Ocak
sayımız çıktı

Savaş Meydanında Can Veren Hükümdarlar


tarih denince savaş, savaş denince komutanlar, hükümdarlar, liderler akla gelir. bu da kazanılan, kaybedilen savaşları; kurulan, yıkılan devletleri; yaralanan, ölen hükümdarları, sultanları hatırlatır. devletlerin kuruluşundan bugüne kahramanlıklarıyla, cesaretiyle toplumların hafızasında yer etmiş pek çok hükümdar, lider vardır. bir de savaş meydanlarında ölenler… “savaşarak ölmek kahramanların en önemli özelliğidir.” diyerek çin hâkimiyetini reddeden çi-çi kağan, mö 35 yılında çinlilerle yaptığı savaş sırasında, sultan ı. murad ise birinci kosova savaşı’ndan sonra savaş meydanını gezerken öldürülmüştür.

Savaş Meydanında Can Veren  Hükümdarlar
Kosova zaferinden sonra Sultan Murad’ın Sırp Miloş Obiliç tarafından şehit edilmesi…
FOTOĞRAF: İBB ATATÜRK KİTAPLIĞI ARŞİVİ

Tarih meraklısı bir okuyucunun en fazla ilgisini çeken konular kahramanlık hikâyeleridir. Kadim zamanlardan itibaren gerek Antik Çağ uygarlıkları ve Roma’da gerekse Bozkır kavimleri yahut İslam devletlerinde kahramanlıklarından söz edilen hükümdarlar, komutanlar, askerler, kadınlar tarih yazarlarının eserlerinde kendilerine haklı bir yer bulmuşlardır. İşte bu sebepten olsa gerek Thomas Carlyle tarihin asıl aktörlerinin kahramanlar olduğunu dile getirmiştir. Hemen her dönemde kahramanlıkları, cesareti ve savaşçılıklarıyla öne çıkmış şahsiyetler, hayatlarını daha sakin ve barış içerisinde geçiren akranlarına nispetle daha fazla övgü ve itibara mazhar olmuştur. Mesela İslam âleminde Hz. Hamza’yı ve Hz. Ali’yi öne çıkaran başlıca hususiyetleri savaş meydanlarındaki cesaret ve kahramanlıklarıdır. Roma’da gladyatörler hemen her dönemde hayranlık uyandırmıştır.

Hukumdarlar_Fatih kitabindan foto - Bellini 1480
Fatih Sultan Mehmed

Devlet yöneticileri söz konusu olduğunda da onların korkusuz, cesur ve savaşçı olanları çok daha fazla rağbet görmüş, başarıları nesiller boyunca anlatılagelmiş, aynı aileye mensup olsalar bile diğer hükümdarlara göre daha fazla itibar görmüşlerdir. Mete Han, Bumin Kağan, Kapgan Kağan, Gazneli Mahmud, Sultan Alp Arslan, Çaka Bey, Celâleddin Harezmşah, Cengiz Han, Aydınoğlu Umur Bey, Orhan Gazi, Timur, Yıldırım Bayezid, Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Napoleon gibi büyük hükümdarları diğerlerinden farklı kılan büyük ölçüde savaşçı karakterleri olmuştur. İslamiyet öncesi dönemden itibaren savaş meydanında can vermek savaşçı bir karakter için en büyük ödül ve şeref vesilesi kabul edilmiş, İslamiyet ile birlikte şehadet anlayışının da öne çıkmasıyla vatan, millet ve din uğruna can vermek en kutsal ve övünülesi hadise olarak görülmüştür.

Tarih, sınırlarını genişletmek, mensup olduğu dini çok daha geniş kitlelere yaymak, ülkelerinin ekonomik çıkarlarını savunmak, halkın huzur ve refahını artırmak amacıyla savaşlar yapan hükümdarların kahramanlık hikâyeleriyle doludur. Hükümdarlar savaşlar kazanıp fetihler yaptıkça güç ve kudretlerini daha da artırmış, gönderdikleri fetihnamelerle başarılarını dost düşman tüm ülke hükümdarlarına duyurmuş, böylelikle müjde ve gözdağını bir arada muhatabına iletme yolunu tercih etmiştir. Kazanılan her zafer, güç ve kudretin biraz daha artması anlamına gelmekteydi. Bu zafer bilhassa kudretli hükümdarlar karşısında kazanılmış ise daha da anlamlı hâle geliyordu. Bununla birlikte yapılan her savaş mutlak bir hâkimiyet anlamına gelmemekteydi. Bazen kesin zafer hedefiyle yapılan bir savaş bir devletin yahut bir hükümdarın iktidarının sonunu getirebiliyordu.

Bu içeriğe erişmek için Ocak 2025 | 121. Sayı | E-Dergi satın almanız gerekir.