Hile, sahtekarlık, şike ve haksızlık öteden beri var. Satrançta da var. Ancak bilgisayar kullanımı ve sonrasındaki sofistike yöntemler, artık en üst düzey profesyonel turnuvalarda ciddi bir sorun. Sufle vermekten derinin altına yerleştirilen transistörlere; istihbarat yöntemlerinden piyasanın devlerine; sportif faaliyetlerden iktidar ilişkilerine satrancın üzerindeki kara bulutlar.
Eylül ayında oynanan Sinquefeld Kupası’nda, Dünya Satranç Şampiyonu Magnus Carlsen’in genç Amerikalı Hans Moke Niemann’a kaybettikten sonra turnuvayı bırakması kamuoyunda büyük ilgi oluşturdu. Carlsen’in, Niemann’ın oyunda bilgisayar kullanarak hile yaptığını ima etmesi sonrası, “chess.com” isimli popüler oyun platformu da Niemann’ın sitelerinde hile yaptığı için iki defa yasaklandığını açıkladı. Hemen akabinde Carlsen, bu defa internet üstünde oynanan Julius Baer Nesiller Rapid Turnuvası’nın eleme turlarında önce Niemann’a karşı 2. hamle terketti; ardından turnuvayı kazandıktan sonra, Niemann’ın masa başında hile yaptığına inandığını açık olarak belirtti.
Carlsen-Niemann skandalı kamuoyunda patlarken, satranç hiç beklenmedik bir anda büyük ilgi gördü; ülkemizde bile satrancın bir spor olduğundan dahi habersiz bir kesim ve amatörler konuyla ilgili akıllarına ne gelirse söylemeye başladı.
Öncelikle satranç tarihinde hilenin hep varolduğunu söyleyelim; ancak bunu ikiye ayırmamız gerek: Öncesi devrin sufle ve şikeye dayalı aranje edilmiş turnuvaları ve diğer trükler; modernite sonrası devrin illeti bilgisayar, satranç motorları ve hatta yapay zeka kullanmak vasıtasıyla yapılan hileler.
Bilgisayarın insana üstünlük sağladığı andan, başka bir deyişle Deep Blue’nun Kasparov’u 3.5-2.5 yendiği 1997’den itibaren, ibre hep bilgisayardan yana oldu. Cep telefonları, küçük ve çok kuvvetli bilgisayarlara dönüştü. Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki açık turnuvada, tuvalete cep telefonunu yerleştirip naklen yayından faydalanarak hamleyi bilgisayardan alan Gürcü Nigalidze; tuvalette çorap altına sakladığı cep telefonuna bakan aslen Kırım Tatarı Çek Rausis’in yakalanmasına kadar, sistem iyi-kötü anlaşılabiliyordu. Hatta bunun ötesinde, oldukça yaratıcı hilelerle dahi karşılaştık: Turnuva salonunu satranç tahtası gibi Cartesien tablosu şeklinde karelere bölünmesi; takım kaptanının dışarıda telefondan aldığı hamleyi salonda koordine edilmiş sektöre deplase olmak vasıtasıyla aktarması… (Fransız millî takım oyuncusu Feller’e verilen bu sistem, itiraf neticesinde yakalanmıştı).
Amatörleri sürekli olarak meşgul eden soru hilenin nasıl yapıldığıyken profesyonel göz, doğal hamleyle bilgisayar hamlesini ayırt edebilmekte olduğundan, yöntemi pek önemsememekte. Bugün geldiğimiz noktayı izah etmekte iki nokta önemli:
1. Bilinmeyen bir teknoloji. Genelde bu tarz buluşların askerî kökenli olduğunu hatırlayalım. Örneğin “internet” 1950’lerde keşfedilmişken, ancak 1990’ların ikinci yarısında kullanıma sunulmuştu. Satranç, bilgisayar teknolojisi için her zaman önem teşkil etmekteydi. Önce makinaların hatayı öğrenip öğrenmediği satranç oynamaları üzerinden ölçülürken; 2008’den itibaren Alpha0’nun “Stockfish” isimli bilgisayar programı satrancı kendi kendine öğrettikten sonra yapay zekaya ulaşıldığını ıspat etti. Sembiyotik olarak çalışan bir alet sadece metal detektörlerinden geçmekle kalmaz aynı zamanda içerden çalıştığı için naklen yayının geciktirilmesi gibi önlemleri de safdışı bırakabilir. Bu ihtimal Niemann’ın bir proje olduğunu, belki de deneyin neticelerinin satrançtan ziyade askerî alanda da kullanabileceği gerçeğini beraberinde getiriyor.
2. Tüm dünyanın gözünü satranca çevirdiği anda, Elon Musk, Twitter üzerinden Niemann’ın parti sırasında hile yaptığını söyleyen bir videoyu paylaşmış ve akabinde silmişti. Satranç konusunda başka paylaşımlar da yapan Musk’ın resmî hesabından “Talent hits a target no one else can hit, genius hits a target no one can see -cause it’s in ur butt” (Yetenek kimsenin vuramayacağı bir hedefi vurur, deha ise kimsenin göremeyeceği bir hedefi vurur -çünkü o hedef k.çınızdadır) diye yazılmıştı.
Uzun menzilli seks oyuncakları bir süredir gündemde. Oyuncağın işleyiş tarzı vibrasyon, yani titreşim üzerine olduğundan titreşim notasyona dönüşebiliyor. Örneğin satrançtaki c4 karesi “a, b, c =3 titreşim, stop, 4 titreşim” olarak koordine edildiğinde, program üzerinde benzer aleti bulunduran oyuncuya her konumda en iyi hamleyi vibrasyonla yollayabiliyor. Musk’ın beyanatı ciddiye alınmalı; zira hile aleti illa çok “kritik” bir yere saklanmak zorunda değil, herhangi bir deri altı aparatı transistör görevi üstlenebiliyor.
Hile tarih boyunca özendirilmiş. Bir tür “akıllılık” olarak görülmüş. Satrançta da hâl böyle olunca, dürüst mücadele edenler mücadele edemez oluyor. Hilenin en kolay şekilde yapıldığı internetteki satranç partilerinde tespit edilenler yasaklılar listesine giriyor, hesapları kapatılıyor. Ancak hem FIDE (Uluslararası Satranç Federasyonu) hem de lokal federasyonlar yetersizlikler yüzünden konunun üzerine gidemiyor. Niemann’ın “chess.com”da hile yapıp yakalandığını yukarda belirtmiştik. Son yıllarda bilgisayar hamlesiyle insan hamlesi arasındaki ilişki, Buffalo Üniversitesi’nden istatistik uzmanı IM Kenneth Regan tarafından olabilecek en iyi şekilde irdelendi. Ancak satrancın bir istatistik sporu olmadığını unutmayalım. Tam 40 hamle üstüste en iyi hamleyi oynadıktan sonra 1 hamlede mat olursanız, bu parti kayıtlara istatistiki olarak “0” diye geçer. Ayrıca hile yaparken bilgisayarın ilk tercihini değil de zaman zaman ikinci tercihini kullanan ve az sayıda hileli hamleye başvuranlara karşı Regan ve sistemi aciz.
Tüm bunlara karşı, satranç turnuvaları sırasında tek bir çıkar yol var: “Jammer” adı verilen sinyal boğucular. Ancak burada ciddi bir problem var. Zira naklen yayın, bilhassa pandemi sonrası satranç turnuvalarının vazgeçilmezi hâline gelmiş durumda. Bu jammer’lar da turnuva sırasında naklen yayına izin vermiyor.
Yakın tarihte Niemann öncesi hile konusundaki en önemli hadise Bulgar Borislav İvanov ile yaşanmıştı. Kendisi bundan yaklaşık 10 yıl evvel 2.200 ratinglik bir amatörken çok kısa bir süre içinde İspanya’da Benidorm, Hırvatistan’da Zadar ve yaşadığı şehir olan Blagoevgrad’daki açık turnuvalarda üstün başarılar elde etmiş; tanınmış büyükustaları bir çırpıda yenerek büyük şüphe uyandırmıştı. Birkaç ayda 150 rating kazanan sporcunun oyun esnasında odasına giren hakemlerin yaşadığı şaşkınlık büyük oldu; zira odada ne bilgisayar ne satranç takımı ne de satranç kitap ve defterleri vardı! Ancak Rus asıllı Amerikalı GM Maxim Dlugy, Bulgar İvanov’un diskalifiye olmasına vesile oldu. Kendisi de daha önce çeşitli şike, hile ve şaibeye bulaşmış olan eski ABD Satranç Federasyonu Başkanı Dlugy, Blagoevgrad Open’ın 7. turunda Ivanov’la eşleşince, Sofya’da güvenlik sistemlerinde çalışan eski KGB görevlisi Rus arkadaşını çağırdı. Tur öncesi hakemlerden hem kendisinin hem de Ivanov’un tam donanıma sahip bir uzman tarafından eşzamanlı olarak üst aramasına tabi tutulmasını talep etti. İlginç bir şekilde buna itiraz etmeyen İvanov, iş ayakkabılara gelince reddetti. Kısa bir süre sonra Bulgaristan Satranç Federasyonu tarafından çağrıldığı yalan makinesi testine de gelmeyince diskalifiye edildi ve satranç hayatı bitti.
Olayın ehemmiyeti bugünlerde biraz daha anlaşılır hâle geldi: Carlsen, Niemann ile ilgili demeçlerinde genç Amerikalının mentoru Dlugy’den iyi eğitim aldığını da belirttiğinde, birdenbire ikili arasındaki ilişki de ortaya çıkmış oldu. Bununla da kalmadı; Dlugy’nin de “chess.com” platformunda hile yaptığı kurumun yetkilisi IM Daniel Rensch tarafından açıklandı. Tabii ilginç olan, 2013’te GM Maxim Dlugy’nin küçük çaplı Blagoevgrad Turnuvası’na niye katıldığı. Acaba ne olursa olsun devrin büyük hilekarı Borislav İvanov ile tanışmayı ve sistemi öğrenmeyi mi amaçlıyordu?
Satrançta bilinen ilk elektronik hile vakası 1993’te Philadelphia’da oynanan geleneksel World Open’da yaşandı. Turnuvaya katılanlardan biri de 1957’de ölmüş Macar asıllı Amerikalı biliminsanı John Von Neumann’ın adını kullanan siyahi bir gençti. O yıllarda ABD turnuvalarında walkman dinlemek serbestti ve gencin örgülü uzun saçları resmi tamamlamaktaydı. Birçok oyuncuyu yenen, İzlandalı GM Helgi Olafsson’la berabere kalan genç, FM Daniel Shapiro’yla oynarken herhalde sistemin işlevsizliğinden hamle gelmeyince 9. hamlede zamandan kaybetti. Kategori ödülünü almaya gittiğinde organizatör Bill Goichberg ona bir sürpriz hazırlamıştı. “1 hamlede mat sorusunu çöz, ödülünü al” diyen Goichberg’e “bugün çok formsuzum” diye cevap veren siyahi genç hemen sırra kadem bastı.
Dünya satranç şampiyonaları esnasında en büyük hile iddiası ise, Rusya’nın otonom cumhuriyetlerinden Kalmukya’nın başkenti Elista’da 2006’da yapılan Kramnik-Topalov unvan maçında ortaya atıldı. 12 partilik maçın ilk oyunlarında genelde kötü konumlarda olmasına rağmen 3-1 önde giden Kramnik, parti başına 20-25 kez tuvalete gidip geliyordu. Watergate’e nazire olacak şekilde “Toiletgate” olarak adlandırılan hadisede, Topalov cephesi Rus oyuncunun tuvalet görüntülerini istedi. Gergin ortamda Kramnik maçın 5. oyununa çıkmayıp hükmen kaybetti. Görüntüleri sızdırdığı ilan edilen İtiraz Kurulu toptan değişti ve Topalov 2 oyun daha alıp maçı lehine çevirmesine rağmen 10. oyunu kaybedince maçın ilk bölümü 6-6 beraberlikle sonuçlandı. Uzatmada hızlı partilerde herhangi bir şaibe olmadan Kramnik kazanınca olay kapandı. Hile sadece teknoloji vasıtasıyla gelmez. Çağlar ilerledikçe kuralların ihlal şekli de değişti. Benim tarihte dikkatimi çeken ilk hile 1906’daki Rusya Birinciliği’ndendir. Salwe’nin arkasından ikincilik için çekişenlerden Blumenfeld, ajurne sırasında hasmı Rubinstein’ın rakibi Malyutin’e yardım etmekle kalmaz, oturum esnasında sessizliği de bozar. Malyutin kazanır ama centilmenlik dışı hareket itirazı üzerine Rubinstein’galip ilan edilir (O da bu biçimde kazanmak istemediğinden beraberlik teklif eder ve yılan hikayesine dönen parti böylece biter). Hilenin şekli her zaman teknik olmaz. Yine 1900’lerin başında Gürcü Prensi Dadiyani oyunlar-turnuvalar düzenleyip kendini satranççı ilan edince ilk itiraz devrin en büyüklerinden Çigorin’den gelir. Ancak bir çok turnuvanın sponsoru da olan Dadiyani, Çigorin’i 1903 Monte Carlo Turnuvası’nın katılımcı listesinden çıkarır. Yakın tarihte ise hilekarın korunmasının en iyi örneği, kağıt üzerinde inşa edilen Strumica 1995 turnuvasıyla 50 elo(!) kazanan Gürcü Azmayparaşvili’nin Avrupa Satranç Birliği Başkanlığı’na getirilişidir!
Fischer 1962 Curaçao Adaylar Turnuvası’nda Sovyet oyunculardan Petrosyan, Geller ve Keres’in “takım hâlinde oynadığını” söylediğinde; iddiasının kaynağı uzun turnuvada bu oyuncuların kendi aralarında kısa beraberliklerle enerjilerini saklamasıydı. FIDE şikayetleri dikkate aldı; Adaylar Turnuvası Aday Maçları’na dönüştürüldü. Aslında o yılların modası, düşüncelerin etki altına alınması, başka bir deyişle hipnozdu. Bled’de yapılan 1959 Adaylar Turnuvası’nın 14. turuna Tal’in rakiplerini bakışlarıyla etkilediğini iddia eden Benkö güneş gözlüğü takarak geldi! Lakin sonuç değişmedi.
Karpov-Korçnoy çekişmesi de bu anlamda her seferinde olaylı geçmiştir. Korçnoy ilk maçta (1974) casusluk şüphesiyle sekundantı Osnos’u eve yollamıştır; 1978’de ise Dr. Zukar’ın düşüncelerini etkilediğini iddia etmiştir. Daha sonra Batı’ya iltica eden Korçnoy’la, SSCB’nin simgesi Karpov arasında 6-5 Karpov’un lehine biten unvan maçı yine de akıllarda iyi oynanmış partileriyle kaldı.
Daha sonraki Karpov-Kasparov çekişmesi de farklı değildi. Yine casusluk iddiaları, Kasparov’un kendi kampından Vladimirov’u kovmasıyla neticelendi.
Bahis siteleri ve hile konusundaki en önemli kayıtlardan biri ise 2010’da Naiditsch-Mamedyarov ikilisinin çift turlu döner turnuvada kendi oyunlarını düzerek Siyah’ın kazanması üzerine müşterek para koyarak oynamaları iddiasıydı. Aslına bakılacak olursa, satrançta da hilenin ve şekillerinin sonu yok! İnsanın kötü doğasıyla örtüşen hile, kimi zaman güce güçlüye, hiyerarşiye başkaldırmanın simgesi de olmuş. Stefan Zweig’ın Die Schachnovelle (1943-Satranç) isimli popüler eserinde Dünya Şampiyonu Çentoviç’e karşı birlikte oynayan Mac Connor ve Dr. B’ye bir bakın!
ANALİZ
Hans Niemann’ın Carlsen’e karşı akıl almaz ve şüpheli performansı
GM Magnus Carlsen (2861) – Hans Niemann (2688), Saint-Louis 2022,Nimzo-Hint Savunması
1.d4 Af6 2.c4 e6 3.Ac3 Fb4 4.g3!? (Amatörler, basın konferansı niteliğindeki post mortem (oyun sonrası) analizde Niemann’ın oyundaki devamyoluna da hazırlıklı olduğu iddiasını çokca eleştirdi. Carlsen’in bu hamleyi hiç oynamamış olduğunu iddia edenler bile çıktı. Halbuki Norveçli Dünya Şampiyonu ağır partilerde Leko’ya karşı Moskova 2006 bu hamleyi oynarken amaçladığı 4…c5 5.Af3 sonrası gelen konumu bir düzineden fazla uygulamıştı. Niçin 4.g3? Carlsen 4.Af3 0-0 (4…c5 5.g3!) 5.Fg5 (5.g3?! Fc3 6.bc3 b6!) c5 varyantının teorik eşitliğinden kaçmak için hamle sırasını değiştirdi) 0-0 5.Fg2 d5 6.a3!? (6.Af3 dc4 7.0-0 Ac6! (7…c5?! 8.dc5!) ana varyant olduğundan Carlsen’in hamle sırası Ac6’lı tabyalara yönelik) Fc3 7.bc3 dc4 8.Af3!? (8.Va4 Fd7 9.Vc4 Fc6 10.f3 Vd5! Eri geri alır ama avantaj elde edemez) c5! (İlk sürpriz! Bence Carlsen’in hazırlığının en büyük bölümü hiç oynanmamış 8… Ac6 9.Kb1 Kb8?! 10.Fg5 h6 11.Fh4! g5 12.Ag5 hg5 13.Fg5 teması üzerineydi.9…a6 10.0-0,9…e5!? 10.0-0 da aysbergin su altındaki bölümü) 9.0-0 cd4 10.Vd4!?Yenilik (10.cd4 Fd7! bilinen ki fikir 11.Ae5 Ac6) Ac6 11.Vc4 e5! 12.Fg5 h6 13.Kfd1
13…Fe6! (13…Ve7 14.Ff6 Vf6 15.Ad2-e4 manevrası c5 karesini kullanacak Beyaza avantaj sağlardı)
14.Kd8 (14.Vb5 Va5! püf noktası.) Fc4 15.Ka8 Ka8 16.Ff6 gf6 17.Şf1 Kd8 18.Şe1 Aa5 19.Kd1
19…Kc8! (19…Kd1? 20.Şd1 Beyaz tarafından savunulabilir) 20.Ad2 Fe6 21.c4! (21.Kc1 Şf8 çok tek taraflı olduğu için Carlsen bir er fedasıyla karşı şans arıyor) Fc4 22.Ac4 Kc4 23.Kd8 (23.Kd7? Kc1 24.Şd2 Ab3 25.Şe3 Ac5) Şg7 24.Fd5 Kc7 25.Ka8 a6! (25…b5? 26.Kb8 Kc5 27.e4 ,25…b6 26.e4 Beyazlara ere karşı kompansasyon verir) 26.Kb8 (26.e4 Ac4!) f5 27.Ke8?! (27.e4! ve Siyah ancak hafif üstün) e4! 28.g4? (28.f3! ef3 29.ef3! tek şanstı) Kc5! (28…Kc1 29.Şd2 Kc5 başka bir doğru fikirken,28…fg4? 29.Ke4 f5 30.Kf4 veya 30…h5 31.Ke5 ile Beyaz eşitlerdi) 29.Fa2 Ac4? (29… fg4 30.Ke7 Ac4! 31.Ke4 Aa3 veya 31…Ae5!? Siyahların 19. hamleden itibaren gösterdiği iyi oyunsonu tekniğinin devamı olurdu.) 30.a4? (Bana göre Carlsen’in oyundaki tek gafı. 30.Fc4!! Kc4 31.gf5 Ka4 32.Kb8 b5 33.Kb6! Ka3 34.Şd2
Magnus Carlsen son zamanların en iyi oyunsonu oyuncusu, fakat sadece kendisi üstünken. Bağlı geçerler Kale finallerinde kolay sürülemez ilkesiyle Siyah şahın durumu birleşince Beyazın beraberliği kaçırdığını görüyoruz: 34…Ka4 35.Şe3 b4 36.Şe4 a5 37.Şe5 Ka3 38.e4 b3 39.f4 a4 40.f6 Şg6 41.f5 Şg5 42.Kb7 potansiyel f geçeriyle Siyah için de tehlike arz ettiğinden 34…h5 36.h4 f6 statükoyu korur)
30…Ad6 31.Ke7 (31.Kd8 e3! 32.fe3 (32.Kd6 Kd1 33.Kd1 Kd1! 34.Şd1 ef2 Vezir çıkar) Ae4 oyuna benzer) fg4 32.Kd7 e3! 33.fe3 Ae4 34.Şf1 Kc1? (34…Kf5 sonrası 35… b5 sağlam kazanç yolu) 35.Şg2 Kc2 36.Ff7 (36.Kf7 Şg6) Ke2 37.Şg1 Ke1 38.Şg2 Ke2 39.Şg1 Şf6 40.Fd5?! (40. Kb7 Ag5 41.Fh5!! Af3 42.Şf1 Ka2 43.h4!!= insanın bulacağı cinsten bir savunma mekanizması değil!) Kd2! (41…Ag5? 42.Fg2!= Carlsen’in Atın f3 ve h3 ayaklarını kesme fikriydi) 41.Kf7 Şg6! (41…Şe5? 42.Fe4 Şe4 43.Kb7=) 42.Kd7? (Son direnç fırsatı 42.Kf4 Ag5 (42…Kd5 43.Ke4 Şg5 44.h3!!=) 43.Fg2 Şh5 44.Kb4 idi.
42…Ag5! (Son darbe!) 43.Ff7 Şf5 44.Kd2 Af3 45.Şg2 Ad2 (Kale finallerinin aksine hafif taş finali prensip olarak kayıp) 46.a5 (46. Fd5 b5) Şe5! (46…Ae4? 47.Fd5 Ac5 48.Şg3 Şg5 49.h4=) 47.Şg3 Af1! 48.Şf2 (48.Şg4 Ah2!(48…Ae3? 49.Şh5=) 49.Şg3 Af1 50.Şf2 Ad2 kazanır.) Ah2 49.e4 Şe4 50.Fe6 Şf4 51.Fc8 Af3 52.Fb7 Ae5 53.Fa6 Ac6 54.Fb7 Aa5 55.Fd5 h5 56.Ff7 h4 57.Fd5 ve Beyaz terkeder.
(Son konum Siyahlar için kolayca kazançtır, örneğin: 57… Şe5 58.Fa8 Ac4 59.Şg2 Şf4 60.Fc6 h3 61.Şh2 Ae5 62.Fd5 Af3 63.Şh1 g3) 0-1
OTOMAT
Meşhur ‘Türk’ ve içine saklanan satranç ustası
İlk defa 1770’de Viyana’da sergilenen Habsburglu mucit Von Kempelen’in otomatı “Türk”. İçerdeki mükemmel düzenek sayesinde göze görünen, makinenin kendinin oynadığıydı. Tabii içinde saklanan bir satranç oyuncusu vardı. Otomat 1855 Philadelphia yangınında kül oldu.