İtalyan yazar ve gazeteci Italo Calvino’nun ölümünden 18 sene sonra (2003) yayımlanan kitabı Amerika’da Bir İyimser, Türkçe’ye çevrildi. Ünlü yazar ABD’ye ilk uzun yolcuğunu 1959 sonlarında yapmış, seyahat sırasında yazdıklarını yayımlamak istememişti.
Italo Calvino, çevirisi bizde yeni çıkan Amerika’da Bir İyimser’i sağlığında yayımlamaktan, kitabın hazırlığı sırasında vazgeçmiş. Okumamı bitirdiğimde yeniden önsöze döndüm; 1961’de yazdığı bir mektupta getirdiği yargıyı paylaşıyorum: “Kitabı yayımlamayacağım, çünkü taslağı yeniden okurken, yazın yapıtı olarak yetersiz hissettim, gazete röportajı olarak da yeterince özgün değildi”. Bu saptamanın ardından eklemiş: “İyi mi yaptım acaba? Ne bileyim! Şimdi yayımlanmış olsaydı, yine de çağın ve benim geçtiğim yolun bir aşamasının belgesi olacaktı” — ölümünden az önce yazdığı bir başka mektupta yinelediği görüşler…
Gerçi Calvino’nunki ani gelen ve erken, beklenmedik bir ölümdü; dolayısıyla uzun(ca) yaşasaydı hangi yönde karar verirdi kimse bilemez, ama yoketmemiş dizgisi tamamlandıktan sonra da üstünde çalışmayı sürdürdüğü kitabını. 2002’de günışığına çıkarılması (2003’te basıldı) bana kalırsa doğru karar olmuş.
Yargısını paylaşıyorum dedim, iki saptamasına da katıldığım için. Bilen biliyor ama, önce altını çizmeliyim: Calvino’yu XX. yüzyılın ikinci yarısının en değerli, özgün yazarları arasında görüyorum. Buna karşılık Amerika’da Bir İyimser, sadık okuru olarak bende de yazınsal açıdan yetersiz bir kitap izlenimi bıraktı. Binbir kez andığım Valéry’nin “Biçim pahalıya mal olur” çekincesinde dile gelen sorun burada ortaya çıkmış: Biçimi oturmamış, handiyse biçimsiz kalmış, kumaşı öyle biçilmiş bir metin, okuduğum. Calvino, altı ay süren Amerika seferi öncesi, bir eleştirmene “ABD yolculuğuma başlarken, yolculuk boyunca da, Amerika üstüne bir kitap yazmayacağıma yeminler ediyordum” itirafında bulunmuş, tövbe tutmamış besbelli ama o önkabulun elinde bir tür tutukluk yarattığı gözlemleniyor. Öte yandan, kitabın “ham maddesi”ni günlük notları (s. 167’de düpedüz “günlük” diyor), çevresindekilere yazdığı mektuplar oluşturuyor; bana öyle geliyor ki, ayar sorunu harmanlama aşamasında başgöstermiş.
“Çağın ve benim geçtiğim yolun” belgelenmesine gelince: Calvino sefere çıktığında 36 yaşında, olgunluk evresine yeni adım atıyor; her ne kadar Ecdâdımız üçlemesini tamamlamış olsa da, henüz siyasal kaygılarının geniş yer tuttuğu, “neo-realist” anlayıştan yeni koptuğu Torino döneminin Amerika’ya bakışına hâkim olduğu optiğinden belli: Bu kitap, sonuçta, “yolun yarısına/ortasına” denk geldiği için eskiyle yeni arasında bocalayışını serimliyor.
Gezi edebiyatı
Gezi edebiyatı, geniş anlamıyla edebiyatçılara özgü, onların tekeline bırakılmış bir “tür” sayılamaz; farklı meslek dallarının, uğraş alanlarının temsilcilerinin de bu bağlamda ilginç, önemli ürünler verdiğini görüyoruz. Edebiyat adamının “ayırıcı” özelliği kendi “içinin” ölçülerini bu yatağa taşımasından, perspektifini “nasıl” kurduğundan, hangi üslûp mayasını hangi bireysel çatı çatma çerçevesine oturtmayı seçmesinden kaynaklanır.
Calvino “tür”ün öneminin doğal olarak farkında: Aynı eleştirmene, “Seyahat kitapları yazın yapıtı oluşturmanın yararlı, iddiasız, yine de dört dörtlük bir biçimidir” demiş — “yazarın kendisiyle gerçek arasındaki bir ilişki, bir tanıma süreci anlatılır”.
Amerika’da Bir İyimser’in “Göz ve Alışkanlık” başlıklı bölümünde konunun canalıcı bir boyutuna açılır: “Artık ‘yolculuk izlenimleri’ havasında değilim, kendimi eve dönmüş gibi hissediyorum: Artık gördüğüm her şey olağanlık çerçevesinde. Dört ay önce, Kasım ayında New York’a geldiğimde herşeyi yepyeni ve anmaya değer, yazılmaya ve yorumlamaya değer buluyordum, bir düşüncenin, bir genel yorumlamanın anahtarıymış gibi geliyordu” dedikten az sonra bir basamak daha yukarı çıkar: “Seyahat kitaplarının gücü burada işte. İnsan bir ülke üstüne ancak hakkında hiçbir şey bilmediği ve keşfetmekte olduğu sıralarda yazabiliyor, çünkü onu ancak o zaman görebiliyor”.
Terazideki Amerika
Biraz abartılı yaklaşımı Calvino’nun, sözgelimi ABD’ye hakkında ‘hiçbir şey bilmeden’ gittiği doğru olamaz tabii; imdi, asıl yakıcı gelişme bildiğini sandıklarıyla bilemediklerinin çarpışmasından doğar, yola düşenin zihninde -nitekim, Amerika’da Bir İyimser’in pek çok sayfasında bir terazi tartımı sözkonusu.
Calvino’nun Amerika Dersleri, öldüğü yıl, az öncesinde davet edildiği Norton Lectures için yazdığı beş konferans metnini içeren görkemli bir veda kitabıydı. Neler düşünüyordu çıkacağı yeni ABD seferi hakkında; dönüp çeyrek yüzyıl öncesinde yazmış olduklarına bakmış mıydı? Belki oylumlu mektubatında somut izler vardır: İngilizce basımına (Princeton, 2013) yaklaşık yarısı alınabilmiş Lettere’si (Einaudi, 2000) yaklaşık bin seçilmiş mektubu kapsıyor, yazdıklarının yanında nedir ki?! Gönderen: EB’de Esther Calvino’nun sözünü anmıştım: “Italo’da graphomania (yazma hastalığı) vardı, yazmadan duramıyordu, onbinlerce mektup yazmış olduğunu tahmin ediyorum”. 1959-60 seferinde Amerika’dan gönderdiği mektupların ne kadarını, ne ölçüde kullandı Amerika’da Bir İyimser’de, bilemiyoruz. Özel önemi var mı bu merakın, yok diyemem: Kitabına kendini koyuşundaki sınırlılık, Calvino’nun yapıtında sürekliliği olmuş bir özellikti. Oysa, yolculuk yazısı, şiirin ya da nesirin tersine bunu ister, eksikliği “yazınsal yetersizliğin” belirmesinde ciddi rol oynar — şüphesiz tek gerekçe olarak gösteremeyiz sözkonusu yalıtmayı.
Calvino’nun “kitle kültürü” ve çağdaş Amerikan sanatı hakkında yazdıkları, bugünden düne doğru retrospektif biçimde bakıldığında, öngörülerinin zayıf kaldığını gösteriyor. Saptamam bir zaaf tanısı getirmeye çalıştığımı düşündürmesin: Yarını öngörmek çoğu zaman olanaksızdır. Teknolojinin peşpeşe yumurtlayacağı, kitlenin yaşamını dönüştürecek aygıtların istilâsını da, Pollock’ların ardından Duane Hanson’ların ortalığı kaplayacağını da kestirmek yazarın harcı olamazdı 1960’da, Mc. Luhan ve Beuys kafalarını yeni yeni uzatmaya başlamıştı.
Hem Calvino daha Paris’e taşınacak, Oulipo’cularla tanışacak, bir-ikisini belki tasarlamaya koyulduğu, çoğu magma halinde imgeleminde dolaşan başyapıtlarını yazacaktı: Yazarın asıl asal yolculuğu.