Kasım
sayımız çıktı

Dresden şehrindeki Türk-Osmanlı mirası

Eşşiz ve görkemli mücevherli kılıçlar, hançerler, kalkanlar, ok ve yaylar, çadırlar, eyerler ve at koşumları, sancaklar, tuğlar, günlük hayata dair objeler ve tekstil örnekleri… 16., 17. ve 18. yüzyıla ait eserler, Türkiye dışındaki bu en büyük Osmanlı eserleri koleksiyonunda.

Almanya’nın doğusun daki Saksonya Eyale ti’nin başkenti Dresden, Elbe Nehri’nin iki yanında yeralan tarihî binaları ile Avrupa’nın önemli kültür şehirlerinden birisidir. Ortaçağ’da kurulan kent, Saksonya prenslerinin ve daha sonra krallarının saraylarını inşa ettirdiği zengin bir başkent olmuş.

Kent, mimari mirasının ciddi bir bölümünü 2. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru 1945 Şubat’ında gerçekleşen İngiliz ve Amerikan bombardımanı sonucu kaybetmiş. Savaştan sonra Sovyet işgali gelmiş. Soğuk Savaş döneminde Doğu Almanya’nın bir parçası olan Dresden şehri, Almanya’ların birleşmesi sonrasında mimari ve kültürel mirasına sahip çıkmış ve şehrin tarihî dokusunun restorasyonları hız kazanmış.

Dresden’deki Kraliyet Sarayı Osmanlı tarihi ve sanatına dair önemli parçaların bulunduğu Türk Odası (Türckische Cammer), Kraliyet Sarayı’ndaki müzenin Cebehane (Rüstkammer) bölümünde sergilenmekte.

Bir müzeler kenti olan Dresden’de Türkiye tarihi ve sanatına dair çok önemli bir koleksiyon bulunuyor: Türckische Cammer (Türk Odası) olarak adlandırılan bu koleksiyon, Dresden Kraliyet Sarayı (Dresdner Residenzschloss) içindeki silah koleksiyonlarını barındıran Cebehane’nin (Rüstkammer) bir bölümünde sergileniyor. Koleksiyonda eşşiz ve görkemli mücevherli Osmanlı kılıçları, hançerler, kalkanlar, ok ve yaylar, çadırlar, eyerler ve at koşumları, sancaklar, tuğlar, günlük hayata dair objeler ve Osmanlı tekstil örnekleri bulunuyor. Bunların büyük bölümü 16. , 17. ve 18. yüzyıllara tarihleniyor.

16. yüzyılda Saksonya prensleri tarafından toplanmaya başlanan Osmanlı ve Doğu askeri eserleri, çoğunlukla İtalyan şehir devletlerinin hediyesi olarak Dresden sarayına gelmiş. Saksonya prensleri, 17. yüzyıl sonunda Habsburg imparatorlarının müttefiki olarak Avusturya Osmanlı savaşlarında etkin rol oynamışlar. 1683 Viyana Kuşatması’na karşı şehre desteğe gelen Polonya Kralı Jan Sobieski’nin ordusuna 10.000 asker ile katılmışlar. Koleksiyon, 17. ve 18. yüzyıllarda ganimet ve satınalma yöntemleri ile büyümüş. Bunda, süregelen savaşların yanı sıra, 18. yüzyılda Avrupa’da başlayan Türk modasının da etkisi olmuş. Törenlerde, kutlamalarda Türk kostümleri ve eserleri ile geçitler ve gösteriler yapmak yaygınlaşmış ve prestij unsuru olmuş.

Türk Odası’ndaki nadide eserler 16. yüzyılda Saksonya prensleri tarafından toplanmaya başlayan, 17. ve 18. yüzyıllarda daha da büyüyen 600 eserlik koleksiyon, Türkiye dışındaki en büyük ve eşsiz Osmanlı eserlerini bir araya getiriyor.

17. yüzyıldan beri bağımsız envanteri tutulan bu koleksiyon çağlar içinde Dresden’deki değişik saray ve mekanlarda korunmuş ve sergilenmiş. Koleksiyonun büyük bir kısmı 2. Dünya Savaşı sonrasında Kızılordu tarafından Rusya’ya götürülmüş. Eserler 1958’de Sovyetler Birliği’nden Doğu Almanya’ya iade edilmiş. Eserlerde bu savaş dönemlerinde oluşan hasarların restorasyonu yıllarca sürmüş. Bir yandan da değişik yerlere dağılan eserler Dresden’de toplanmaya başlanmış. Doğu Almanya’nın Batı ile birleşmesi sonrası çalışmalar hız kazanmış.

Rüstkammer sergileri içinde “Türk Odası” için kendine ait bir mekan yapılması projesi 2010 yılında gerçekleşti. Bu tarihten itibaren 750 metrekarelik mekanda sergilen Osmanlı ve Doğu kökenli bu 600 eserlik koleksiyon, Türkiye dışındaki en büyük ve eşsiz Osmanlı eserleri koleksiyonunu oluşturuyor.