca Güneş Tanrısı Helios’u, Tanrıların habercisi Hermes’i ve aynı zamanda İran dininde ışık, güneş, ahit, yemin, anlaşmaya, dostluk kavramlarına karşılık olan Mitras’ı da tanımlıyordu. Mitras daha sonra birçok Roma kültüyle karışarak Mitraizm inancının gelişmesini sağlamıştı. Heykel başının üzerinde bir Pers Tiara’sı vardır.

Herakles / Artagnes / Ares

Baş Tanrı Zeus ve bir ölümlü olan Prenses Alkmene’nin oğlu olan yarı Tanrı ya da Tanrılaşmış Herakles, Yunan mitolojisinin en tanınmış isimlerindendir. Kommagene’de çok saygı gören bu kahraman heykeli, aynı zamanda Savaş Tanrısı Ares’i ve onun İran’daki karşılığı olan Artagnes’i de temsil ediyordu.