VEREM
Ölümcül romantik
İnsanlık kadar eski verem, tarih boyunca en çok can alan hastalık oldu. 1900’lere dek dünyayı kasıp kavuran ve bulaşıcı olduğu bilinmeyen bu illet, 20. yüzyılda geriledi ama yakın dönemde yeniden küresel bir tehdit haline geldi. Ölüme olduğu kadar sanata, edebiyata da damga vuran veremin öyküsü.
ANADOLU
Şarabın yıllandığı toprak
Arkeolojik buluntular, bağcılık ve şarapçılığın Ortadoğu’nun kuzeyi ile Kafkasya’da doğduğunu ama Anadolu’da geliştiğini gösteriyor. Tarihöncesi dönemlerden Antik Çağ’a, Roma ve Bizans’tan Osmanlılara ve Cumhuriyet’e uzanan şarap kültürünün kısa öyküsü.
Devletin baskısı, basının sancıları
Türkiye’de iktidarlar, bir güç olarak ortaya çıktığı andan itibaren basını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalıştı. Ancak bugün gelinen noktanın tek sebebi iktidarların baskısı değildi.
ANTİK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE DİYET
Fazla kiloların tarihsel ağırlığı
Şişmanlık, sadece günümüzün estetik kriterlerine göre belirlenmiyor şüphesiz. Fazla kiloların yarattığı sorunlar atalarımızı da uğraştırmıştı.
HARF DEVRİMİ
Osmanlı yazı sanatının başeserini de, ilk kez Cumhuriyet basmıştı
1 Kasım 1928’de Latin karakterlerinin kabulüyle, Arap harfleriyle kitap basımı için 7 ay süre tanındı. ‘Osmanlıca” basılan son eser, Müstakimzade’nin kaleme aldığı, hattatları tanıtan bir referans kitabıydı.
1840'TAN 1923'E TÜRKÇE TARTIŞMASI
‘Osmanlıca’ hocası da elifbadan şikayetçiydi
‘Osmanlıca’ hocası da elifbadan şikayetçiydi Türkçenin Arap harfleriyle yazılmasının bir sorun olduğuna ve Latin alfabesinin alınmasının daha yararlı olacağına ilişkin ilk tartışmalar 1860’larda başladı. Zira yeni kurulan okullarda okutulacak kitapların, çocukların anlayabileceği, daha yalın bir dille yazılması gerekiyordu.
ESKİ TÜRKÇE KUTSAL VEYA DİNÎ BİR DİL DEĞİLDİ
Duvardaki güzel yazının anlamı: ‘Şimdi b..u yedik’
Latin karakterlerinin kabulüne ilişkin “Dilimizi kaybettiğimiz için dinimizi kaybettik” yaklaşımı temelsizdir. Sultan hitaplarından bahnamelere, mektuplara uzanan hiç de İslâmi olmayan bir ‘Osmanlıca’ külliyat vardır.
UZMANLARI BİLE TERLETEN METİNLER
Eski Türkçe bilmekle mezartaşı, kitabe okunamaz
Eski yazıyı söküp, mezartaşı, kitabe okunabileceğini sanmak saflığın dik alasıdır. Farklı dönemlerde, farklı üslup ve formatlarda yazılan bu metinleri doğru okuyabilmek, Osmanlı dünyasına dair ciddi bir genel kültür bilgisi gerektirir.
Sultanlar Türkçe konuştu saray ağdalı-resmî dille yazdı
Sultanların anlaşılmaz, yüksek bir Türkçeyle konuşup yazdıkları efsane, halk diliyle konuştukları gerçektir. Arapça-Farsça deyimler içeren resmî yazılarsa imparatorluk paleografyası olarak eskiden beri devam eden bir gelenektir.
'OSMANLICA'NIN SİYASİ OLMAYAN GERÇEKLERİ
Mesele okumakta değil okuduğunu anlamakta
Geçen ay Osmanlı Türkçesinin liselerde mecburi olması önerilince kamuoyunda alevli bir tartışma yaşandı. Siyasi gerekçelerle gündeme gelen, getirilen dil konusu; toplumda varolan kutuplaşmanın da etkisiyle temelinden ele alınmadı, tarihî bağlamından kopartıldı.