Kasım
sayımız çıktı

Demokrasi tarihimizden ‘renkli görüntüler’

Askeri müdahalelerde birkaç kez kesintiye uğramış olsa da, 1946’dan beri çok partili yaşam deneyimi olan Türkiye’de ”hayatî” diye nitelendirilen nice seçim ve birbirinden enteresan seçim süreçleri yaşandı.

İkinci Dünya Savaşı’nın sora erip dünyanın yeniden şekillenmeye başladığı 1945’te, Türkiye’deki 22 yıllık tek parti iktidarı da artık çözülme sürecine girmişti. Parti içinde çok partili sisteme geçilmesini savunanların olduğu zaten biliniyordu. Ama daha önemlisi CHP lideri ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de bu kanıdaydı. Böylece Türkiye ilk genel seçimlerin yapıldığı 1946 yılından itibaren çok partili siyasal yaşama geçti.

İnönü, 1945’te CHP yöneticilerine çok partili sisteme bir an önce geçilmesi gerektiğini söylemeye başlamıştı. Buna bazı yöneticilerin “Bizim memleket buna alışık değil. Seçime girersek birbirimizi kırarız, beceremeyiz” diye itiraz ettiği, Paşa’nın ise “Ben Harbiye’de okurken futbol Türkiye’ye daha yeni gelmişti. Maç yapardık. Daha maç bitmeden yenileceğini anlayan takım kayışlarını çıkarır öbürlerinin üzerine yürürdü. Bu, zamanla kayboldu. Demokraside de böyle olacak, ilk zamanlar kayışları çekip birbirimize hücum edeceğiz, ama zamanla alışacağız” dediği anlatılır. Neyse ki, seçim nedeniyle kayışların çekildiği olay sayısı beklendiğinden az oldu. İlk seçimleri saymazsak seçimlere büyük çapta hile hurda karıştığını da söyleyemeyiz. En azından şimdilik…

Bazı seçimler bir parti ya da liderle, bir sürpriz sonuçla, bir şarkıyla, bir vaatle, bir yasakla, bir reklamla hafızalara kazındı. İz bırakan ve magazin basını jargonuyla söylersek, “renkli görüntülerin yaşandığı” bu seçimlerden bazılarını 69 yıllık çok partili sistem tarihimizin en önemli seçimlerinden birine bir ay kala, okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.