1960’ta tüm zamanların en büyük depremi tarafından vurulan Şili, felaketin iki yıl ardından 1962 Dünya Kupası’na evsahipliği yaptı; yıkıntıların arasından bir umut ve dirayet öyküsü çıkardı. Bu mucizenin mimarı Carlos Dittborn, rakiplerini 15 dakikalık bir konuşmayla geride bırakmış; ardından sağlığından ve hayatından olma pahasına çalışarak “hiçbir şeyi olmayan” ülke için “her şeyi” yapmıştı.

Tüm zamanların kaydedilmiş en büyük depremi, 22 Mayıs 1960’da Şili’yi vurdu. Merkezüssü Valdivia olan 9.5 büyüklüğündeki afette 1.000-6.000 kişi hayatını kaybetti; depremin ardından oluşan tsunami dalgaları Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’ya kadar ulaştı.

Ülke, bu büyük felaketle ağır yara almadan önce, 1962 Dünya Kupası’nın Şili’de düzenlenmesine karar verilmişti. Ancak 2 milyon kişinin etkilendiği deprem, tüm planları değiştirdi. Birçokları, turnuvanın başka bir ülkeye alınması gerektiğini dillendirmeye başladı. Zira organizasyonun evsahibi olacak şehirlerden Talca, Concepción, Talcahuano ve Valdivia perişan hâldeydi. Devlet Başkanı Jorge Alessandri insanların moralini yüksek tutmak istiyordu; fakat korkunç yıkımdan sonra futbola ayırabileceği kaynak kalmamıştı.

Bu şartlarda, Kupa’nın kaderi Organizasyon Komitesi Başkanı Carlos Dittborn’un gerçekleştireceği mucizeye kalmıştı. Neyse ki bu onun için ilk olmayacaktı. Dittborn, hikayenin en başında, şampiyonanın pek az kişinin şans verdiği Şili’de oynanması için
de mucize denebilecek bir sonuca imza atmıştı.

1962 Dünya Kupası şampiyonu Brezilya’nın eski orta saha oyuncusu Zito’nun gol sevinci…

#tarih’in Nisan 2023 sayısı tüm Türkiye’de bayide…