Aralık
sayımız çıktı

Futbolun Evliya Çelebi’si Rudi Gutendorf

1930’ların sonunda kariyerine futbolcu olarak başlayan Rudi Gutendorf, teknik direktör ve bir futbol misyoneri olarak 6 kıtada, 32 ülkede, 55 takım çalıştırarak ulaşılması neredeyse imkansız bir dünya rekoruna imza attı. Oyun anlayışı kimi zaman eleştirilse de, gezgin ruhu, renkli kişiliği ve diplomatik becerileriyle futbolun en popüler spor dalı haline gelmesinde önemli rol oynadı. Almanya’nın futbol elçisi Rudi Gutendorf’un sıradışı portresi…

Futbolu tarif eden klişelerin başında “milyarları peşinden sürükleyen oyun” ifadesi gelir. Bu büyük sevdayı yeryüzünün dörtbir köşesine yayanlardan biri de, hayatlarında belki de hiç top görmemiş çocukları yetiştiren, bugün ismi unutulmuş bir teknik direktördür. Onun futbol dünyasına katkısı, belki de yeşil sahaların birçok “filozof”undan çok daha fazladır. 6 kıta, 32 ülke, 55 takım… Özgeçmişinde bu çarpıcı rakamlar bulunan Rudi Gutendorf (1926-2019), artık sadece Guinness Rekorlar Kitabı’nda yaşıyor.

Yorulmak bilmezdi

Efsane hoca 90 yaşındayken verdiği bir röportaj esnasında.

Gutendorf, Almanya’nın Koblenz kentinde doğmuş, futbola âşık babasının da teşvikiyle daha ufacıkken meşin yuvarlağın peşine düşmüştü. Sokakta oynarken farkedilmiş, 10 yaşında mahalle takımına alınmıştı. 1939’da TuS Neuendorf altyapısına geçen delikanlıyı, kardeşi Werner de takip edecek, ilerleyen yıllarda bugünün devi, o günlerin küçük takımı Bayern München’in kalesine geçecekti.

1942’nin sonlarında ilk kez büyükler düzeyinde sağ açık olarak sahne alan Rudi, ertesi yıl babasını kaybetmişti. 2. Dünya Savaşı, milyonları olduğu gibi Gutendorf ailesini de vuruyordu. 1944’te askere alınan Rudi şanslıydı; esir düşmüş, harpten sağ çıkabilmişti. Yaşama futbolla tutunuyor, 1948’de Almanya Şampiyonası’nda yarı final gören takımın bir parçası oluyordu.

1951’de vereme yakalanan oyuncunun kariyeri bir manada bitmişti. Bir yol ayrımındaydı. Tedavi olduktan sonra ne yapacağına karar vermek zorundaydı. Bu arada millî takımın hocası Sepp Herberger tarafından eğitiliyor, 1953’te teknik direktörlük lisansını alıyor, bunu başaran en genç hoca oluyordu. Savaştan sonra Koblenz’de karın tokluğuna minik amatör takımları çalıştıran Gutendorf artık resmen kulübeye geçebilecekti.

Doktor tavsiyesiyle gittiği İsviçre, Rudi’nin kaderini değiştirecekti. Davos’taki bir sanatoryumda uzun bir süre kaldıktan sonra iş aramaya başlayan çiçeği burnunda teknik direktör, 2. lig ekiplerinden Blue Stars Zürich’te göreve başlamıştı. Oyuncu-menajer olarak sözleşmeye imza atmış, takımını kümede tutmayı başarmıştı.

Bir sonraki durağı FC Luzern’de yine oyuncu-menajer olarak yıllarca çalışan Gutendorf, mavi-beyazlıları 1. lige çıkarmış, kupada da şampiyonluğa taşımıştı. Ayrıca, kendisini oyuncu olarak sahaya sürdüğü 27 maçta 6 da gol atmıştı! Her şey iyi giderken, genç bir kadınla ilişkisi nedeniyle mahkemelik olacak; bunun üzerine çalışma izni yenilenmeyecekti.

İsviçre’den sonra Tunus’a gidecekti Rudi. Yolculuk öncesi buluştuğu Başbakan Konrad Adenauer, onun kaderini çizecekti. Sözkonusu olan sadece sportif başarılar değildi. Almanya’nın tanıtımını yapacak, futbol elçisi olacaktı. Devlet Başkanı Habib Burgiba’nın tuttuğu Monastir’i 1 sezon çalıştırdıktan sonra, 1963’te ülkesine dönmüştü.

Gutendorf, gençlik yıllarında bir maçta saha kenarında.

O zamanların Meidericher’i, günümüzün MSV Duisburg’unu yeni kurulan Bundesliga’da ikinciliğe taşıyor, oynattığı defansif 4-4-2 taktiği Almanya’da moda oluyordu. Aynı mahallenin çocuklarıyla imkansızı başarmış, küme düşmesi beklenen takımı uçurmuştu.

İki yıl sonra ABD’de St. Louis Stars’ın başına geçen hoca, böylece yeni bir kıtaya ayak basacaktı. Bermuda’da da kısa süre görev yaptıktan sonra sıradaki durak yine Almanya’ydı. Schalke’deki ilk sezonunda ligde yedinci olmuşlar, kupada final oynamışlardı. Rakip Bayern Münich, Gerd Müller’in iki golüyle ligden sonra kupayı da kazanmıştı. Ertesi sezon Kupa Galipleri Kupası’nda yarı final gören Gutendorf’un talebeleri, Manchester City’ye teslim olmuştu.

1971’de bu defa Güney Amerika’ya açılan futbol misyoneri, Peru’da Sporting Cristal’in başına geçmişti. Antrenmanları oyuncular tarafından çok ağır bulunuyor, metotları eleştiriliyordu. Oynadıkları ilk beş maçı kazanınca, kıtanın değişik ülkelerinden ona teklif yağmaya başlayacaktı. O Şili’yi Dünya Kupası’na götürmeye çalışırken, eski öğrencilerinin Peru şampiyonu olması manidardı.

Futbol elçisi Peru’da Ünlü antrenörün 1972- 73’teki durağı Peru’ydu. Başında bulunduğu Sporting Cristal takımıyla.

Salvador Allende’nin ‘takım arkadaşı’

Kısa sürede Devlet Başkanı Salvador Allende ile yakınlaşan teknik direktörün keyfi yerindeydi. Resmî törenlere bile katılıyordu. Hatta bir keresinde Şili güzellik kraliçesini taçlandırmak bile ona düşmüştü. Ülkenin en yetenekli futbolcusu Carlos Caszely ve arkadaşları, Alman hocayı pek sevmişti.

Darbe öncesinde Şili’nin başında Başkan Allende’nin yakın dostu olan Gutendorf, Pinochet darbesinden hemen sonra millî takım hocalığını bırakarak ülkeyi apar topar terk etmişti. Şili ulusal takımının oyuncularıyla bir idmanda (1972).

11 Eylül 1973’te Şili’de iklim değişecek, Augusto Pinochet kanlı bir darbeyle iktidara el koyacaktı. Allende öldürüldükten sonra statlar, spor salonları adeta açıkhava cezaevine dönmüş, binlerce insan işkence görürken, ülkenin büyük  ozanı Victor Jara gibi birçokları katledilmişti.

Yıllar sonra verdiği röportajlarda Gutendorf, Alman büyükelçisiyle birlikte Santiago’dan havalanan son Lufthansa uçağına binerek hayatını kurtardığını söyleyecekti. Futbol adamı, devrik devlet başkanıyla olan yakınlığının hayatına mâlolabileceğini söylemişti. Oysa futbol gezgininin millî takımla sözleşmesi altı ay kadar evvel feshedilmişti. Oynattığı defansif futbol, Dünya Kupası için yetersiz görülüyordu. Kimilerine göre de sosyalist yönetime rağmen koyu Katolik bir ülke olan Şili’de ilk eşi Ute’den ayrılıp başka bir kadınla yaşadığı ilişki bardağı taşırmıştı. Tevatüre göre Gutendorf’un şut idmanları için yaptırdığı duvarda bile insanlar kurşuna dizilmiş, ancak çalışmalarına onun halefi Luis Alamos ile devam eden Şili, play-off neticesinde Dünya Kupası’na vize alacaktı. Evsahibi Federal Almanya’yla aynı gruba düşen Şili, şampiyonanın açılış maçında rakibine tek golle boyun eğmişti. Doğan Babacan’ın yönettiği ve Caszely’ye turnuva tarihinin ilk kırmızı kartını gösterdiği maçtan sonra Gutendorf, eski talebelerini ve idarecileri Berlin’de ziyaret etmişti.

Rudi Gutendorf bir süre daha Almanya’da görev yaptı ve Bolivya, Venezüela gibi vasat sayılabilecek futbol ülkelerinde; Trinidad ve Tobago, Grenada, Antigua, Bostwana gibi futbola iyice uzak diyarlarda çalıştı; futbolun dünya sathına yayılmasında önemli rol oynadı.

1977’de yeniden Almanya’ya, o günlerin güçlü takımlarından Hamburg’a dönecekti. Birkaç ay evvel Anderlecht’i devirerek Kupa Galipleri Kupası’nı kaldıran kulüp, Liverpool’la Şampiyon Kulüpler’de zafere ulaşan Kevin Keegan’ı renklerine bağlamıştı. Beklentiler büyüktü. Fakat evdeki hesap çarşıya uymayacak, Gutendorf bu defa işin altından kalkamayacaktı. Defalarca söylediği gibi takımın Alman futbolcuları İngiliz golcüyü kabul edememiş, takımı içerden sabote etmişti. Yılgın bir şekilde ülkesinden bir defa daha uzaklaşacak; bu kez Avustralya ayak basacaktı. Bundan sonrası ise âdeta modern zaman seyyahının güncesi gibiydi: Filipinler, Fiji, Nepal, Tonga, Tanzanya, Japonya, Gana, Çin, İran, Zimbabve, Mauritius, Ruanda, Samoa…

Dünya turuna Almanya molası Gutendorf, 1977-78’de Hamburg’u çalıştırmıştı. Peter Krohn’un çektiği fotoğrafta hoca (en sağdaki), talebeleri Ivan Buljan (soldan ikinci) ve İngiliz yıldız Kevin Keegan (soldan üçüncü) ile birlikte, 1977.

Japonya’da şampiyonluğa ulaşan ilk yabancı teknik direktör oydu; İran’daki en büyük sıkıntısı inançsız oluşuydu. Deneyimli hoca, Ganalı büyük santrfor Anthony Yeboah’ın da kaderini değiştirmişti. Hoca, sıtma olan delikanlıdaki yeteneği görmüş, tedavi için Almanya’ya gitmesini özellikle tavsiye etmişti. Sağlığına kavuşan futbolcu, Saarbrücken’le profesyonel sözleşme imzalamış; Bundesliga’da oynayan en başarılı Afrikalı golcü olmuştu.

İçsavaş yarasına futbol merhemi

1982’de Tanzanya’dayken bir gün telefon çalmıştı. Arayan Alman Ulusal Olimpiyat Komitesi’ndeki bir arkadaşıydı. Kamerun Futbol Federasyonu’nun onu 1982 Dünya Kupası’nda millî takımın başında görmek istediğini söylüyordu. “Seve seve kabul ederim” dedi ve o dönemde Tanzanya’dan sağlıklı telefon bağlantısı sağlanamadığı için telgraf çekerek kararını bildirdi. Gutendorf birkaç gün sonra çok şaşıracaktı: Kamerun başka bir hocayla anlaşmıştı! Öfkeden çılgına dönen hoca, durumu anlamak için tanıdıklarını devreye soktu. Hükümetteki bir arkadaşı sayesinde olay açıklığa kavuşmuştu. Tanzanya’daki memur, ödediği 84 doları cebine atmış, telgrafı da yollamamıştı. Kariyerinin sonlarında, 1999’da Almanya devleti tarafından Ruanda’ya yollandı. Eşofmanlı diplomatın işi oldukça zordu. Yüzbinlerin katledildiği soykırımın yaralarını sarmaya çalışan ülkede, iki kabileyi biraraya getirmesi bekleniyordu. O günleri şöyle anlatmıştı: “Öyle bir nefret vardı ki, inanamazsınız. Bu iki kabileyi futbol oynamaları için, dahası iyi futbol oynamaları için biraraya getirmeyi başardım. Her antrenmandan sonra bir kamp ateşi yakardık. Takımın yarısı Hutu, yarısı Tutsi idi. Onlara intikamın bir yere varmadığını, birbirlerini affetmeleri gerektiğini açıkladım”.

Ertesi yıl kıtanın en güçlü ülkelerinden Fildişi ile 2-2 berabere kaldıklarında başarmıştı; birbirlerini öldürenler artık sarmaş dolaştı! Yerinde Duramayan Rudi, son kez Samoa’da görev yaptığında 77’sindeydi. Gezgin futbol adamı emeklilik nedir bilmiyordu. Almanların kült yayın organı 11 Freunde’ye köşe yazıyor, 86’sında verdiği bir röportajda hâlâ çalışmak istediğinin altını çiziyordu.

76 yaşındayken anılarını yayımladı Gutendorf, ilginç serüvenlerle dolu kariyerini anlattığı otobiyografik kitabı Mit dem Fußball um die Welt (Futbolla Dünyanın Etrafında) ile poz veriyor, 2002.

Antarktika dışında tüm kıtalarda takım çalıştıran bir hoca, futbola adanmış upuzun bir ömür… Evet, bu dünyadan bir Rudi Gutendorf geçti. Yeşil sahaların gezgini, modern zamanların top peşindeki Evliya Çelebi’si, eşofmanlı diplomatı… Bir daha böylesi gelir mi? Zor, çok zor.

Yeşil sahaların rekortmen gezgini Yıllar sonra bir basın toplantısında dünya haritası üzerinde çalıştığı yerleri işaret ediyor. Sarıya boyalı alanlar, ünlü teknik direktörün görev yaptığı ülkeler.

DÜNYA REKORU

Gutendorf’un kariyer durakları

  1. SV Rengsdorf                                 
  2. Rot-Weiß Koblenz
  3. VfB Lützel
  4. SV Braubach
  5. TuS NeuendorfA
  6. 1955 FC Blue Stars Zürich (İsviçre)
  7. 1955–1960 FC Luzern (İsviçre)
  8. 1961 US Monastir (Tunus)
  9. 1962–1963 TSV Marl-Hüls
  10. 1963–1964 Meidericher SV
  11. 1965–1966 VfB Stuttgart
  12. 1966–1968 St. Louis Stars (Amerika)
  13. 1968 Bermuda Millî Takımı
  14. 1968–1970 Schalke
  15. 1970–1971  Kickers Offenbach
  16. 1972 Sporting Cristal (Peru)
  17. 1973 Şili Millî Takımı
  18. 1974 TSV 1860 München
  19. 1974 Salon futbolu millî takımı
  20. 1974 Bolivya Millî Takımı
  21. 1974 Bolivar (Bolivya)
  22. 1974 Venezüela
  23. 1975 Real Valladolid (İspanya)
  24. 1975-1976 Fortuna Köln
  25. 1976 Trinidad ve Tobago Millî Takımı
  26. 1976 Grenada Millî Takımı
  27. 1976 Antigua Millî Takımı
  28. 1976 Bostwana Millî Takımı
  29. 1976–1977 Tennis Borussia Berlin
  30. 1977  Hamburg
  31. 1978–1980: Avustralya Millî Takımı
  32. 1980 Filipinler
  33. 1980 Nouméa (Yeni Kaledonya)
  34. 1981 Fiji
  35. 1981 Nepal Millî Takımı
  36. 1981 Tonga Millî Takımı
  37. Tanzanya Millî Takımı
  38. 1981–1982 Yanga Daressalam(Tanzanya)
  39. 1982 Arusha (Tanzanya)
  40. 1982–1984 Yomiuri Nippon (Japonya)
  41. 1984 Hertha Berlin
  42. 1984 São Tomé und Príncipe
  43. 1985 Gana Millî Takımı
  44. 1985 Nepal Millî Takımı
  45. 1986 Nepal
  46. 1987 Fiji
  47. 1987  Fiji Millî Takımı
  48. 1988 Çin
  49. 1988 İran Olimpik Millî Takımı
  50. 1991–1992: Çin Olimpik Millî takımı
  51. 1994–1995: Zimbabwe Millî Takımı
  52. 1997: Mauritius Millî Takımı
  53. 1998 TuS Koblenz (sportif direktör)
  54. 1999–2000 Ruanda Millî Takımı
  55. 2003 Samoa Millî Takımı