İsviçreli araştırmacı ve hoca Ernest Mamboury, 20. yüzyıl başlarında yerleştiği İstanbul’da benzersiz bir iş yapmış; şehrin tarihî eserlerini ilk defa detaylı bilgiler ve haritalarla dünyaya tanıtmıştı. İlk defa 1925’te basılan
, hem seyyahlar hem uzmanlar için İstanbul şehir tarihi ve varolan eserler için en mühim kaynak olma özelliğini korumuştur.Galatasaray Lisesi’nde uzun yıllar hocalık yapan Ernest Mamboury (1 Nisan 1878, Nyon – 23 Eylül 1953, İstanbul), İsviçre kökenli bir araştırmacıdır. Onu, özellikle İstanbul’un ve Ankara’nın ilk detaylı şehir rehberlerini yazan bir uzman olarak tanıyoruz.
Mamboury hakkında Galatasaray Lisesi’nden hocası ve meslektaşı olması dolayısıyla en çok incelemeyi Semavi Eyice yapmıştır. Onun araştırmaları sayesinde Ernest Mamboury hakkında pek çok bilgi edinebiliyoruz. Semavi Hoca’nın onun meşhur İstanbul Rehberi kitabı hakkında yorumları şöyledir: “Mamboury’nin İstanbul için en önemli hizmeti, öncekilerden çok üstün olan seyyah rehberleri oldu. İlk rehberi 1925’te Fransızca olarak yayımladı (Constantinople, Guide Touristique, İst., 1925). Büyük bir emek ürünü olan 565 sahifelik cilt içinde, İstanbul’un coğrafyası, tarihi, sanatı, etnografyası tanıtıldıktan başka, turistler için gerekli bilgiler veriliyordu. Kitabın esasını şehrin bellibaşlı Bizans ve Türk anıtlarının, çoğunun resim ve planları ile yeri, tarihçesi ve tarifi teşkil ediyordu. Kitabın aynı yıl eski harflerle Türkçesi de (İstanbul Rehber-i Seyyahin, İst., 1925) basıldı. Sonraki yıllarda ufak değişiklikler ile Fransızca ikinci baskı (1929) ve üçüncü baskılar (1934) yapıldıktan başka, Almancası J. Ahlers tarafından çevrilerek basıldı (Stambul-Reiseführer, İst., 1930). Aynı yıl içinde İngilizcesi de yayımlandı. Mamboury’nin bu rehberi yalnız basit turistler tarafından değil ilim adamlarınca da beğenilmiş, daima aranan bir kitap halini almıştı. Bulunması imkansız olan bu rehberi Mamboury yeni bir biçime sokarak yeniden hazırladı ve Fransızca olarak yayımladı (Istanbul Touristique, İst., 1951). İki yıl sonra da M. Burr tarafından çevrilen İngilizcesi basıldı (The Tourist’s Istanbul, İst., 1953). Fakat düzeni ve konuların çeşitlilik ve zenginliği bakımından bu yeni baskılar öncekiler kalitesinde değildi. Birçok yeni bilgi olmakla beraber, yazarın gözünden kaçmış birçok hata kitabın ihtiyatla kullanılması gerektiğini belli ediyordu”.
Ernest Mamboury (1818-1953)
Eyice’nin sözettiği ilk baskı, İstanbul Rehber-i Seyyahin adıyla Galata-Roma Han’da özellikle Fransızca hukuk alanında yayınlar yapan Ritso (Rizzo) ve Mahdumu Neşriyatevi tarafından bastırılmıştı. Bu rehberin künye sayfasında “1924 senesi sonbaharına kadar icra edilen tedkikata müsteniddir. Üç yüz kadar resim ile menâzır-ı umumiye ve haritaları havidir” ifadesi bulunmaktadır. 1925’in Temmuz’unda satışa sunulan rehberde -yayıncının ifadesine göre- kullanılan fotoğraflar Mösyö Rochat ve Sabah Joaillier fotoğrafhaneleri tarafından ücretsiz olarak temin edilmiştir. Rehberin başında İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) ve Türk Seyyâhin Cemiyeti (Şimdiki Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu) Reisi Doktor Emin’e (Erkul) ait kısa bir takdir yazısı, “Türkiye Reis-i Cumhuru Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri” yazılı bir Atatürk fotoğrafı ve İstanbul Limanı’nın Galata Kulesi’nden çekilmiş panoramik bir fotoğrafı (63×18 cm. ölçüsünde) yer alır. Bu genel manzara fotoğrafı Haliç, Köprüler, Galata ve Tophane’yi içine alır. Ayrıca Eyüp’ten Üsküdar’a geniş bir alanı içeren görünüm vardır. Kitabın içinde katlanan 6 bölümden oluşan bu ek fotoğrafa pek çok rehberde rastlanılmaz; zira kitabı satın alanlar bu eki kitaptan ayırıp duvarlarına asmışlardır.
Bu eserinde Mamboury, İstanbul’daki Bizans kalıntılarını titizlikle belgelemiş ve surların da haritasını çıkarmıştır. Rehberin bu ikinci eki Marmara’dan Haliç’e uzanan kara surlarını gösteren çizim/haritadır. Bu çizimde, surlar üzerinde yeralan 61 önemli noktanın işaretlenmiş ve tanımlanmıştır.
Rehberi yayınlayan yayınevi, İstanbul matbaacılık tarihinde önemli işler yapmış bir firmadır. Daha çok kanun, kararname gibi resmî yayınların Fransızca baskıları bu matbaada basılmıştır. Yayıncılar kitabın ilk sayfalarında rehbere yönelik şu açıklamaya gereksinim duymuşlardır: “İşbu rehberin mülkiyeti, nâşirleri olan Ritso (Rizzo) ve mahdumuna aid ve münhasırdır. Ve her suretle tekrar tab’ veya temsil veya tercümesi hakkı da tamamiyle mahfuzdur. Bu rehber Fransızca, İngilizce ve Almanca lisanlarında dahi neşr olunmuştur”.
Eserin 104 sayfalık ilk bölümü şehrin coğrafyası, tarihi, sanat tarihi, etnografik yapısı ve ulaşım, otel ve lokantalar, deniz hamamları, lisanlar gibi konuları içerir.
Pembe renkli bir kâğıda basılan ikinci bölümde “şehrin muntazaman ziyaretine ait programlar ve işaret noktaları” vardır. Bu bölüm İstanbul’da 1 gün, 2 gün ve 8 gün kalacaklara göre düzenlenmiş ayrı gezi programlarını içerir.
378 sayfalık üçüncü bölüm ise yapı ve yerlerin resimli fihristidir. Bu bölüm küçük bir İstanbul ansiklopedisi şeklindedir. Üçüncü bölümde sırasıyla “At Meydanı, Adalar, Ayazmalar, Baş Havuz, Bendler, Boğaziçi, Türbeler, Tenezzühler (İstanbul civarı), Camiler, Çeşmeler, Hamamlar, Hanlar, Haliç, Dervişler, Dikili Taşlar, Sütunlar, Saraylar (Türk ve Bizans), Surlar, Sarnıçlar, Su Terazileri, Su Kemerleri, Su Yolları (Tahtel arz), Kadim vaziyet-i topografya (Bizans, Galata, Beyoğlu), Kale ve Hisarlar, Kuleler, Kağıthane ve Göksu, Kütüphaneler, Kiliseler, Köşkler, Marmara (Anadolu kıyısı), Marmara (Rumeli kıyısı), Mezarlıklar, Maksemler, Mektebler, Müzeler” maddeleri yer alır. Kitabın 547. sayfası “Müzeler” bölümü ile son bulur. Yazar 549. sayfadan itibaren yaptığı “zeyl” (ek) ile “Şiddetli Soğuklar, Başlıca Büyük Yangınlar, İstanbul’un Muhâsârtı, Başlıca Zelzeleler” başlıklarıyla İstanbul’un tarihindeki önemli olayları kronolojik olarak bildirir.
İstanbul Rehber-i Seyyahin ilk basım yılı 1925’ten günümüze seyyahlar, kent tarihçileri, Bizans araştırmacıları, arkeologlar, sosyal tarihçiler, turistler tarafından kullanılan bir kitap olmakla kalmamış; İstanbul şehir tarihi ve varolan eserler için en mühim kaynak olma özelliğini korumuştur. Tüm baskılarının toplanarak günümüz diliyle güzel bir baskısının yapılması dileğimizdir.