NAKKAŞ/ NAKŞÎ Minyatür ressamı. Doğu-İslâm dünyası klasik resim ustaları çoğunca minyatür tekniğini tercih etmişlerdir. Nedeni, derinlikli resim ve gölgeli figür yapmanın, “yaratma” hevesi dolayısıyla günah olduğu yorumuydu. Osmanlı dönemi iç mimarisinde, kalem işi kubbe ve tavan bezeme ve resimlerini yapanlara da nakkaş denirdi. Evliya Çelebi, bunların İstanbul’da 40 dükkândan oluşan bir arastada faaliyet gösterdiklerini yazar.
NAKKAŞHÂNE Topkapı Sarayı’nda, nakkaşlar ağasının yönettiği resim atölyesiydi, 15. ve 16. yüzyıllarda burada ünlü nakkaşlar yetişti. Nakkaş Osman, Lokman, Nigârî, Matrakçı Nasuh … bunlardandır.18. yüzyıl ilk çeyreğinde ise kendisi de hattat, müzehhip ve nakkaş olan III. Ahmed’in teşvikiyle ünlü Nakkaş Levnî, Seyyid Vehbî’nin Surnâme’sini resimlemiştir.
NEVBET/NÖBET MERASIMI Mehterhane konseri. Saray avlusunda günün iki veya üç vaktinde (sabah, ikindi, yatsı) nevbet vurmak (konser vermek) eski bir Türk geleneği olup, hakanın bağımsızlığının duyurulması anlamına gelirdi. Vezir valiler de görev yaptıkları eyaletlerde paşa sarayının önünde aynı geleneği sürdürürlerdi.
NEVBETHÂNE Padişahın otağ-ı hümayunu önünde, vezir, serdar ordugâhlarında ve kalelerdeki mehter çadırı, koğuşu veya kulesi. İstanbul’daki saray nevbethânesi Sur-ı Sultanî’nin bir kulesi idi. Daha sonra İbrahimpaşa Sarayı’na taşınmıştı.
NÜFUS TEZKIRESI Kimlik belgesi. Kişinin adını, lakabını, baba ve ana adını, doğum yeri ve tarihini gösteren tek yapraktan ibaret belge. Daha önceki Mecidiye yerine 1864 tahririnden (nüfus sayımından) sonra dağıtıldı. Halk bu belgelere “kafa kağıdı” adını vermişti.
Kişi lakabıyla bilinir
Osmanlı döneminde kimlik
belgeleri sahibinin adını,
lakabını, baba ve ana adını,
doğum yeri ve tarihini
gösteren tek yapraktan
ibaretti.