Bilinen en eski masa oyunu, Eski Mısır kökenli Senet’tir. M.Ö. 2800’lerde hüküm süren Menkare’nin mezar odasında Senet oynayanları gösteren bir duvar resmi bulunmuştur. Go, satranç, tavla, dama da kadim uygarlıklardan günümüze ulaşan, hâlâ tutkuyla oynanan masa oyunlarıdır. Bunlar, “oyunun kuralları”nı koymuş, 19. yüzyıl sonlarından itibaren moda olan ve bilgisayar çağına kadar tüm dünyayı sarsan “modern” masa oyunlarının standartlarını belirlemiştir. Tamamen hayalgücü ve yaratıcılığa dayanan masa oyunları genellikle hazır bir zemin üzerinde, pulların ya da taşların belirli kurallar çerçevesinde hareket ettirilmesiyle oynanır. Birkaç kuşağın çocukken en büyük eğlencesi olan bu oyunlardan en önemlileri, İstanbul Ataşehir Belediyesi Düştepe Oyun Müzesi’nde sergileniyor. Biz de 20’yi aşkın ülke ve yüzlerce koleksiyonerden toplanan iki binden fazla oyun ve objenin sergilendiği müzenin en kıymetli parçalarından 10’unu sizin için derledik.
Shakespeare Kukla Tiyatrosu
Hayal sahnesinde olmak ya da olmamak
Tam üretim tarihi bilinmemekle birlikte, yaklaşık 200 yıllık bir oyun olduğu tahmin edilmektedir. Oyun, bir tiyatro sahnesi ve kağıt kuklalardan oluşmaktadır. Ancak bu kağıt kuklaların bir özelliği vardır. Oyunda yer alan karakterlerin hepsi Shakespeare oyunlarının karakterleridir. Tiyatro sahnesinin hemen yanında görülen kağıtlar da, bu karakterler kullanılarak oyunun sahibinin yazdığı el yazısı yeni bir oyun senaryosudur. Dönemin çocukları bu oyunla Shakespeare karakterleriyle, Shakespeare oyunlarından bağımsız oyunlar yaratıp senaryolar yazabilmekteydi.
Dresdner Garten-Bau-Kasten
Saray bahçesine usta bahçıvan aranıyor!
Almanya’da 1860 yılında üretilen bu oyun, dünya oyun tarihinin bilinen ilk peyzaj oyunudur. Dresden şehrindeki bir sarayın ön bahçesinin birebir aynısı ufak taşların bir araya getirilmesiyle tekrardan oluşturulur. Oyun bu özelliğiyle zamanımızın gözde oyuncaklarından Lego’nun da atası olma özelliğini taşır.
Anchor Stone Blocks (Çapa Taş Blokları)
Einsten’ın hayatını olumlu etkiledi
Bu oyun sistemi Friedrich Fröbel tarafından icat edilmiştir. 1890 yılında taş bloklar zengin iş adamı Friedrich A. Richter’in kendine Rudolstadt’da bu oyuncaklarla minik bir imparatorluk inşa etmesiyle popülerlik kazandı. 1910 yılında Richter’in ölümüyle Anchor Stones devri de sonlanmış oldu.
1979 yılında “Club of Anchor Friends” (Çapa Dostları Kulübü) Amsterdam’da kuruldu ve 180 bin kulüp üyesi ile bu öğretici oyun setinin popülerliğini korumasını sağladı.
Tarih boyunca pek çok önemli ismin bu oyunla oynadığı ve bu oyunun bu kişilerin hayatlarına son derece olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Bu isimlerin başında da Albert Einstein gelmektedir.
Laterna Magica
Sinema makinasının ilham kaynağı
Laterna Magica, günümüzdeki projeksiyon cihazının atasıdır. Türkçesi “büyülü fener”dir. Sinema makinesinin mucidi olan Fransız Lumiere kardeşler, Laterna Magica’dan etkilenerek bu büyük buluşu gerçekleştirmişlerdir. Bir gaz lambası ve mercek vasıtasıyla, cam üzerine boyanmış resimlerin perdeye veya duvara yansıtılmasıyla görüntü elde edilen bu basit teknik, 1800’lü yılların başında bir oyun olarak çocukların hayal dünyalarına hizmet etmeye başlamış olsa da, ilk olarak Çinliler tarafından Avrupa’da görüldüğü tarihten yüzlerce yıl önce kullanıldığı bilinmektedir.
Alice Harikalar Diyarında
Oyuncular bilgelik yarışında
Alice Harikalar Diyarında bir çocuk kitabı olarak bilinir ama hiç de öyle değildir. Çocuklara yönelik sanılmasının sebebi hikâyenin beyaz bir tavşanla başlamasıdır belki de. Ama Playboy’un tavşanı ne kadar çocuksu bir masal anlatıyorsa Lewis Carroll’ın tavşanı da o kadar çocuksu bir masal anlatır.
İlk kez 1865’te basılan ve dünya çapında büyük bir üne kavuşan romana oyun sektörünün de kayıtsız kalması beklenemez elbette. Alice ‘in 1934 yılında Stoll & Einson Games tarafından üretilen fotoğraftaki kutu oyunu klasik kutu oyunları mantığında üretilmiş. Bolca renkli ve keyifli çizimle renklendirilen oyun dört kişiye kadar oynanabiliyor. Oyuncular başlangıç noktasından bitiş noktasına kadar hem hikâyenin tamamını tekrar yaşıyor hem de kendilerini zorlu parkurda kıyasıya bir yarışın içinde buluyorlar.
Annie Oakley
Vahşi Batı’da keskin nişancı kızla macera
Annie Oakley (1860-1926) Amerikalı keskin nişancı ve gösteri atıcısıdır. Gerçek adı Phoebe Ann Mosey’dir. ¨İnanılmaz Yetenek¨ olarak da anılan Oakley’e şöhret kapısını Buffalo Bill’in Vahşi Batı gösterisinde rol alması açmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk kadın şov yıldızıdır. Sadece Amerika’da değil, Avrupa’da da gösteriler sergilemiştir. I. Dünya Savaşı’ndan hemen önce Avrupa’da İngiltere Kraliçesi Victoria, İtalya Kralı Umberto ve Alman İmparatoru II.Wilhelm’in de izlediği bir gösteri yapmış, Wilhelm’in sigarasını filtresinden vurarak büyük bir heyecana yol açmış ve takdir toplamıştır. Bu atış 1. Dünya Savaşı esnasında ¨Keşke ıskalasaydı, o zaman savaş olmazdı¨ esprilerine yol açmıştır. Savaş sonrasında 2.Wilhelm’e gösterinin tekrarı için bir mektup yazan Oakley, mektubuna cevap alamamıştır.
Annie Oakley’in 1940’lı yıllarda Milton Bradley tarafından üretilen kutu oyunu beş oyuncuya kadar oynanabiliyor. Oyunda Oakley, vahşi batının kızgın çöllerinden, aşılamaz denilen kanyon ve vadilerden geçiyor, Kızılderililerle ve tren soyguncuları ile mücadele ederek rakiplerinden önce bitiş çizgisine ulaşmaya çalışıyor.
High-Way Henry
Çizgi otomobil üçüncü boyutta
Amerikalı karikatürist Oscar Hitt’in 1920-1930 yıllarında tasarladığı çizgi roman, yaşlı bir adam ve kadının köpekleriyle birlikte yaptıkları seyahatleri anlatmaktadır. Ailenin bindikleri araba ilginç özellikleri ve komik görünümüyle okurların beğenisini kazanır. Köpek, arabanın ön tarafındaki radyatörde yaşamaktadır ve kulübenin üzerinde köpeğin adı, Henry IV yazmaktadır. Üst tarafta çamaşır teline asılı giysiler yer almaktadır. Arka tarafta oturan kadın, kafasındaki kulaklıkla radyo dinlemektedir. Radyo anteni, çamaşır teline bağlı bir kablodur. Arabanın arkasında bacalı bir soba, çamaşır leğeni ve yıkama tahtası bulunmaktadır. Kaportanın üzerindeki renkli üçgen bayraklarda, Chicago ve Seattle gibi o yılların en ünlü turistik yerlerinin isimleri görülmektedir. Arabanın adı Hi-Way Henry’dir.
Hi-Way Henry’nin bu masalsı oyuncağı 1920 yılında Almanya’da Georg Fischer tarafından üretilmiştir. Kutu oyununun piyasaya çıktığı tarih ise 1928’dir. Beş oyuncuya kadar ve zarla oynanan oyunda her oyuncu Hi-Way Henry’yi Kuzey Amerika’nın zorlu hava ve yol şartlarında bitiş noktasına ulaştırmayı hedefler. Oyunda bu zorlu yolculuğa lastik patlaması, soygun tehlikesi ve eskiyen motorun azizlikleri eşlik etmektedir.
Monopoly
Tekele dönüşen tekel eleştirisi
Elizabeth Magie Philips tarafından, 1903 yılında, aslen Hanry George’un ¨Tek Vergi Sistemi¨ni insanları eğiterek anlatmak, tekelleşmenin negatif etkilerini göstermek, toprak sahibi olmanın ve kapitalizmin kötü yanlarını anlatmak üzere tasarlanmış oyundur. 1929 yılında Charles Darrow tarafından tekrar düzenlenmiştir. Zamanımızda oynanan Monopoly ise 1935 yılında Parker Brothers tarafından üretilmiştir.
Monopoly oyunu zar ile oynanır. Oyunun mantığı, ilk geliştirilenden farklı olarak mümkün olduğunca çok emlak satın alarak diğer oyuncuları iflas ettirmek üzerine kuruludur. Zaman içinde televizyon şovlarına konu olan oyunun 1973 yılından beri Amerika Ulusal Şampiyonası ve Dünya Şampiyonası olarak turnuvaları düzenlenmektedir.
II.Dünya Savaşı sıralarında Waddingtons isimli İngiliz oyun firması, Amerikalı oyun firması Parker Brothers’ın İngiltere’deki yetkili firması olur. 1941 yılında İngiliz Gizli Servisi Monopoly’nin özel bir sürümünü savaş esirleri için yaptırır. Oyunun içeriğinde savaş esirlerinin bulundukları yerden kaçabilmesini sağlamak amacıyla haritalar, gerçek para, pusula ve diğer işe yarayacak objeler bulunmaktadır. Esir ailelerini temsil eden sivil bir örgüt, oyunları esirlere dağıtmıştır.
Godzilla
Zarları yuvarla, canavarı yok et, dünyayı kurtar!
Godzilla, Japonlar tarafından dünyaya sunulmuş hayal mahsülü bir canavardır ve asıl adı da Gojira’dır. Godzilla, King of the Monsters’ın çekildiği 1954’e kadar sadece Japonlar tarafından tanınan bu canavar, filmden sonra dünyaca tanınır. İlk filmin büyük ilgi görmesi üzerine 1955 yılında ikincisi yapılır. İki filmde de Godzilla insanlara saldırarak ölüm saçan ve şehirleri yerle bir eden barbar bir canavar olarak gösterilir. Godzilla 1962’deki üçüncü filmde ise insanlığı tehdit eden King Kong’la savaşır. Bir anda ¨iyi¨ oluvermiştir!
Ancak 1963 yılında Ideal Toys tarafından üretilen ve zar kullanılarak ilerlenen kutu oyununda, Godzilla yine kötüdür. Oyuncular, bu korkunç canavarı şehirleri yıkıp insanları öldürmeden yok etmeye çalışırlar. Bu esnada kutu üzerindeki parkuru ilk tamamlayan oyunu kazanır.
Altı milyon dolarlık adam
Dizi dünyasından pahalı transfer!
Altı Milyon Dolarlık Adam, Martin Caidin’in Cyborg isimli romanından uyarlanan ve 1974-1978 yılları arasında izleyiciyle buluşan televizyon dizisidir. Amerikalı astronot Steve Austin, bir uçak kazasında vücudunun büyük bölümünü kaybeder. Ancak bu durum ona istemeden de olsa Amerikan Hükümeti’nin yürüttüğü gizli projenin deneği olmanın yolunu açar. Vücuduna takılan biyonik parçalar sonunda hayata döner. O artık Biyonik Adam Steve Austin’dir.
Türkiye’de yayımlandığı dönemde gazetelerde Biyonik Adam’a özenerek balkon ve çatılardan atlayarak kendini yaralayanların haberleri sıkça görülmekteydi.
Dizinin 1970’lerde üretilen oyuncaklarının yanında küp oyunları ile birlikte kutu oyunları da üretilmiş ve oldukça ilgi görmüştür. Kutu oyunu dünyanın en önemli oyun firmalarından biri olan Parker Brothers tarafından üretilmiştir.