Yeni Gün ve Cumhuriyet gazetelerinin 1931’de yaptığı anketlerde ünlülere kadınlarla ilgili sorular sorulur. Yeni Gün, “Türk kadını çirkinleşiyor mu?” diye sorarken Cumhuriyet’in anketinde “Kadın çalışsın mı evde mi otursun?” sorusu vardır.
Ünlü isimlere soru sorularak yapılan anketlere 1930’lu yılların gazetelerinde sık rastlanır. Haftalarca yayımlanacak bir haber dosyasından çok daha az zahmet gerektiren bu anketler gazeteler arasında da bir rekabet konusu olduğu için arada lüzumsuz sorular sorulduğu da olmuştur.
Bu kategorideki anketlerden biri 1931 yılı Mayıs ayında Yeni Gün gazetesinde yayımlanır. “Türk kadını giderek çirkinleşiyor mu?” başlıklı ankete yanıt veren ressam Hale Asaf Hanım, Türk kadınlarının eskiden çalışmadıkları için “şişman ve yusyuvarlak” olduklarını, asri Türk kadınının ise dış görünüş açısından Avrupalı hemcinslerinden farklı olmadığını söylemektedir.
Güzellik kraliçesi Naşide Saffet (Esen) kadınların gün geçtikçe güzelleştiğini savunurken Konservatuvar Müdürü Ziya Bey (Demircioğlu) ise kadınların güzel olup olmadığının tespiti için kendilerini sabah görmek gerektiği kanısındadır. Ziya Bey’e göre Türk kadınları güzel olsalar bu kadar makyaj yapma gereği duymazlar.
Yeni Gün gazetesi, anketi son zamanlarda ortaya atılan “Türk kadınları çirkinleştiği için makyaj yapıyor” iddialarını araştırmak için yaptığını duyurmuştur. Cumhuriyet’in “30 güzide ve maruf sima arasında” yaptığı anket ise daha geniş kapsamlıdır.
Kasım ayı boyunca yayımlanan anketteki on uzun sorudan biri şöyledir: “Kadın yazıhanede mi, evinde mi çalışmalı? Boyalı kadın mı boyasız kadın mı? Kısa saçlı kadın mı, uzun saçlı kadın mı? Çok okumuş kadın mı, az okumuş kadın mı?”
İlk kadın otomobil yarışçısı Samiye Burhan Hanım (Morkaya) şaşırtıcı bir şekilde “Kadın evinde çalışmalı. Çok okuyup ukala olacağına az okuyup mutedil olması da müreccahtır (tercih edilendir)” yanıtı verir. Samiye Hanım’ın eşi gazeteci-yazar Burhan Cahit Bey de benzer düşünceler içindedir: “Kadının çok okumuşu baş ağrısı, çok boyalısı mide bulantısı verir”.
Gazeteci ve işadamı İsmail Müştak Bey (Mayakon), “Kadın lâzım ve lâyık olduğu kadar okumalıdır. Kadın gözü hayata kalın çerçeveli bir gözlüğün ve tozlu kitap yığınlarının arasından bakmamalı” derken, ünlü doktor Mazhar Osman “Çok okumuş kadın hiç çekilmez” demektedir.
Neyse ki ankete katılan bütün meşhurlar böyle düşünmemektedir. Kâzım Nami Duru, Halit Ziya Uşaklıgil, Mustafa Şekip Tunç, Sabiha Sertel, Zekeriya Sertel, Hüdadat Şakir, Vâlâ Nurettin ve Nazım Hikmet’in verdikleri yanıtlar dönem için epey “ilerici” sayılabilir. Nazım Hikmet’in “Kadın elbette çalışmalı ve çok okumalı. Saçı ister uzun olur ister kısa. Kadın kısrak değil ki saçının boyuna ehemmiyet vereyim” demesi de anketin hoşlukları arasındadır.