Kasım
sayımız çıktı

Rekabetten dostluğa giden Doğu’dan Batı’ya uzanan yol

TÜRKİYE’NİN VİYANA BÜYÜKELÇİSİ OZAN CEYHUN

Türkiye ve Avusturya arasındaki tarihî bağlar, iktisadi işbirlikleri ve kültürel etkileşimler, yıllar boyu süregelen bir dostluk üzerine inşa edilmiş. Büyükelçi Ozan Ceyhun, Osmanlı döneminden günümüze uzanan bu ilişkilerin gelişimini, Avusturya’daki Türk toplumunun ülkeye katkılarını, demografik yapısını ve iki ülke arasındaki aktüel gelişmeleri aktarıyor.

Sayın büyükelçi, kariyerinizin bugüne uzanan önemli durakları hakkında bilgi verir misiniz?

Almanya’da yaşamakta oldu­ğum yıllarda siyasete aktif katılı­mım oldu. 1989’da Yeşiller Partisi Federal Yönetim Kurulu’na se­çildim. Almanya Federal Parla­mentosu’nda (Bundestag) temsil edilen 5 partiden birinin yöneti­mine seçilen ilk Türk oldum.

Ardından iki Almanya’nın bir­leşmesi ile Federal Parlamento’ya seçilen 8 Doğu Alman milletve­kilinden oluşan Birlik 90/Yeşiller Meclis Grubu’nun Göç ve Sığın­ma Politikaları danışmanı olarak Bonn’da görev yaptım. 1998’de de Avrupa Parlamentosu milletve­kili oldum.

2004’te milletvekilliği görevim sona erdiğinde Hessen Eyaleti AB nezdinde Daimi Temsilciliği’nde AB İçişleri ve Adalet Politikaları alanından sorumlu daire başkan­lığı görevini üstlendim.

Özellikle AB nezdinde üst­lendiğim görevler, uluslararası ilişkiler alanında ve de AB’nin iç işleyişi konusunda uzmanlaşma­mı sağladı. En değerlisi ise tüm AB ülkeleri genelinde verimli bir ilişki ağının oluşması oldu.

Diplomasi-1
Uzun yıllar Almanya ve Avrupa’da pek çok kritik görevde bulunan Ozan Ceyhun, Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi.

Viyana Büyükelçisi olarak atanmanızdan önceki diplomatik görevlerinizden bahseder misiniz?

Takriben 2005’ten itibaren (2007’den itibaren daha da yo­ğun olarak) Türkiye’de çok sayıda belediyenin AB ofislerini kura­rak yerel düzeyde danışmanlık görevlerim gündeme geldi. 2007 sonundan itibaren KKTC’de hü­kümetin talepleri doğrultusun­da KKTC-AP ve KKTC-Almanya ilişkilerinin gelişmesine katkı sunmaya çalıştığım danışmanlık desteklerim oldu. 2014-2020 ara­sında Brüksel’deki Dışişleri Ba­kanlığı AB nezdinde daimi tem­silciliğimizde “özel danışman” olarak görev yaptım. 2020 Şu­bat’ından beri Türkiye Cumhuri­yeti Viyana Büyükelçisiyim.

Bu güzel büyükelçilik binasının tarihçesi hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye Cumhuriyeti Viyana Bü­yükelçiliği 4. Bölge’de, bugünkü güzergahı 1700 yılı civarında olu­şan Prinz-Eugen Caddesi’nde yer almakta. Cadde, görkemli binalar, Belvedere Sarayı ve Schwarzen­berger Sarayı’nın geniş bahçe­leri boyunca uzanıyor. İki taraflı dizilmiş binalar günümüzde de caddenin özgün mimarisini yan­sıtmaktadır. Viyana’daki pek çok diplomatik temsilcilik de burada yer almaktadır.

Binamız 14 Aralık 1916’da Sul­tan 5. Mehmed Reşad döneminde satın alınmış. Devletin savaşın ortasında olduğu yıllarda bü­yükelçiliğimizin faaliyetlerini sürdürdüğü sarayın milletimize kazandırılmasında, Sultan Reşad ile birlikte o dönemin Hariciye Nazırı Halil Bey ve Büyükelçi Hü­seyin Hilmi Paşa’nın büyük kat­kıları olmuş.

Ünlü mimarlık bürosu Fellner & Helmer tarafından inşa edilen elçilik binamız, 1879’daki planla­rın neredeyse aynısıdır. Böylece Fellner & Helmer Atölyesi’nin ta­sarımının ardında yatan sanatsal düşüncenin izlerini bugün dahi görmek mümkün.

Öte yandan maalesef, diplo­masi tarihimizin kimi acı hadise­leri de büyükelçiliğimiz binasın­da yaşanmıştır. 22 Ekim 1975’te, Viyana Büyükelçimiz Daniş Tu­nalıgil, makam odasında, çalış­ma masası başında, binaya sızan Ermeni teröristlerce şehit edil­miştir. 20 Haziran 1984’te sabah saatlerinde, büyükelçiliğimiz Çalışma Müşaviri Vekili Erdoğan Özen, binamızın önündeki bir park yerinde, aracına yerleştiri­len bombanın infilak etmesi so­nucu şehit edilmiştir; bu saldırıyı da Ermeni teröristler gerçekleş­tirmiştir. 19 Kasım 1984’te, Erme­ni teröristler bu defa BM görevlisi Evner Ergun’u Viyana şehir mer­kezinde aracı içinde şehit etti. 3 diplomatımızı da saygıyla ve rah­metle anıyorum.

Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler çok eski yıllara dayanıyor. Tarihî dönüm noktaları neler sizce?

Avusturya ile diplomatik ilişkile­rimizin geçmişi 15. yüzyıla kadar uzanmakta. Osmanlı İmpara­torluğu’nun Viyana’daki elçiliği 1798’de kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya ara­sındaki tarihî rekabet, 1791’de im­zalanan ve 1787-1791 Osmanlı-A­vusturya Savaşı’nı sona erdiren Ziştovi Antlaşması’yla son bulmuş ve dostluk dönemi başlamıştır. Osmanlı ile Avusturya askerleri­nin 1. Dünya Savaşı’nda Galiçya cephesinde omuz omuza savaş­maları bu dostluğun en önemli göstergelerinden biri olmuştur.

Diplomasi-2
Türkiye Cumhuriyeti Viyana Büyükelçiliği, bugünkü güzergahı 1700’lerde oluşan Prinz-Eugen Caddesi’nde yer alıyor.

Son 100 yıllık dönemi esas al­dığımızda önemli kilometre taş­larından birinin 28 Ocak 1924’te imzalanan “Türkiye-Avusturya Dostluk Anlaşması” olduğunu söylemek mümkündür. Öte yan­dan, 15 Mayıs 1964 tarihli “Türki­ye-Avusturya İşgücü Anlaşması” da önemli bir dönüm noktasıdır. Sözkonusu anlaşmanın imza­lanmasına müteakip binlerce vatandaşımız Avusturya’ya göç etmiştir. Bu yıl sözkonusu iki an­laşmadan birinin 100. yılı, diğe­rinin de 60. yılı olması vesilesiy­le Viyana’da üst düzey katılımlı etkinlikler düzenledik.

Avusturya Federal Şansöl­yesi Karl Nehammer’in 10 Ekim 2023’te ülkemize gerçekleştir­diği resmî ziyaret de önemli bir gelişme olarak tarihte yerini aldı. Zira 22 yıl sonra ilk defa bir Avus­turya Şansölyesi Türkiye’yi zi­yaret etti. Şansölye Nehammer, ziyareti kapsamında Sayın Cum­hurbaşkanımız tarafından kabul edildi.

Avusturya’da yaşayan Türklerin sayısı ve demografik yapısı hakkında bilgi verir misiniz?

1964’te ülkemiz ile Avustur­ya arasında, Türk toplumunun Avusturya’daki mevcudiyetini sağlayan İşgücü Anlaşması ak­dedildi. Sözkonusu anlaşmanın imzalanmasına müteakip Avus­turya’ya göç eden binlerce vatan­daşımız, ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik ve ticari hayatında rol almaya başladı.

Avusturya-Türk toplumu bugün yaklaşık 350 bin nüfusuyla, Avus­turya’daki en büyük dördüncü toplum olmanın yanısıra, ülkenin en büyük Müslüman topluluğu­dur. Sektörel olarak değerlendir­diğimizde, Türkiye’den Avustur­ya’ya giden yatırımların büyük oranda bankacılık sektörüne yoğunlaştığını görürüz. Avustur­ya’da ikamet eden Türk kökenli insanlarımızın bugün faaliyet gösterdiği başlıca sektörler, gıda, lojistik, turizm, sağlık, eğitim ve ulaşım alanlarındadır.

Türk firmalarının Avusturya’da daha etkin olması için projeleriniz nelerdir?

Avusturya İstatistik Kurumu’nun 2023 dış ticaret verilerine göre, Avusturya’nın Türkiye’den itha­latı 2.8 milyar Avro, Türkiye’ye ihracatı ise 2.3 milyar Avro. 2023’te Türkiye’nin Avusturya’ya ihracatında ilk sıralarda giyim eşyaları, elektrik dağıtım dona­nımı (teller, kablolar, izolatörler, bağlantı parçaları), alüminyum ve alüminyum ürünleri, mo­torlu yolcu taşıtları, demiryolu taşıtları, taze/kuru meyve ve kabuklu yemişler gibi ürünle­rin geldiği görülmekte.

Aynı dönemde, ülkemizin Avusturya’dan ithalatında al­kolsüz içecekler, motorlu yol­cu taşıtları, suni lifler, makine ve cihazlar, diğer metal eşyalar (kilit, zincir, yay, fermuar, dikiş, nakış aletleri vb.), elektrikli ma­kinelerin aksam ve parçaları gibi ürünleri görüyoruz. Şirketleri­mizin ihracata hazırlanması ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı kazandırılması; tasa­rım ve kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi; ürünlerimi­zin yurtdışında tanıtımı-pa­zarlanması-tutundurulması ve markalaşmasının desteklen­mesi amacıyla ihracat ve e-ih­racat destekleri; hizmet sektö­rü destekleri ve yurtdışı teknik müşavirlik destekleri Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde gerçekleştiriliyor.

Avusturya öteden beri dünyanın en önemli sanat merkezlerinden biri. Avusturya’da sanata yapılan yatırımlar ve bu alandaki etkinliklerden bahseder misiniz?

Avusturya bildiğiniz gibi, devlet müzeleri, özel müzeleri, sanat ga­lerileri, tiyatro ve opera salonları ve düzenli olarak gerçekleştirilen onlarca festivalleriyle ziyaretçi­lerine sanat ve kültür alanında önemli imkanlar sunan bir ülke.

Diplomasi-3
Ortalarında kadın figürünün yer aldığı vazodan çıkan çiçekler, iki yanda melek kabartmalarıyla bezemeli neoklasizm üslubundaki dekorasyon, büyükelçilik binasının ihtişamlı detaylarından.

Avusturya’nın sahip olduğu bu özellikler, Johann Strauss, Jo­seph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart ve Franz Schubert gibi müstesna sanatçıların bu toprak­lardan çıkmasına olanak sağ­lamış. Bu yönüyle Viyana başta olmak üzere yılın her döneminde Avusturya genelinde festivaller düzenlenmekte, tiyatro, müzi­kal, bale ve opera gösterileri ger­çekleştirilmekte, sanata ilgi du­yan insanlara zengin olanaklar sunulmakta; Türk sanatçılar da verdikleri konserlerle Viyana’da beğeni kazanmaktadır.

Uzun yıllar Habsburg haneda­nının yerleşim yeri olan Viyana, tarihsel süreç içinde Avrupa’nın kültürel, sosyal ve siyasal mer­kezlerinden biri hâline geldi. Bu durum şehre farklı bir doku ve nitelik kazandırmış. Coğrafi ko­numu ve birçok imparatorluğa yıllarca başkentlik yapmış olma­sından dolayı gerek mimari ge­rekse kültürel açıdan Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri. Ta­rihî dokunun korunmasına veri­len önem dolayısıyla şehrin hâlâ Habsburg hanedanının izlerini taşıdığı görülmekte.

Ülkemizin tanıtımını yapmak için ne tür organizasyonlar gerçekleştiriliyor?

Ülkemizin Avusturya’daki ta­nıtımına katkı sağlanması, ülke olarak tarihî önem taşıyan gün­lerimizin anılması, Avusturya ile olan ilişkilerimizde önem atfet­tiğimiz dönüm noktalarının usu­lüne uygun şekilde kutlanma­sı amacıyla, düzenli aralıklarla etkinlik ve programlar gerçek­leştirmekteyiz. Bahsekonu etkin­liklerimizin özellikle son dönem­de karşılıklı ziyaretlerle birlikte ivme kazanan Türkiye-Avustur­ya ilişkilerine de katkı sağladığı­na inanmaktayız.

30 Ekim 2023’te Viyana’nın en görkemli mekanlarından Palais Lihtenştayn Sarayı’nda cumhu­riyetimizin kuruluşunun 100. yılı vesilesiyle bir resepsiyon düzen­ledik. Etkinlikte Antakya Mede­niyetler Korosu sahne aldı. Avus­turya hükümetini temsilen onur konuğu Çalışma ve Ekonomi Ba­kanı Martin Kocher’di.

Türkiye-Avusturya Dostluk Anlaşması’nın 100. yıldönümü vesilesiyle 30 Ocak 2024’te büyü­kelçiliğimizde bir etkinlik dü­zenledik. Avusturya’daki siyaset, bürokrasi, medya, diplomasi ve iş dünyasının yoğun ilgi gösterdi­ği etkinliğe, onur konuğu olarak Avusturya’nın Kadın, Aile, Uyum ve Medya Bakanı Susanne Raab katıldı.

21-27 Mayıs 2024’te gerçekleş­tirilen Türk Mutfağı Haftası kap­samında, büyükelçiliğimizde bir yemek daveti tertipledik. Etkin­liğimize iktidar partisi ÖVP’nin Genel Sekreteri ve Ulusal Meclis Milletvekili Christian Stocker’in yanısıra siyaset, bürokrasi, diplo­masi ve sanat dünyasından önde gelen isimler katıldı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Ba­kanımız Mahinur Özdemir Gök­taş’ın da katılımıyla Türkiye-A­vusturya İşgücü Anlaşması’nın 60. yıldönümü vesilesiyle Yurtdı­şı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile birlikte Viyana’da yine Palais Lihtenştayn Sarayı’n­da 28 Mayıs 2024’te bir etkinlik düzenledik. Bu etkinliğe Avus­turya Hükümeti’ni temsilen Fe­deral Kadın, Aile, Uyum ve Medya Bakanı Susanne Raab katıldı.

Öte yandan, Viyana Yunus Emre Türk Kültür Merkezi aktif olarak faaliyetlerine devam et­mekte ve çeşitli dönemlerde kül­tür ve sanat alanında etkinlikler düzenlemekte.

Türkiye ve Avusturya’nın karşılıklı turistik ziyaret hacmi nedir? Turizm faaliyetleri için ne gibi çalışmalar yapılıyor?

Ülkemiz, turizm açısından dün­yanın önde gelen destinasyon­larından biri olarak Avusturyalı turistler tarafından da yılın her döneminde büyük ilgiyle tercih ediliyor. 2010-2023 arasında­ki döneme bakıldığında en fazla turist 2011’de 528.966 seviyesiyle gerçekleşmiştir. Geçen yıl Avus­turya’dan ülkemize gelen turist sayısı 500 bin civarındadır. Kül­tür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yıl için hedeflediği rakam 525 bin seviyesindedir.

Ülkemizi Avusturyalı turist­ler açısından ilgi çekici kılan bir diğer husus, Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün uzun yıllardır kazı çalışmaları yürüttüğü Efes’tir. Ülkemizin arkeolojik zenginlik­lerinin de turistlerin epey ilgisini çektiğini söyleyebiliriz.

Diplomasi-4
Büyükelçilik binasının en güzel odalarından “Osmanlı Odası” adı verilen alanda, Sultan 5. Reşad’ın askerî bahriye üniforması ve elinde kılıcıyla tasvir edildiği bir yağlıboya tablo bulunuyor.
Diplomasi-5

Türkiye’nin turizm alanın­daki tanınırlığının arttırılma­sı amacıyla da çeşitli çalışmalar yürütülmekte. Kültür ve Tanıtma Müşavirliğimiz Avusturya’da bu­lunan seyahat acenteleri ile bir­likte reklam çalışmaları gerçek­leştiriyor; Avusturya’da bulunan üniversitelerin arkeoloji bölüm­lerine özel ağırlama programları düzenleniyor.

Diğer taraftan, tanıtım faa­liyetlerimizin yürütülmesinde çağın bir gereği olarak teknoloji­nin bütün imkanlarından fayda­lanıldığını, özellikle sosyal med­yada ülkemizin tarihî, doğal ve kültürel zenginliklerinin, ayrı­ca tesislerimizin yüksek hizmet kalitesinin yansıtılmasına özen gösterildiğini söyleyebilirim.