Nisan
sayımız çıktı

Bir kıskançlık cinayeti ve SSCB tarihinin değişmesi…

90 YIL ÖNCEKİ KİROV HADİSESİ

1917 Sovyet Devrimi’yle birlikte, başta Troçki olmak üzere öne çıkan liderler, 1924’te Lenin’in ölümünden sonra tasfiye edilmeye başlanmıştı. Ancak Stalin liderliğindeki Komünist Parti’nin bunlardan fazlasına ihtiyacı vardı. Partinin önemli ismi Kirov’un 1934 sonunda bir cinayete kurban gitmesi, yüzbinlerce insanın idamına uzanan sürecin bahanesi olacaktı.

Devrimden yaklaşık 15 yıl sonra, 1930’ların ortasına doğru Sovyetler Birliği’n-de siyaset sakinleşmiş görünüyordu. Kağıt üzerinde Sol-Sağ-Merkez diye ayrışan eğilimlerden Stalin, Molotov, Mikoyan, Kirov çevresindeki Stalinist fraksiyon partide, sendikalarda, devlette tüm gücü eline geçirmişti. Bu eğilim, Manuilski ve Dimitrov aracılığıyla da Komintern yönetimini belirliyordu. Merkez denebilecek olan bu eğilim karşısında siyasetten tasfiye edilmemiş olmakla birlikte etkisizleştirilen Buharin, Rikov, Smirnov, Kalinin gibi ortalama köylüye önem veren veya Tomski gibi üst düzey devlet memurlarını temsil eden bir Sağ akım vardı. Aslında 1928’e kadar Stalin bu akımı desteklemiş, ancak ondan sonra genelleştirilmiş kollektifleştirme ve zorunlu sanayileşme sırasında aniden onları terketmişti.

Bir kıskançlık cinayeti ve SSCB tarihinin değişmesi…
Bir kıskançlık cinayeti ve SSCB tarihinin değişmesi…
1937-38’de “Moskova Duruşmaları”ndan sonra 700 bine yakın insan kurşuna dizildi. Ocak 1937’deki duruşma esnasında başsavcı Andrey Vışinski iddianameyi okuyor, sanıklar dinliyor.

1929’da yurtdışına sürgüne gönderilen Troçki’nin temsil ettiği Sol eğilim ise üyesi bulundukları partilerden tasfiye edilerek dar gruplar hâlinde kalmışlardı.

1 Aralık 1934’te Komünist Partisi politbüro üyesi, Leningrad örgütünün 1. sekreteri Sergei Kirov, Leningrad’da suikasta uğradı. SSCB’nin en uzun süreli yöneticisi Mikoyan’ın aktardığına göre, Stalin haberi alır almaz Kirov’un partinin ünlü siması Zinoviev ve taraftarlarınca partiye karşı başlatılan bir terörün kurbanı olduğunu söyledi. Sta-lin’in kademeli olarak başlattığı ve Moskova Duruşmaları’nda zirveye çıkan terörün gerekçesi olarak gösterilen bu hadise, Stalin’in Kirov’u öldürttüğü varsayımlarına da neden oldu. Stalin’den sonra başa geçen Kruşçev’in (Hruşçov) 1956’da 20. parti kongresinde yaptığı ünlü konuşmada söyledikleri (“şimdiye kadar Kirov suikastını çevreleyen koşulların açıklanamayan ve gizemli birçok şeyi gizledikleri ve en özenli araştırma gerektirdiği kabul edilmelidir”) bu varsayımı güçlendirdi. Ona göre bazı çevreler bir sonraki parti kongresinde Stalin’in karşısına Kirov’un genel sekreterliğe aday olmasını istiyordu. Bunu öğrenen Stalin de onu ortadan kaldırmaya karar vermişti.

Uzun yıllar boyunca cinayetin ne tür bir komplonun ürünü olduğu tartışıldı. Ancak suikasttan 60 yıl sonra Kirov müzesi sorumlusu Alla Kirilina, o zamana kadar ulaşılamayan arşiv belgelerine de dayanarak bu cinayetin tamamıyla bireysel bir girişim olduğunu gösterdi. Bu cinayete Stalin’in yakıştırılmasının temel sebebi, polisiye romandaki klasik sorunun cevabından kaynaklanıyordu: Cinayetten kim kazançlı çıkmıştı?

Bir kıskançlık cinayeti ve SSCB tarihinin değişmesi…
Kirov suikastı, Moskova Duruşmaları’na giden süreci başlattı. Sergei Kirov’un naaşı başında Josef Stalin.

Önce 1 Aralık 1934 tarihinde yaşananlara bakalım: O günün akşamı Kirov, Leningrad’da dönemin Komünist Parti merkezi Smolni’ye geldi, çalışma odasının bulunduğu üçüncü kata çıktı. Yaptığı bir toplantıdan sonra tekrar kendi çalışma odasına doğru koridorda yürümeye başladı. O sırada Nikolayev isimli bir görevli, Kirov’u ensesinden vurarak öldürdü. Peki katil, çok iyi korunan bu binaya nasıl girebilmişti ve neden bu cinayeti işlemişti? İşin aslı şuydu: Kirov’un metresleri vardı ve bunlardan biri de Smolni’de çalışan evli bir kadındı. Kadının kocası da “eş durumundan” binaya girip çıkabilen Nikolayev’di. Karısının Kirov’la ilişkisini öğrenmiş ve tetiğe basmıştı.

Hemen ertesi gün SSCB Yürütme Komitesi Başkanlığı Sekreteri A. Yenukidze tarafından imzalanan “Terörist eylemlerin hazırlanması veya yürütülmesine ilişkin soruşturma emri hakkında” başlıklı bildiri yayımlandı. Bu belgeye göre Kirov, SSCB’nin düşmanı olan komplocuların kurbanıydı.

Bir kıskançlık cinayeti ve SSCB tarihinin değişmesi…
Kirov’un ölümü üzerine yapılan anma töreni, Aralık 1934.

Tabii önde gelen bir parti yöneticisinin millete ahlak satarken bir zampara olarak belirmesi sorun çıkaracağından, bu cinayet için siyasi bir kisve uygun görülecekti. Sovyet istihbarat şefliğinde bulunmuş ve dönemin Troçki’nin katli dahil olmak üzere “özel görevler”le donatılmış ismi Pavel Sudoplatov (sadece basit bir temizlikçi değil 2. Dünya Savaşı’nda Nazilere karşı savaşta sınırötesi harekatlarda da görev almıştır); hadiseyi yakından izleyenlerden biri olarak Stalin’in bu cinayetten sonuna kadar faydalandığını belirtmiştir.

SCB’yi içeriden de yaşamış olan ve Rusya/SSCB/Rusya tarihinin en önemli tarihçilerinden Moche Lewin “Kirov’un öldürülmesinden her kim sorumlu olursa olsun, Stalin’in artık oyunun en kanlı ve en ‘Stalinist’ perdesini yazmak için bir gecede çizgi değiştirmeye hazır olduğu açıktır. ‘Diğer politika’, yani terör, start almaya hazır bir şekilde zihninin bir köşesinde bekliyordu” derken, 1937-38’de “Moskova Duruşmaları” diye anılan terör dönemindeki “temizliğin”, Ekim 1917’den geriye kalan kırıntıları da tarihten kopardığını belirtiyordu.

1998’de Moskova’da yayımlanan bir rapor, 1937-38 döneminde 1.548.366 kişinin tutuklandığını ve bunların 681.692’sinin kurşuna dizildiğini saptıyor. Anti-sov-yetik faaliyetlerden yargılanan bu insanların arasında 1934 kongre delegelerinin çoğunluğu da bulunmaktaydı (1.108 kişinin 848’i kurşuna dizilmişti).

Nikolayev ve ailesi, eşi ve annesi Kirov’un ölümünden birkaç ay sonra kurşuna dizildiler. 1990’da ise en azından eşinin ve aiesinin itibarı iade edildi.

Bir kıskançlık cinayeti ve SSCB tarihinin değişmesi…
Kirov, Stalin’in yakın mesai arkadaşı olmasının ötesinde özel hayatında da önemli bir yere sahipti. Stalin ve kızı Svetlana ile (1934).

Viktor Serge ise bir muhalif olarak Rusya’da sürgündeyken dönemin atmosferini ve olayı uzaktan da olsa en iyi izleyenlerden biriydi. Bir Devrimcinin Hatıraları’nda olayı şöyle resmetmekte: “Kanaatim o ki, 1934 sonunda, Kirov’un öldürüldüğü sırada, Politbüro bir normalleşme ve yumuşama politikası başlatıyordu. Kolhoz rejimi ekicilere kolhoz içinde dahi şahsi bir mal varlığı edinme imkanı verecek şekilde değiştirilmişti. Hükümet SSCB’yi Milletler Cemiyeti içinde bir demokrasi timsali gibi göstermeye çalışıyor ve yurtdışında burjuvazinin ve aydınlanmış küçük-burjuvazinin desteğini arıyordu. Nikolayev’in tabancasından çıkan kurşun bir panik ve vahşet çığırı açtı. 114 idam izledi bunu anında; sonra Nikolayev’in ve arkadaşlarının, toplam 14 gencin idamı geldi. Sonra bütün eski Zinoviev-Kamenev eğiliminin, benim hesaplamalarıma göre 3 bin civarında insanın tutuklanması ve hapsedilmesi, ardından 10 binlerce Leningrad sakinin kitle hâlinde sürgünü ve eşanlı olarak sürgün yerlerinde yüzlerce tutuklama ve hapishanelerde dahi yeni gizli mahkemelerin açılması. Nikolayev’in işlediği cinayete dair peşpeşe ve şaşılacak derecede gerçeğe yakın çok sayıda versiyon yayımlandı ama, özgün belgeler, teröristin beyanatları ve sorgu tutanakları yayımlanmış değil. Bu, neredeyse kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, öfkeli bir genç komünistin bireysel bir eylemiydi.”

Aile çevresinden başlayan tahkikat Kamenev ve Zinoviev’e, oradan Moskova Duruşmala-rı’na… Böylece basit bir cinayet, 20. yüzyılın en büyük vahşet dönemlerinden birinin yolunu açmış oluyordu. Benzer bir temizlik bu hadiseden tam 5 ay önce 1934 Haziran sonu Hitler tarafından “Uzun Bıçaklar” gecesinde yapılmıştı.

SERGEİ KİROV KİMDİR?

Bolşevizm yolunda bir “şehit”, bir sembol

Sergei Kirov

Lenin’e karşı 1918’de düzenlenen suikast girişimi bir yana, kuruluşundan 1991’deki çöküşüne kadar SSCB’de bir suikastta hayatını kaybeden tek Sovyet yöneticisi Kirov’dur.

Sergei Mironoviç Kostrikov (daha sonra soyadını Kirov olarak değiştirdi) 15 Mart 1886’da Urzhum’da burjuva bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası aileyi terkettiğinde Sergei sadece 4 yaşındaydı. Kısa bir süre sonra annesi öldü. 8 yaşındayken bir yetimhaneye yerleştirildi. 1901’de Kazan’da teknik lisede eğitim görürken gizli öğrenci ve işçi topluluklarına üye oldu. 1904’te liseyi bitirdikten sonra Tomsk’a taşındı ve orada Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne (RSDİP) üye oldu; bir yeraltı matbaasında çalışmaya başladı. 1905, 1906, 1907 ve 1911’de tutuklandı. 1909-1917 arasında Vladikavkaz’da yaşadı. Liberal-burjuva çizgideki Terek gazetesinde çalıştı. Burada, gelecekteki eşi Maria Markus ile tanıştı. O dönem S. Kirov takma adını da aldı. 1917 Şubat Devrimi sırasında küçük bir Bolşevik grubuyla birlikte Vladikavkaz İşçi Temsilcileri Sov-yeti’nin üyesi oldu. Ekim 1917’de Rusya İşçi ve Asker Vekilleri Sovyetleri 2. Kongresi’ne delege seçildi.

Kirov içsavaş (1918-1922) sırasında Astrahan’ın Beyaz ordulara karşı savunmasının örgütlenmesinde yer aldı. O dönemde İngiliz birliklerinin işgal ettiği Bakü’den Astrahan’a petrol ve benzin taşınmasını sağladı; Azerbaycan ve Gürcistan’da Sovyet iktidarının kurulmasında rol aldı. 1922’de Transkafkas-ya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nin kurucularından biri oldu. Azerbaycan Bolşevikleri Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin birinci sekreteri olarak, bölgedeki petrol endüstrisinin toparlanmasına ve yeniden inşaına öncülük etti. Şubat 1926’da Leningrad bölgesi parti komitesinin ilk sekreteri oldu. Kirov, Leningrad ve civarında enerji altyapısının oluşturulmasının yanısıra kentsel altyapının yeniden inşasına da öncülük etti.

Ölümünden sonra küllerinin bulunduğu vazo, Moskova’da Kremlin’in duvarlarından birine yerleştirildi. Kirov, Lenin Nişanı (1931) ve Kızıl Bayrak Nişanı (1932) ile ödüllendirildi. Kirov’un ölümü kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bolşevizmin idealleri uğruna ölen “şehit”, Vladimir Lenin ve Joseph Stalin’in sadık öğrencisi olarak efsane hâline getirildi. Şehirler, sokaklar, işletmeler, kuruluşlar ve ekipler Kirov’un adını taşıyordu. Sovyet sanatçıları, heykeltıraşları, yazarları, şairleri ve film yapımcıları onun anısını yaşatacaktı.