Kasım
sayımız çıktı

Oktay Rifat’ın siniri Nurullah Berk’in özeni

Oktay Rifat, 1945’te Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler kitabının basılması için Şevket Rado’dan yardım ister. Ancak kitabı hiç beğenmez ve piyasadan toplatır. Aynı kitap aynı yıl bu defa Nurullah Berk’in çizimleriyle Marmara Kitabevi tarafından basılır. Bu sürecin özel yazışmaları… İlk defa…

Oktay Rifat’ın ilk müs­takil eseri Güzelle­me adını taşır. Anka­ra’da Çankaya Matbaası’nda, 1945’te basılan eserin kapa­ğı, Oktay Rifat’ın baldızı Gü­zin Omay tarafından tasar­lanmıştır. Hemen sonrasında ise ikinci kitabı sayılacak olan Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avare­lik Üzerine Şiirler’i bastırma­ya girişir. Bu konuda en yakın dostu Şevket Rado’dan yardım ister. Burada, Oktay Rifat aile­sine ait Ankara’da bir ev satı­lacaktır. Şair, Rado’ya 22 Ekim 1944’te yazdığı bir mektupta şöyle der:

“Bizim ev bu def’a kat’i su­rette satılıyor. Yalnız kitapçı dükkanı açmak için değil baş­ka işler için. Birkaç müşteri var. Çok yakında paraları cebe indireceğimi arz edebilirim. Şevketciğim bu meyanda hem şiirlerimi hem de Ahmed’i basmak istiyorum. Yalnız her iki kitabı da bir kitapcının fir­ması altında çıkarmak lâzım. Ben tevziat işiyle uğraşamam. Tahsilat yapamam. Şimdi sen­den şunu rica ediyorum: Nebi­oğlu bu işi üzerine alır mı? Ki­tapları kendisi çıkarıyormuş gibi hareket edecek. Tevziat işiyle meşgul olacak ve buna karşılık muayyen bir para ala­cak. Böylelikle bizim Ahmed’le şiirler de kitaplar aleminde tek başına kalmakdan kurtu­lacak. Nebioğlu’nun kitap se­rileri hoşuma gidiyor. A. B. C. böyle bir işe bir vakitler talip­ti. Ben razı olmamıştım. Şimdi razı oluyorum. Hem Nebioğlu, A. B. C. den iyidir. Onun vası­tasıyla olursa satış fazla olur. A. B. C. pek çoluk çocuk kitap­çısı. Şekerim ihmal etme! Der­hâl o zât-ı muhteremle görüş ve neticeyi bana bildir. Şiir ki­tabım da beş altı formayı geç­mez. Ahmed kaç basılır? Sana derhâl kaç para göndermem lâzım? Şiir kitabı kaça çıkar? Bunları azami bir hafta içinde öğrenmeliyim. Zirâ ev bir haf­ta içinde satılmış bulunacak. Başkaca yazılacak bir şey yok. Karına hürmetlerimi söyle. Senin de gözlerinden pek çok öperim sevgili ve cefakâr kar­deşim”.

Maceralı kitabın 3 ayrı baskısı Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler kitabının Oktay Rifat tarafından piyasadan toplatılan ilk baskısı (solda) ve Marmara Kitapevi’nden ve Yeditepe Yayınları’ndan çıkan baskılar.

Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Ava­relik Üzerine Şiirler, uzun ma­ceralardan sonra Nebioğlu Ya­yınları tarafından basılır. An­cak Oktay Rifat bu baskıyı hiç beğenmez ve dağıtılmasını, rafa çıkmasını engeller. Hatta bu kızgınlıkla Şevket Rado’ya Mart 1945’te “Kitabımı tevzi ettirme, mektup postada=Ok­tay Rifat” şeklinde bir emir telgrafı çeker.

Oktay Rifat tarafından top­latılan kitaptan bugüne bir­kaç tane erişmiştir. Toplatı­lan Nebioğlu baskısı kitaptan sonra Oktay Rıfat şiirlerini yayımlamaktan vazgeçmez ve yine Şevket Rado ve Nurullah Berk’ten yardım ister. Bunun üzerine Nurullah Berk’in de­senleri ile süslenen Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler, bu defa Marmara Ki­tabevi tarafından basılır. Bu eserin basım macerası sıra­sında, Nurullah Berk’in Oktay Rifat’a kırmızı renkte ve dakti­lo ile yazmış olduğu mektup, mürekkep renginin solması nedeniyle zor okunmaktadır. Nurullah Berk ve eşi Münev­ver Hanım imzalarını kurşun kalemle atmışlardır. Mektu­bun zarfı yoktur:

“İstanbul, 30/9/45

Kardeşim Oktay Bey

Kitabınız hakkında ba­na düşen işlerin hemen hepsi yapılmıştır. Geçen gün Naci bey ile birlikte klişeciye gi­derek sekiz resmi de ısmar­ladık. Naci bey sizden cevap bekliyordu. Sanırsam para da bekliyordu. Bunlar gelmeyin­ce işi geciktirmek istemedi ve hazırlıklara başladı. Diğer ta­raftan ben Emin Barın’a kabı ısmarladım. Kapak için Emin ile mutabık kaldığımız proje de ortada ve tam bir kare için­deki allegorik bir resim vardır. Bir krokisini size gönderirim. Daha kapağa vakit var. Bu hu­susta sizden mütemmim ma­lumat bekliyorum.

Berk ailesinden Oktay Rifat’a Nurullah Berk ve eşi Münevver Berk’in Oktay Rifat’a gönderdikleri 30 Eylül 1945 tarihli mektup.

Benim kitaba gelince: bu akşam Münevver yazı maki­nesi ile son cümlenin son keli­mesinin altına son çizgiyi çek­ti. Her şey tamamlanmıştır. Ben kitabın metnine kıymet verecek bir çare buldum: Top­kapı Sarayı müzesi müdürü Tahsin Öz’den bir önsöz rica ettim. Tahsin Bey güzel sanat­larımıza ait bahislerde bilgili ve otorite sahibi bir zâttır. Ya­rın resimlerin arkasına yapış­tırılacak yazılar işini bitirmek istiyoruz. Bol ve çok güzel ka­litede dokümanlar temin et­tim. Ancak azizim, evvelce de söylemiş olduğum gibi ben­deki plakların birer kopyesini çektirmek için hayli para sar­fetmiş bulunuyorum. Gerek bu fotoğrafların maliyet fiyatı, gerekse bütün bu doküman­tasyonun telif hakkını koru­mak sizin elinizdedir. Bu nok­ta üzerinde fazlaca duruyo­rum, amma, maddi bakımdan çok ehemmiyetli olduğunu siz de kolayca anlarsınız.

Şimdilik mütekabil işleri­miz hakkında söyleyecek baş­kaca bir şey yoktur. Bize gelin­ce iyiyiz, Münevver Hanım’ın oğlu veya kızı büyümekte ve fakat bu vaziyet çok şükür ki sıhhatını zerre kadar halel­dar etmemektedir. Fransızla­rın dediği gibi aynı “situation intéressante”da bulunan Sabi­ha Hanım’ın da sıhhatte oldu­ğunu temenni ederiz. Biz bu­rada yatak yorgan, beşik, zıbın, tükürüklük ve ilâ.. gibi velede ait hazırlıkları henüz başara­madık. Sizler bu hususta ne vaziyettesiniz? Galiba ikimi­zin de neşriyatın neticesini beklememiz icap ediyor. Mü­nevver diyor ki: Oktay senin kitabla meşgul olmazsa çocuk kış günü çıplaktır. Artık ona göre hareket ediniz, kardeşim. Dayılık kolay değil. Bundan böyle yazacağınız mektupları adaya göndermeyin. Adresim şudur: Nişantaşı, Teşvikiye, Bostan sokak. Asude apartma­nı, No 7 Daire 4.

Mektubunuzu bekler, mu­habbetlerimi sunarım. Mü­nevver’le birlikte Sabiha Ha­nım’a sevgi ve saygılarımızı da yolluyoruz.

Editörden yazara Yayınevi sahibi M. Naci Baysal tarafından antetli kağıda dolmakalemle yazılmış mektup ve zarfı. Oktay Rifat’ın Ankara, Uludağ Sokak 11/1, Maltepe adresindeki evine yollanmış.

N. Berk

İkinizin de gözlerinden öperim. İstanbul’da buluna­cak bir şeyiniz varsa (çocuk için) bana haber gönderiniz. Ben daha dört çarşaftan baş­ka bir şey yapamadım. Ne güç şeyimiş.

Ülkü’de çıkan şiirini çok beğendik tebrikler.

Münevver”.

Biri imha edilmiş, ikinci­si de çok nadir bulunan bu şiir kitabının daha geniş hikayesi için, 2002’de Yapı Kredi Ya­yınları’ndan çıkan Şevket Ra­do’ya Mektuplar kitabına ba­kılabilir.