Kasım
sayımız çıktı

General Lee aslında iyiydi de adamın çevresi çok kötüydü

4 YIL, 1.5 AY, 4 GÜN SÜREN AMERİKAN İÇSAVAŞI VE SONRASI

ABD içsavaşın ardından esasen güney eyaletlerini ve ırkçıları cezalandırmadı. Daha da ileri gidip herhâlde “çok da bozulmasınlar, gücenmesinler” diyerek köleliğin devamı için savaşarak milyonlarca insanın ölümüne neden olan General Lee’yi pullara bile bastı. Irkçıların sağa-sola konfederasyon bayrakları asmalarına izin verildi. Ama…

Abraham Lincoln isimli -kampanya vaatlerinin önemli kısmı köleliğin yayılmasını engellemek olan-bir avukat, 1860’ın Kasım’ında Amerika Birleşik Devlet­leri’nin 16. başkanı olarak seçilir. Görevine 4 Mart 1861’de başlayacaktır (şimdiki gibi 20 Ocak değil de 4 Mart’ta göreve başlıyor başkanlar). Başlaya­cak başlamasına da, köleliğin devam etmesini hatta daha da yaygınlaşmasını isteyen, “millî iradenin tecellisi”nden rahat­sız olan ve kula kulluk ettirme geleneklerinin tehdit altında olduğunu görenler ufaktan isyan ediyor.

Hafizai_Beser_2

Aklımda doğru kaldıysa, Güney Karolaynalı toprak ağaları ilk isyan bayrağını çeker; daha Lincoln göreve başlamadan 1861 yılbaşı­nın hemen ardından federal hükümete ait askerî garnizon­ları basar, cephanelikleri ele geçirir. Şimdi esasen tarihte “şöyle olmuş olsa böyle olurdu” hesabı yapılmaz ya; tahminim bu isyan Güney Karolaynalı toprak ağalarıyla sınırlı kalsa ve Lincoln de görevine çoktan başlamış bulunsa en fazla 1 ay, hadi bilemediniz 1.5 ay, 4 gün sürerdi. Ancak ABD’nin güneyinde geniş topraklara, hâliyle geniş tarım arazilerine sahip ve dolayısıyla kölelerin sırtından geçinen mebzul mik­tarda toprak ağası olduğundan; Güney Karolayna’ya aklımda yanlış kalmadıysa Teksas, Mis­sissippi falan da katılınca hele, bir de Lincoln henüz göreve de başlamadığından işler karı­şır. Bu “töremiz elden gidiyor, kölelik isteriz, kölelik devam etmeli” diyen eyaletler, nisbe­ten genç ABD’den bağımsızlık­larını ilan ederek Konfedere Devletler adında yeni devlet kurarlar. Lincoln’ün yemin törenine daha 1 ay vardır.

Lincoln yemin töreninde hâliyle bu yeni kurulan devleti tanımadığını söyler. Bu gör­mezden gelmeye bozulan Kon­federe Devletler, zaten gözkoy­duklara bir limana yapılacak ikmali önlemek için saldırır ve gerçek bir keriz gibi içsavaşı da başlatan taraf olur.

Lincoln bu esnada, toprak ağaları da Senato’dan falan çekildiği için, istediği tüm yasaları birer birer geçirmeye başlar. Bir gönüllüler ordusu kurar. İçsavaş öncesinde Ame­rikan ordusunun yanlış hatır­lamıyorsam, galiba Meksika Savaşı yüzünden, neredeyse yarısı Teksas’tadır. Bu yüzden ilk etapta bizim daha sonra “Güney” diye tanımlayacağı­mız Konfederasyon Ordusu’na karşı büyük güçlük çeker. Hatta öyle ki, başkent Vaşing­ton DC’nin içinde bulunduğu Maryland bile kölelik yanlı­sıdır; demiryollarının savaş için kullanılmasını engelle­meye kalkar. Lincoln, Mary­land hükümetinin üyelerinin neredeyse yarısını tutuklatır; itirazlara rağmen mahkemeye bile çıkarmadan hapse attırır. Küçümen Kuzey Ordusu’nu takviye için İrlanda ve Al­manya’dan gelen onbinlerce göçmeni asker yazar.

Artık içsavaşta karşılaşan iki ordu o kadar büyümüş­tür ki, bunların her biri, aynı dönemde dünyanın en kuvvetli ordularından sayılan Rusya, Almanya ve Fransa Ordu­larını bile bertaraf edebilecek güçtedir. Savaş tam 4 yıl, 1.5 ay, 4 gün sürer. Eh neticeyi biliyorsunuz. Savaşın sonunda medeni­yet kazanır, kölelik yanlıları yenilir. 1 milyonun üzerinde insan hayatını kaybeder, 100 binlercesi sakat kalır.

İlginçtir, aklı ba­şında hiç kimse bugün Lincoln’ü bu kölecilik yanlısı isyanı bastırırken uyguladığı yöntemler yüzün­den eleş­tirmiyor. Ha elbette sağ anarşistler (kendilerine liberter­yan diyorlar) “Ama efendim Lincoln de içsavaş sırasında bireysel özgürlükleri çiğnedi” ve ırkçılar “Töremiz, örfümüz, ananemiz çiğnendi, onurumuz hiçe sayıldı” gibi eleştiriler getirdiler ama kimse ciddiye almadı. Hele Sol, bu eleştiri­leri hiç mi hiç dikkate değer bulmadı.

Hafizai_Beser_1

Yani evet, ABD içsavaşın ardından esasen güney eyalet­lerini ve ırkçıları cezalandır­madı. Hatta içsavaşta ölen hem Kuzey hem de Güney Ordusu askerleri onuruna her yıl Mayıs’ın son pazartesi gününü Memorial Day diye tatil de ilan etti. Daha da ileri gidip herhâl­de “çok da bozulmasınlar, gü­cenmesinler” diyerek köleliğin devamı için savaşarak mil­yonlarca insanın ölümüne neden olan General Lee’yi pullara bile bastı; “aslında o iyi bir in­sandı da çevresi kötüydü” diye adama yalan-yanlış biyog­rafiler düzdü.

Yine aynı şekilde ifade öz­gürlüğü çerçevesinde ırkçıla­rın sağa-sola konfederasyon bayrakları asmalarına, içsa­vaşın köleci toprak ağalarının heykellerini dikmelerine, caddelere-sokaklara onların isimlerini vermelerine de izin verildi. Irkçı gruplar içsavaşta konfederasyon ve köleliğin de­vamı için savaşmış askerlerin posterleriyle yürüdü. Ve bü­tün bunlar bugüne kadar da devam etti etmesine de, ben hayatımda hiçbir Amerikan Solcusunun çıkıp da “General Lee Onurumuzdur!” dediğini ne gördüm ne duydum.