Yıldırım Koç’un 34 yıllık emeğinin ürünü, kendisinin de çalışanı olduğu Türk-İş ve ona bağlı Yol-İş deneyimlerinden gelen 100’e yakın işçiyle yapılan görüşmeleri derliyor. Tarihin sade ve kendi hâlinde insanlarının ilk sendikalaşma faaliyetleri…
Sınıf mücadelesi birtakım “münafık”ların uydurduğu bir fesat olmayıp, “ücretli” denen toplumsal kesimin doğuşundan itibaren, bizzat bu kesimin kendi yaşam koşullarını (çalışma saatleri ve ücretlerden başlayarak hayatları hakkında karar verme haklarını) iyileştirme talepleriyle ortaya çıktı. Genellikle 20’li-30’lu yıllarda doğmuş, genç yaşta meslek eğitimi alarak işçileşmiş kırsal kökenli insanlar, 2. Dünya Savaşı sonrasında iki partili rejime geçişin ardından sendikalaşma macerasına girişmişti. Dönemi birinci ağızdan dinlediğimiz bu kitap, toplumsal tarihimiz açısından olduğu kadar siyasal tarihimiz açısından da benzersiz…
Yıldırım Koç, daha iyi bir gelecek umuduyla şartları zorlayan insanların sınama-yanılma yoluyla çizmeye çalıştıkları rotayı takip ederken; bir yandan da büyük oranda sancılı bir kendi kendine öğrenme sürecinin ürünü olan ilk sendikalaşma faaliyetlerinin sektörel ve coğrafi çeşitliliği üzerinden okurlara bir Türkiye turu attırıyor.
1946 ve 1950 seçimlerinde işçilerin ezici çoğunluğunun Demokrat Parti’ye yönelmesini olmadık tarihsel nedenlere dayandıranlar, bu kitapta dönemi jandarma baskısından başlayarak kırsal kökenli işçilerin ağzından dinleyebilir; Demokrat Parti’nin genel grev başta olmak üzere işçi haklarını ileri sürmesini ve aynı işçilerin aradan zaman geçip de kendilerine vaadedilen haklar verilmediğinde yeniden muhalefete yönelmelerini okuyabilirler. Ayrıca 60’ların başında bu iki gelenek arasındaki yalpalanmaların yanısıra, Türkiye İşçi Partisi ve akim bir teşebbüs olan Çalışanlar Partisi’ne yönelik ilginin nedenleri de anlatılıyor. Bu dönemde işçilerin sendikal mücadelenin dışında gündelik yaşamlarını kolaylaştırmak ve yarınlarını güvenceye almak için tüketim ve konut kooperatifleri kurmaları, oldukça yaygın bir faaliyet olarak öne çıkıyor.
Yazarın 34 yıl boyunca, kendisinin de çalıştığı Türk-İş ve ona bağlı Yol-İş deneyimlerinden derlediği 100’e yakın görüşme, kâh polisiye romanları aratmayacak hayatları; kâh tepeden anlatılan tarihin kendi hâlinde, sade insanlar arasında nasıl örüldüğünü, ama en önemlisi de insanların baskı ve sömürüden kurtulma arayışlarını, didaktik olmayan samimi bir ifadeyle yansıtıyor.
Masis Kürkçügil
SENDİKACILARIN ANLATIMIYLA TÜRKİYE İŞÇİ SINIFI HAREKETİ
YILDIRIM KOÇ
SOSYAL TARİH YAYINLARI,
2021
615 SAYFA, 80 TL