Aralık
sayımız çıktı

1975’in Bodrum’u “duymayıp duru”

Merkez Adliye Camii’nin yanından eski Bodrum Çarşısı’na doğru yürüyen hanımın yolunun üzerinde bir hayalet! 1975’den günümüze miras kalan suret, el arabasına kurulmuş, en havalı pozunda. Henüz küçücük bir sahil kasabası Bodrum, hayat yavaş akıyor. Kahvaltı Raşit’in kahvesinde, ardından deniz ve güneş. İkindi vakti Azmakbaşı’nda lokma keyfi, akşam yemeği Han Taverna’da. İncir deposundan bozma Hadigari’de demlenen gece, ilerleyen saatlerde Halikarnas diskoya akıyor. Kandiller en nihayet mütevazi pansiyonlarda sönüyor. El yapımı sandaletler, espadrillerle, süngerler, deniz kabuklulularından hediyelikler ve bergamut reçelleri için ise mutlaka çarşıya uğranıyor. İki dildeki “hoşgeldiniz” tabelasına bakılırsa, günümüzün uçsuz bucaksız Bodrum’u o naif çağda sevimli çarşısının hemen girişinde başlıyor.