Anadolu’dan göçen Miletlilerin MÖ 7. yüzyılda kurduğu Panticapeum şehri, 14 asır sonra Hazar Türklerinin egemenliğinde şimdiki ismini almıştı. Bugün Ukrayna sınırları içinde yer alan Kerç şehri, önemli bir Türk-Osmanlı mirasına evsahipliği yapıyor. Yenikale, Osmanlıların 18. yüzyılda Karadeniz’de verdiği güç mücadelesinin hatıralarını günümüze taşıyor.
Kırım Yarımadası’nın doğusunda Azak Denizi’ne geçit veren boğazın antik çağdaki ismi, İstanbul Boğazı’nın antik adıyla aynıydı: Bosphorus. Bu boğazın batı kıyısında, MÖ 7. yüzyıl sonunda Anadolu’dan giden Miletliler bir koloni şehri kurdular. Panticapeum adındaki bu kent, Orta Asya’dan gelen çok kıymetli malların Akdeniz dünyasına sunulduğu çok önemli bir ticaret merkezi oldu. Burası MÖ 5. yüzyılda Bosphorus Krallığı’nın başkenti oldu. Bu kentin yakınında bulunan ve MÖ 4. yüzyıla tarihlenen Kül Oba kurganından çıkan altın İskit eserleri, bu bölgenin antik çağdaki zenginliğini bize kanıtlar.
MÖ 1. yüzyılda, Anadolu’daki Roma işgaline direnen Pontus Kralı Mithridates yenilgisinden sonra Panticapeum’a kaçtı ve burada canına kıydı. Kentteki bir tepe hâlâ onun ismini taşıyor.
6. yüzyılda, Doğu Roma İmparatoru Justinianus burada bir kale yaptırdı. 576 yılında Göktürklerle Bizanslılar arasında yine burada bir savaş oldu. 7. yüzyılda bölge Hazar Türklerinin egemenliğine girdi ve boğazın Batı yakasındaki kent, bugün de kullanılan Türkçe kökenli ismini aldı: Kerç (Karşı).
Ortaçağ’da Slavlar, Moğollar ve Cenovalılar arasında el değiştiren İpek Yolu’nun bu değerli liman şehri, 15. yüzyılda Osmanlıların eline geçti. Kerç şehri Osmanlı çağlarında köle ticareti ile ünlenmişti. Coğrafi keşiflerle birlikte İpek Yolu’nun öneminin azalması, bu şehrin de gerilemesine neden oldu. Kuzeyden Kazakların sürekli saldırılarına maruz kalan şehir, 18. yüzyılda yükselen yeni güç Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki hedeflerinden biri haline gelmişti.
Kerç’teki en önemli Osmanlı anıtı, bize 18. yüzyıldaki Karadeniz güç savaşlarının bir hatırasını sunuyor: Yenikale, 1699-1706 yılları arasında Lale devrinin zarif padişahı III. Ahmed tarafından İtalyan mimar Goloppo’ya inşa ettirildi. Kerç Boğazı’nın dar yerinde yükselen yapı, Azak Denizi’ne gidiş gelişleri kontrol eden stratejik bir mevkideydi. Yenikale, 25.000 m²’lik bir alana yayılmıştı, içerisinde cephanelik, su deposu, kışla, hamam ve cami yer alıyordu. Yenikale’de yaklaşık 800 Türk ve 300 Kırım Tatar askeri mevcuttu. Yeraltına döşenen su borusu sayesinde, birkaç kilometre uzakta bulunan bir kaynaktan kaleye su getiriliyordu.
Rusya 1771 senesinde Kırım’ı işgal etti. Yenikale’deki Türk garnizonu, Rus ordusuna direnmeden Sinop’a çekildi, kale ve Kerç şehri Rusya’nın eline geçti. 1774 Küçük Kaynarca antlaşmasıyla Kırım Rusya’ya bırakıldı. 1790’da tam bu kalenin önünde Osmanlı ve Rus donanmaları bir savaşa tutuştu. Yenikale Deniz Muharebesi’nde Ruslar üstün gelen taraf oldu ve Karadeniz’in kuzeyindeki Osmanlı egemenlik çabaları son buldu.
En eski çağlardan beri şiddetli çatışmalara konu, büyük savaşlara şahit olan Kerç şehrinin kaderi, yakın tarihte de değişmedi. Kent 1855’de Kırım Savaşı sırasında İngilizler tarafından bombalandı. İkinci Dünya Savaşı’nın en şiddetli muharebelerinden birisi burada yaşandı. Sovyetler Birliği zamanında Ukrayna’ya verilen Kırım, Rusya tarafından 2014 yılında işgal ve ilhak edildi. 16 Mayıs 2018’de Kerç Boğazı’nın iki yanını birbirine bağlayan karayolu köprüsü Ukrayna ve müttefiklerinin protestolarına rağmen açıldı. Demiryolu köprüsünün inşaatı ise sürüyor.
Issız ve terk edilmiş Yenikale hisarı, uzaktan bu modern köprünün inşaatını sessizce izliyor. Geceleri ayın altında, Kırımlı ünlü ressam Ayvazovski’ye ilham veren Karadeniz dalgaları kıyısını döverken; 300 sene önce bu kıyıları bekleyen Türk askerlerinin hayaletleri, burçlardaki nöbet yerlerinde dolaşıyor.