Koloğlu’nun çalışması, savaşın ilk yıllarında özellikle Osmanlı kamuoyundaki atmosferi yansıtması bakımından önemli bir kaynak kitap.
Gazeteci-yazar Orhan Koloğlu’nun Çanakkale Muharebelerinin 100. yılında yayımlanan araştırması, 1915’in Osmanlı ve dünya basınında savaşla ilgili yer alan önemli haberleri biraraya getiriyor.
100. yıl münasebetiyle, malum birçok kitap basıldı, bir dizi etkinlik gerçekleştirildi, filmler, diziler yapıldı, yapılıyor. Ancak bunların arasından kaçı geleceğe kalacak, kaçı sonraki kuşaklar için bir kaynak eser olacak, hangileri Çanakkale mirasının bir parçası olacak diye sorulursa, cevap “pek azı”dır. Nedeni de ortada. Bunların çoğunluğu para-şov ekseninde ortaya konmuş, değersiz, itibarsız, yalan-yanlış işler. Koloğlu’nun kitabı ise, sadece Çanakkale tutkunları için değil, tüm okurlar için kütüphanelerde bulunması gereken bir kıymet yaratıyor.
Yazar öne çıkan haber, fotoğraf ve karikatürleri aktarmakla, alıntılamakla yetinmiyor, aynı zamanda bunların dönemin atmosferi ve yaklaşımı içerisinde nasıl bir anlam taşıdığını da kısa notlarla okura sunuyor. Osmanlı tarafında hem orduda hem de basında gayet sıkı şekilde uygulanan savaş sansüründen de bahsediliyor; “savaşın özellikle ilk iki yılında hep zafer şarkıları tekrarlatılmıştır” denerek, bizde çıkan haberlerin bu bilgi ışığında değerlendirilmesi hatırlatılıyor.
Kitabın içinde yer alan İngiliz, Avustralya ve Fransız basınında çıkan kimi haber ve görüntüler, dönemin İtilaf basınını anlamak yolunda genel bir fikir vermesi bakımından faydalı. Ancak özellikle bizim Osmanlı basınında yer almış ve benim gibi eski Türkçe bilmeyen Çanakkale sevdalılarının bile okuyup anlayamadığı ‘Karagöz-Hacivat temalı karikatürler’, kitabın en keyifli ve değerli bölümlerini oluşturuyor. Orhan Koloğlu ileri yaşını hiçe sayarcasına genç ve aktif, araştırma ürünü orijinal eser üreten, “popülarite” gibi zamane hezeyanlarına gülüp geçen, sponsorsuz, desteksiz çalışan, tek başına bir yazar. Beri tarafta ise devlet veya özel kuruluşlardan alınan ciddi paralarla, devşirme ve kes-yapıştır tarzı, güzel ambalajlı ama bayat hamaset üretenler var. Neyse ki genç nesil bu durumun bizden daha çok farkında.
Koloğlular devam ettikçe, Çanakkale ruhu da yaşayacak.