Bartın’ın Amasra ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait maden ocağında 14 Ekim’de meydana gelen patlama 41 maden işçisinin canına mâl oldu; ailelerini tarifsiz bir acıyla bıraktı. Yerin üzerindekilere tarih boyunca çağ atlatan kömürün, yerin altındakilere aynı cömertlikle davranmadığı ilk örnek değildi Amasra. Maden işçilerinin yıllar içerisinde değişen çalışma koşulları, değişmeyen “kaderleri”…
Bartın’ın Amasra ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait maden ocağında 14 Ekim’de meydana gelen patlama, Türkiye’yi daha önceden de tanıdığı büyük bir acıyla yüzleştirdi: 41 madenci arkalarında eşlerini, kimisi kundakta bebeklerini, anne-babalarını, arkadaşlarını bırakarak, bir daha geri çıkmamak üzere toprağın altına girdi. Yine bir takım elbiseliler selinin omuzlarında taşındı cenazeler, resmî açıklamalar arka arkaya geldi. Kurtarma çalışmaları sürerken madende çalışan Çinli mühendise “Ailenizle nasıl hasret gideriyorsunuz? Çocuklarınız da mühendis olacak mı?” sorularını soran muhabirleri bile gördük bu sefer. Madenciler ise kendilerine uzatılan mikrofonları “Konuşmaya iznimiz yok” diyerek yutkunarak geri çevirdiler. Hayatını kaybeden işçilerin yakınlarından konuşanlar “Sansür yaparlar, siz yapmayın” diyerek başlıyorlardı söze.
2014’te Soma’da “işin fıtratı” olan Amasra’da “kader planı” oldu. “İşçilerin cenazesine 24 saat içerisinde ulaşıldığı için” şükredildi. “Kader planı”nın arkasında ihmal olup olmadığını soranlara ise cevap Cumhurbaşkanlığı’na bağlı İletişim Başkanlığı’nın yeni “Dezenformasyon Bülteni” aracılığıyla verildi. Bültene göre, Amasra’daki maden kazasına ilişkin “Sayıştay Raporlarındaki Öneriler Dikkate Alınmadı İddiası”, “Soma ve Ermenek Kazalarından Sonra Gerekli İyileştirmeler Yapılmadı İddiası”, “Kurum Degaj Yönergesi Uygulanmadı İddiası”; “haftanın yalan haberleri” arasındaydı. Bültende Sayıştay raporlarının “yanlış okunduğu” iddia edilerek, “Öneriler dikkate alınmış, hatta mevzuatın gerektirdiğinden fazla tedbir alınmıştır” deniyordu.
Yerin üzerindekilere tarih boyunca çağ atlatan kömürün, yerin altındakilere aynı cömertlikle davranmadığı ilk örnek değil Amasra faciası… 1992’de 262 maden işçisini yitirdiğimiz Zonguldak Kozlu, 2014’te 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma, ondan 6 ay sonra Ermenek’te su baskını sonucu madende mahsur kalarak hayatını kaybeden 18 maden işçisi yakın geçmişimizden acısı hâlâ taze birkaç örnek…
Biraz daha geriye gittiğimizde ise değil ölenlerin isimlerine, sayılarına bile ulaşamıyoruz. Kömür madenleri 1940’da devletleştirilmeden önce Türkiye’deki maden kazalarıyla ilgili düzenli bir kayıt tutulmamış. Tahminî bir rakam söylemek bile imkansız. 1941’den itibaren tutulan çeşitli kayıtlardan ve hazırlanan raporlardan 1941-2014 arası yaklaşık 4 bin madencinin iş kazalarında öldüğünü, 100 binden fazlasının yaralandığını söyleyebiliyoruz. Ancak bu rakamlar da pek güvenilir değil, zira madenci ölümleri, özellikle kaçak ocaklardaki ölümler her zaman kayıtlara geçmemiş.