Yıllardır “bilgisayarların 640kb’tan fazla hafızaya ihtiyaç duymayacağını”, “otomobillerin asla atların yerini alamayacağını” ileri sürenlerle dalga geçilir. Ancak bazı tahminler yanlış çıksa bile doğru olmaya devam ediyor! Birileri sandığa gitmemeyi, başka birileri bile bile bir yalana inanmayı, birileri de her şey yolundaymış gibi davranmayı tercih edebiliyor.
Nobel ödüllü fizikçi Glenn Seaborg 1966’da şöyle demiş: “2000 yılına kadar, hani şöyle kutu düşün, onun da bir sürü kolu olacak, böyle bir robot piyasaya çıkacak; temizlik, ortalık toplama, çamaşır, bulaşık, ütü hepsini bu robot yapacak. Siz yan gelip yatacaksınız, hadi iyisiniz” deyince alkış-kıyamet büyük tezahürat toplamış. Utangaç bulmacacıların gözdesi Amerikyum; periyodik cetvelin en tikisi gibi duran Berkelyum; her nedense ikide bir polis operasyonlarında kilo kilo ele geçirilen Kaliforniyum ve aynı albümle aynı adı taşıyan element Seaborgiyum ve Plutonyum gibi elementlerin kaşifi/mucidi kendisi.
Boru değil, adam dünyanın en büyük fizikçilerinden biri; ona inanmayacaklar da bana mı inanacaklar? Ayrıca söyledikleri de çok hoş, çok rana şeyler ve eğer aklımda yanlış kalmadıysa bunları söylediği yer de bir kadın derneğinin yıllık toplantısı. Öte yandan Seaborg denen abi, atom bombasını yapan ekipte görevli. Biz bugün bizden biraz daha kaslı adamlara bile sıkıntı çıkmasın diye en aptalca şeyleri söylediklerinde bile “Tabii abi, aynen abi, tam da dediğin gibi” diye onaylıyoruz; burada “atom bombası nedir, nasıl yapılır”ı bilen bir adam var; herkesin adamın suyuna gitmesi bence hiç de şaşırtıcı değil.
Tabii bugün Seaborg’ün tahmininin doğru çıkmadığını; her ne kadar mutfakta ve ev işlerinde büyük kolaylıklar yaşansa da bulaşık makinesini kendimiz doldurup boşaltmak gerektiğini biliyoruz. O pahalı ve tezgahın yarısını kaplayan mutfak robotunun işimizi kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı bile belli değil; kullanırken bazı işlemlerin süresini kısaltıyor ama sonra o kazandığımız zamanı makineyi temizlemek için harcıyoruz.
Tabii şimdi burada Seaborg’le dalga geçmeden önce şuna cevap vermemiz gerekiyor: Neticede itilip kakılan, parendeler atan, kasalardan hoplayıp zıplayan robotların videolarını internette bile görebiliyorsak, aslında abinin tahmini o kadar da yanlış değil. Bana kalırsa belki en fazla birkaç yıl gecikmeyle teknoloji seviyemiz Seaborg’ün hayalini kurduğu/kurdurduğu seviyeye ulaşmıştır da.
Ancak işte, işin içinde başka faktörler de oluyor. Bütün bu işleri evdeki kadına bedava yaptırmak varken, kaynakları bu alana aktarmayacaklarını, onun yerine okul bahçesinde zorbalık gören çocuk robotu yapmayı tercih ettiklerini düşünüyorum.
Yani aslında -daha önce de değinmiştim- gelecek hakkında konuşmak bir açıdan geçmiş hakkında konuşmaktan daha kolay. Tahmin etmenin de büyüleyici bir şey olduğunu, Veliefendi’ye yolu düşen herkes gayet iyi biliyor.
Başka bir açıdan da gelecek hakkında beyanatta bulunmak, o gelecek yaklaştıkça çok büyük risk taşımaya başlıyor. Biliyorsunuz, yıllardır sürekli olarak “bilgisayarların 640kb’tan fazla hafızaya ihtiyaç duymayacağını” “otomobillerin asla atların yerini alamayacağını” ileri süren adamlarla dalga geçip duruyoruz.
Ancak Seaborg örneğinde olduğu gibi bazı gelecek tahminleri yanlış çıksa bile doğru olmaya devam ediyor! Bir tür Schrödinger’in bahis kuponu gibi, gelecek gerçekleşmeden önce tahmin hem yanlış hem doğru. Seaborg mesela, işin esası, söylediklerinde yerden göğe kadar haklı. Bugün artık geride bıraktığımız binlerce yıllık teknolojik gelişim sonrası, ev işi yapmıyor, ütüyle boğuşmuyor, halıları ovalamıyor olmalıydık.
Tabii bir şekilde işin içinde başka parametreler de var. Yani demek istediğim, ortada bu hayalin gerçek olması için olanaklar mevcut; ancak birileri bunu uygulamaya değer bulmuyor. Birileri sandığa gitmemeyi, başka birileri bile bile bir yalana inanmayı, başka birileri de hâlâ her şey yolundaymış gibi davranmayı tercih edebiliyor. İşte bu tip tahminler yanlış çıksa bile doğru olmaya devam ediyor ve önünde sonunda kendini gerçekleştiren bir kehanet misali gerçekleşiyor. Yani evet, bütün despotluklar devriliyor, ama iki hafta erken ama iki hafta geç.
Hem bakın; robot süpürgeler en azından evi yalapşap temizleyenlere karşın daha iyi iş çıkarmaya başladı bile.