Türkiye ve Avusturya arasındaki tarihî bağlar, iktisadi işbirlikleri ve kültürel etkileşimler, yıllar boyu süregelen bir dostluk üzerine inşa edilmiş. Büyükelçi Ozan Ceyhun, Osmanlı döneminden günümüze uzanan bu ilişkilerin gelişimini, Avusturya’daki Türk toplumunun ülkeye katkılarını, demografik yapısını ve iki ülke arasındaki aktüel gelişmeleri aktarıyor.
Sayın büyükelçi, kariyerinizin bugüne uzanan önemli durakları hakkında bilgi verir misiniz?
Almanya’da yaşamakta olduğum yıllarda siyasete aktif katılımım oldu. 1989’da Yeşiller Partisi Federal Yönetim Kurulu’na seçildim. Almanya Federal Parlamentosu’nda (Bundestag) temsil edilen 5 partiden birinin yönetimine seçilen ilk Türk oldum.
Ardından iki Almanya’nın birleşmesi ile Federal Parlamento’ya seçilen 8 Doğu Alman milletvekilinden oluşan Birlik 90/Yeşiller Meclis Grubu’nun Göç ve Sığınma Politikaları danışmanı olarak Bonn’da görev yaptım. 1998’de de Avrupa Parlamentosu milletvekili oldum.
2004’te milletvekilliği görevim sona erdiğinde Hessen Eyaleti AB nezdinde Daimi Temsilciliği’nde AB İçişleri ve Adalet Politikaları alanından sorumlu daire başkanlığı görevini üstlendim.
Özellikle AB nezdinde üstlendiğim görevler, uluslararası ilişkiler alanında ve de AB’nin iç işleyişi konusunda uzmanlaşmamı sağladı. En değerlisi ise tüm AB ülkeleri genelinde verimli bir ilişki ağının oluşması oldu.
Viyana Büyükelçisi olarak atanmanızdan önceki diplomatik görevlerinizden bahseder misiniz?
Takriben 2005’ten itibaren (2007’den itibaren daha da yoğun olarak) Türkiye’de çok sayıda belediyenin AB ofislerini kurarak yerel düzeyde danışmanlık görevlerim gündeme geldi. 2007 sonundan itibaren KKTC’de hükümetin talepleri doğrultusunda KKTC-AP ve KKTC-Almanya ilişkilerinin gelişmesine katkı sunmaya çalıştığım danışmanlık desteklerim oldu. 2014-2020 arasında Brüksel’deki Dışişleri Bakanlığı AB nezdinde daimi temsilciliğimizde “özel danışman” olarak görev yaptım. 2020 Şubat’ından beri Türkiye Cumhuriyeti Viyana Büyükelçisiyim.
Bu güzel büyükelçilik binasının tarihçesi hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Viyana Büyükelçiliği 4. Bölge’de, bugünkü güzergahı 1700 yılı civarında oluşan Prinz-Eugen Caddesi’nde yer almakta. Cadde, görkemli binalar, Belvedere Sarayı ve Schwarzenberger Sarayı’nın geniş bahçeleri boyunca uzanıyor. İki taraflı dizilmiş binalar günümüzde de caddenin özgün mimarisini yansıtmaktadır. Viyana’daki pek çok diplomatik temsilcilik de burada yer almaktadır.
Binamız 14 Aralık 1916’da Sultan 5. Mehmed Reşad döneminde satın alınmış. Devletin savaşın ortasında olduğu yıllarda büyükelçiliğimizin faaliyetlerini sürdürdüğü sarayın milletimize kazandırılmasında, Sultan Reşad ile birlikte o dönemin Hariciye Nazırı Halil Bey ve Büyükelçi Hüseyin Hilmi Paşa’nın büyük katkıları olmuş.
Ünlü mimarlık bürosu Fellner & Helmer tarafından inşa edilen elçilik binamız, 1879’daki planların neredeyse aynısıdır. Böylece Fellner & Helmer Atölyesi’nin tasarımının ardında yatan sanatsal düşüncenin izlerini bugün dahi görmek mümkün.
Öte yandan maalesef, diplomasi tarihimizin kimi acı hadiseleri de büyükelçiliğimiz binasında yaşanmıştır. 22 Ekim 1975’te, Viyana Büyükelçimiz Daniş Tunalıgil, makam odasında, çalışma masası başında, binaya sızan Ermeni teröristlerce şehit edilmiştir. 20 Haziran 1984’te sabah saatlerinde, büyükelçiliğimiz Çalışma Müşaviri Vekili Erdoğan Özen, binamızın önündeki bir park yerinde, aracına yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonucu şehit edilmiştir; bu saldırıyı da Ermeni teröristler gerçekleştirmiştir. 19 Kasım 1984’te, Ermeni teröristler bu defa BM görevlisi Evner Ergun’u Viyana şehir merkezinde aracı içinde şehit etti. 3 diplomatımızı da saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler çok eski yıllara dayanıyor. Tarihî dönüm noktaları neler sizce?
Avusturya ile diplomatik ilişkilerimizin geçmişi 15. yüzyıla kadar uzanmakta. Osmanlı İmparatorluğu’nun Viyana’daki elçiliği 1798’de kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya arasındaki tarihî rekabet, 1791’de imzalanan ve 1787-1791 Osmanlı-Avusturya Savaşı’nı sona erdiren Ziştovi Antlaşması’yla son bulmuş ve dostluk dönemi başlamıştır. Osmanlı ile Avusturya askerlerinin 1. Dünya Savaşı’nda Galiçya cephesinde omuz omuza savaşmaları bu dostluğun en önemli göstergelerinden biri olmuştur.
Son 100 yıllık dönemi esas aldığımızda önemli kilometre taşlarından birinin 28 Ocak 1924’te imzalanan “Türkiye-Avusturya Dostluk Anlaşması” olduğunu söylemek mümkündür. Öte yandan, 15 Mayıs 1964 tarihli “Türkiye-Avusturya İşgücü Anlaşması” da önemli bir dönüm noktasıdır. Sözkonusu anlaşmanın imzalanmasına müteakip binlerce vatandaşımız Avusturya’ya göç etmiştir. Bu yıl sözkonusu iki anlaşmadan birinin 100. yılı, diğerinin de 60. yılı olması vesilesiyle Viyana’da üst düzey katılımlı etkinlikler düzenledik.
Avusturya Federal Şansölyesi Karl Nehammer’in 10 Ekim 2023’te ülkemize gerçekleştirdiği resmî ziyaret de önemli bir gelişme olarak tarihte yerini aldı. Zira 22 yıl sonra ilk defa bir Avusturya Şansölyesi Türkiye’yi ziyaret etti. Şansölye Nehammer, ziyareti kapsamında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edildi.
Avusturya’da yaşayan Türklerin sayısı ve demografik yapısı hakkında bilgi verir misiniz?
1964’te ülkemiz ile Avusturya arasında, Türk toplumunun Avusturya’daki mevcudiyetini sağlayan İşgücü Anlaşması akdedildi. Sözkonusu anlaşmanın imzalanmasına müteakip Avusturya’ya göç eden binlerce vatandaşımız, ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik ve ticari hayatında rol almaya başladı.
Avusturya-Türk toplumu bugün yaklaşık 350 bin nüfusuyla, Avusturya’daki en büyük dördüncü toplum olmanın yanısıra, ülkenin en büyük Müslüman topluluğudur. Sektörel olarak değerlendirdiğimizde, Türkiye’den Avusturya’ya giden yatırımların büyük oranda bankacılık sektörüne yoğunlaştığını görürüz. Avusturya’da ikamet eden Türk kökenli insanlarımızın bugün faaliyet gösterdiği başlıca sektörler, gıda, lojistik, turizm, sağlık, eğitim ve ulaşım alanlarındadır.
Türk firmalarının Avusturya’da daha etkin olması için projeleriniz nelerdir?
Avusturya İstatistik Kurumu’nun 2023 dış ticaret verilerine göre, Avusturya’nın Türkiye’den ithalatı 2.8 milyar Avro, Türkiye’ye ihracatı ise 2.3 milyar Avro. 2023’te Türkiye’nin Avusturya’ya ihracatında ilk sıralarda giyim eşyaları, elektrik dağıtım donanımı (teller, kablolar, izolatörler, bağlantı parçaları), alüminyum ve alüminyum ürünleri, motorlu yolcu taşıtları, demiryolu taşıtları, taze/kuru meyve ve kabuklu yemişler gibi ürünlerin geldiği görülmekte.
Aynı dönemde, ülkemizin Avusturya’dan ithalatında alkolsüz içecekler, motorlu yolcu taşıtları, suni lifler, makine ve cihazlar, diğer metal eşyalar (kilit, zincir, yay, fermuar, dikiş, nakış aletleri vb.), elektrikli makinelerin aksam ve parçaları gibi ürünleri görüyoruz. Şirketlerimizin ihracata hazırlanması ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı kazandırılması; tasarım ve kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi; ürünlerimizin yurtdışında tanıtımı-pazarlanması-tutundurulması ve markalaşmasının desteklenmesi amacıyla ihracat ve e-ihracat destekleri; hizmet sektörü destekleri ve yurtdışı teknik müşavirlik destekleri Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde gerçekleştiriliyor.
Avusturya öteden beri dünyanın en önemli sanat merkezlerinden biri. Avusturya’da sanata yapılan yatırımlar ve bu alandaki etkinliklerden bahseder misiniz?
Avusturya bildiğiniz gibi, devlet müzeleri, özel müzeleri, sanat galerileri, tiyatro ve opera salonları ve düzenli olarak gerçekleştirilen onlarca festivalleriyle ziyaretçilerine sanat ve kültür alanında önemli imkanlar sunan bir ülke.
Avusturya’nın sahip olduğu bu özellikler, Johann Strauss, Joseph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart ve Franz Schubert gibi müstesna sanatçıların bu topraklardan çıkmasına olanak sağlamış. Bu yönüyle Viyana başta olmak üzere yılın her döneminde Avusturya genelinde festivaller düzenlenmekte, tiyatro, müzikal, bale ve opera gösterileri gerçekleştirilmekte, sanata ilgi duyan insanlara zengin olanaklar sunulmakta; Türk sanatçılar da verdikleri konserlerle Viyana’da beğeni kazanmaktadır.
Uzun yıllar Habsburg hanedanının yerleşim yeri olan Viyana, tarihsel süreç içinde Avrupa’nın kültürel, sosyal ve siyasal merkezlerinden biri hâline geldi. Bu durum şehre farklı bir doku ve nitelik kazandırmış. Coğrafi konumu ve birçok imparatorluğa yıllarca başkentlik yapmış olmasından dolayı gerek mimari gerekse kültürel açıdan Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri. Tarihî dokunun korunmasına verilen önem dolayısıyla şehrin hâlâ Habsburg hanedanının izlerini taşıdığı görülmekte.
Ülkemizin tanıtımını yapmak için ne tür organizasyonlar gerçekleştiriliyor?
Ülkemizin Avusturya’daki tanıtımına katkı sağlanması, ülke olarak tarihî önem taşıyan günlerimizin anılması, Avusturya ile olan ilişkilerimizde önem atfettiğimiz dönüm noktalarının usulüne uygun şekilde kutlanması amacıyla, düzenli aralıklarla etkinlik ve programlar gerçekleştirmekteyiz. Bahsekonu etkinliklerimizin özellikle son dönemde karşılıklı ziyaretlerle birlikte ivme kazanan Türkiye-Avusturya ilişkilerine de katkı sağladığına inanmaktayız.
30 Ekim 2023’te Viyana’nın en görkemli mekanlarından Palais Lihtenştayn Sarayı’nda cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı vesilesiyle bir resepsiyon düzenledik. Etkinlikte Antakya Medeniyetler Korosu sahne aldı. Avusturya hükümetini temsilen onur konuğu Çalışma ve Ekonomi Bakanı Martin Kocher’di.
Türkiye-Avusturya Dostluk Anlaşması’nın 100. yıldönümü vesilesiyle 30 Ocak 2024’te büyükelçiliğimizde bir etkinlik düzenledik. Avusturya’daki siyaset, bürokrasi, medya, diplomasi ve iş dünyasının yoğun ilgi gösterdiği etkinliğe, onur konuğu olarak Avusturya’nın Kadın, Aile, Uyum ve Medya Bakanı Susanne Raab katıldı.
21-27 Mayıs 2024’te gerçekleştirilen Türk Mutfağı Haftası kapsamında, büyükelçiliğimizde bir yemek daveti tertipledik. Etkinliğimize iktidar partisi ÖVP’nin Genel Sekreteri ve Ulusal Meclis Milletvekili Christian Stocker’in yanısıra siyaset, bürokrasi, diplomasi ve sanat dünyasından önde gelen isimler katıldı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’ın da katılımıyla Türkiye-Avusturya İşgücü Anlaşması’nın 60. yıldönümü vesilesiyle Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile birlikte Viyana’da yine Palais Lihtenştayn Sarayı’nda 28 Mayıs 2024’te bir etkinlik düzenledik. Bu etkinliğe Avusturya Hükümeti’ni temsilen Federal Kadın, Aile, Uyum ve Medya Bakanı Susanne Raab katıldı.
Öte yandan, Viyana Yunus Emre Türk Kültür Merkezi aktif olarak faaliyetlerine devam etmekte ve çeşitli dönemlerde kültür ve sanat alanında etkinlikler düzenlemekte.
Türkiye ve Avusturya’nın karşılıklı turistik ziyaret hacmi nedir? Turizm faaliyetleri için ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Ülkemiz, turizm açısından dünyanın önde gelen destinasyonlarından biri olarak Avusturyalı turistler tarafından da yılın her döneminde büyük ilgiyle tercih ediliyor. 2010-2023 arasındaki döneme bakıldığında en fazla turist 2011’de 528.966 seviyesiyle gerçekleşmiştir. Geçen yıl Avusturya’dan ülkemize gelen turist sayısı 500 bin civarındadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yıl için hedeflediği rakam 525 bin seviyesindedir.
Ülkemizi Avusturyalı turistler açısından ilgi çekici kılan bir diğer husus, Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün uzun yıllardır kazı çalışmaları yürüttüğü Efes’tir. Ülkemizin arkeolojik zenginliklerinin de turistlerin epey ilgisini çektiğini söyleyebiliriz.
Türkiye’nin turizm alanındaki tanınırlığının arttırılması amacıyla da çeşitli çalışmalar yürütülmekte. Kültür ve Tanıtma Müşavirliğimiz Avusturya’da bulunan seyahat acenteleri ile birlikte reklam çalışmaları gerçekleştiriyor; Avusturya’da bulunan üniversitelerin arkeoloji bölümlerine özel ağırlama programları düzenleniyor.
Diğer taraftan, tanıtım faaliyetlerimizin yürütülmesinde çağın bir gereği olarak teknolojinin bütün imkanlarından faydalanıldığını, özellikle sosyal medyada ülkemizin tarihî, doğal ve kültürel zenginliklerinin, ayrıca tesislerimizin yüksek hizmet kalitesinin yansıtılmasına özen gösterildiğini söyleyebilirim.