1961’de İngiltere’de yayımlanan Photography Annual’ın dünyanın yaşayan en iyi yedi fotoğrafçısından biri ilan ettiği Ara Güler, o günden bugüne aralıksız deklanşöre bastı, zamanı durdurdu. Işık onun objektifinden geçip kağıdın üzerinde dondu, tarihe dönüştü. Sayısız başarıya imza attığı uzun kariyeri boyunca benzersiz kareler yakalamak için elinde makine koştururken, kendisi de başka objektiflere yakalandı. Fotoğrafevi’nden bu ay çıkacak bir göz bir makine ve gerçek adlı kitap, Ara Güler’in yaşam öyküsünü, dünyayı kendi objektifinden bize yansıtırken neler yaşadığını başkalarının objektifinden ve ustanın kendi dilinden anlatıyor.
Yeni evlenmişlerdi, hanımın adı Verjin, erkeğin adı Dacat’tı. Soyadları değişmiş, Derderyan adı bırakılarak GÜLER olmuştu. 26 Ağustos 1928 Perşembe akşam üzeri saat 18.16’da bir erkek çocuk doğdu. İşte o çocuk bendim, adım ARA idi, ARA GÜLER…
Bir müddet sonra bana bakması için bir dadı bulunmuş. Daha sonraları ise, evin hizmetçisi Ağavni onun yerini almış ve benimle ilgilenmeye başlamış.
Askerliğimi Trakya Sınır Tugayı Motorlu Piyade ekibinde 5. Bölük Komutanı olarak yaptım. 1953 yılında teğmen olarak terhis oldum.
Babamın eczanesinin üst katında kendi karanlık odamı kurdum. İlk agrandizörüm, Federal marka ufak bir büyüteçti. Fotoğraflarımın çoğunu bu makine ile basardım.
İzlediğim uluslararası bir askeri tatbikat sırasında Amerikan 6. Filo’ya ait bir helikopterden uçak gemisine indikten sonra.
Meşhur saz şairi Aşık Veysel’i ziyaret ettiğim Sivrialan köyündeyiz. Şarkışla’nın Sivrialan köyü, bölgenin bilindik bir yeriydi.
Hayat dergisinde çalıştığım yıllarda, Nemrut Dağı’nda.
Ecevit ile yeni taşındığı yıllarda Oran’daki evinde. Eski bir gazeteci olan Bülent Ecevit hep dostum olmuştur. Ölünceye kadar kendisinin fotoğraflarını çektim.
Yaşar Kemal, Küçükçekmece’nin Menekşe köyünde otururdu. Oralarda bir röportaj için çekim yaparken birlikte de bir fotoğraf çektirdik. O günlerden kalan güzel bir hatıra.
Bir sergiye girecek fotoğrafları seçmek için Samih Rıfat ile ön eleme yaparken.
Frankfut’un 70 kilometre kuzeyindeki Wetzlar’da Leica Müzesi vardır. Bu müzenin içinde, yarattığı Leica tasarımı ile fotoğraf makinesini taşınabilir formata sokan Oskar Barnack’ın evi de bulunur.
Kenya’daki Masailer belki de dünyanın en hür insanlarıdır. İstedikleri gibi yaşarlar ve sıkıntıya gelemezler, bir Masai hapse girdiğinde ölür gider çünkü hürriyet onun için en mukaddes şeydir.
Kenya’daki Amboseli Milli Parkı’nda Masailerle. Arkada Afrika’nın en yüksek dağı olan Kilimanjaro görülüyor.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Mesut Yılmaz, misafirleri ABD Başkanı George Bush ve eşi Barbara Bush ile Savarona yatıyla Boğaziçi’ni gezerken.
Eşim Suna ve ben, Joseph Koudelka tarafından Galatasaray’daki ofiste son katın kapısının önünde çekilmiş bir hatıra fotoğrafında böyle poz vermişiz.
Atina’daki Benaki Müzesi’nin salonunda Yunan basın mensuplarıyla.
Empire State Building’in altındaki kahvede eşim Suna ile bir randevuyu bekliyoruz.
Başkalarının gözünden kendi dilinden
bir göz bir makine ve gerçek adlı kitap bu ay Fotoğrafevi Yayınları’ndan piyasaya çıkıyor. 20 yıldır Ara Güler’in hem dostu hem sırdaşı hem yardımcısı olan emektar Fatih Aslan’ın derlediği kitabın editörü Gülnur Cengiz. Türkçe ve İngilizce olan kitap 368 sayfa.