0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

DİN-DEVLET EKSENİNDE 1500 YILLIK PROBLEM: CEMAAT VE TARİKATLAR

‘Cemiyet’ olamayan toplum cemaatlere mahkum kalır…

Millî Eğitim Bakanı’nın geçen ay Meclis’te cemaat-tarikatları “sivil toplum örgütü” olarak tanımlaması ve bunlara yapılan devlet yardımlarını savunması, siyasette önemli bir tartışmayı tekrar gündeme taşıdı. Ancak aynı akşam başlayan “Kızıl Goncalar” adlı TV dizisindeki sahneler, konunun toplumsal düzlemdeki algı ve hassasiyetini çok daha gerçekçi bir biçimde yansıtacaktı.

Geçen ay yayımlanmaya baş­layan “Kızıl Goncalar” adlı televizyon dizisi, Türk top­lumundaki hassas bir konuyu tekrar gündeme taşıdı: Tarikatlar ve cemaat­ler. Aslında aynı konuda kamuoyunda tartışma yaratan ilk televizyon dizisi “Kızılcık Şerbeti” olmuştu. İzlenme rekorları kıran bu dizi, özetle muha­fazakar ve seküler ailelerin yollarının evlilik yoluyla kesişmesini eksene alıyordu. RTÜK diziye 5 haftalık yayın durdurma cezası verdi, bu ceza mah­keme kararıyla kaldırılabildi.

Bunun ardından gösterime giren “Ömer” ve sonrasında “Kızıl Goncalar”­da da aynı tema işlendi. Dizinin iki baş karakterinden biri zikir ayinleri yapan bir tarikatın müridi, diğeri ise Kema­list bir psikiyatr idi. Daha ilk bölümde, hekimi canlandıran Özcan Deniz’in Mustafa Kemal’i övdüğü bölüm büyük yankı uyandırdı. Dizi bir tarafta büyük övgüyle karşılanırken, diğer tarafta “tüm dindarlar tarikatçı ve cemaatçi sayılıyor”, “dindarlar cahil ve sahtekar gösteriliyor”, “dindarlara yönelik bü­yük bir cehalet” itirazlarıyla karşılaştı.

Kapak_Dosyasi_1
Rufâî tarikatına bağlı olanlar, Kadızadeliler tarafından bi’dat kabul edilen zikir törenleri sırasında.

Sosyal antropoloji, sosyoloji çalış­malarının yanısıra dindar-muhafaza­kar hayat ve popüler kültür alanındaki değerli araştırmaları ve analizleriyle de bilinen Prof. Dr. Tayfun Atay; yeni çıkan kitabında (Hayallerimizin Seyir Defteri – Kimlikler, İmgeler, Temsiller / Oğlak Yayınları),Türk TV kanalların­da gösterime girmiş yerli dizilerdeki tarikat temasını da ele alıyor. Atay’a göre bu yapımlar, toplumda varolan bir dinamiğe yaslanıyor. Bu dosyayı hazır­larken konuştuğumuz Atay şöyle diyor: “Özellikle son 20 yıldır dindar-seküler kutuplaşması üzerinden, hatta yer yer bu kutuplaşmanın kışkırtılması üzerinden bir siyaset yapılıyor. Bu di­ziler ise aslında bize muhafazakarlarla sekülerlerin birbirine yaklaştığını gös­teriyor. Dizilerin bu kadar ilgi görme­sinin bir nedeni de bu. Dindar kesimde son yıllarda bir “sekülerleşme” eğilimi kendini gösterdi; bu kavramı “dünyevi­ toplumdaki dinamiği yakaladık­ları için, bunu daha yalın ama etkili bir anlatımla önümüze getiriyor. Kategorik olarak hiçbir tarafı reddetmiyor; ‘her iki taraf­ta da ‘iyiler’ ve ‘kötüler’ var’ diyor. Her iki taraftan da ‘iyi’ taraflar buluşturuluyor.”

Yakın geçmişte devlet bü­rokrasisi içinde geniş bir nüfuz alanı elde eden Gülen cemaatinin neden olduğu bir darbe girişi­mi yaşandı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ise büyük bir tasfiye operasyonu başladı. Özellikle asker, emniyet ve yargı bürokrasisindeki bu tasfiyeyle doğan boşluğu başka cemaatle­rin doldurduğu da iddia edildi. Prof. Atay, sık sık 15 Temmuz göndermelerinin yapıldığı tar­tışmalara itiraz ediyor. Bugünkü durumla FETÖ arasında önemli fark olduğunu söyleyen Atay’a göre, şu anda cemaat ve tarikat­lar kontrol altında. Buna rağmen merkezkaç girişimler olabilir ama onlar da bu kontrolün içine alınır. Ayrıca bu tarikat ve cema­atler ekonomik güçlerini kaybet­mekten korkuyorlar; çünkü hepsi holdingleşmiş vaziyetteler.

Atay, Alman sosyolog Ferdi­nand Tönnies’in toplum-cemaat (gesellschaft-gemeinschaft) ayrımını hatırlatıyor ve Eski Türkçe cemiyet-cemaat kav­ramlarının durumu daha iyi anlattığını söylüyor. Cemaat sa­dece dinsel değil, bir tür kır-köy örgütlenmesi, herkesin birbiri­ne benzediği, lidere tabii olduğu bir toplumsal-geleneksel yapı. Toplum ise güçlü bir sivil top­lum örgütlenmesi gerektiriyor ki, bu maalesef Türkiye’de pek geçerli değil; zira sivil toplumun güçlü olduğu yerlerde cema­at-tarikatların varolup gelişme­si çok zor. Prof. Atay, “Batı’nın 100 yılda yaptığını, cumhuriyet birkaç on yılda ancak bu kadar yapabildi” diyor.

Kapak_Dosyasi_2
“Kızıl Goncalar” dizisinde Levent karakterin canlandıran Özcan Deniz’in Atatürk’ün bir anısını anlattığı sahne gündem oldu.

Devamını Oku

Son Haberler