JAPON AYNASINDAN 20. YÜZYIL BAŞI İSTANBUL
Kadim ile modern arasında
Bir zamanlar Beyoğlu’ndaki Japon oyuncakçı mağazasının ortaklarından olan Yamada Torajiro, 100 yıldan fazla bir zaman öncesinde İstanbul gözlemlerini kaleme almış, çizdirmişti. Yazar gördüklerini, okuduklarını ve duyduklarını çok ustaca birleştirerek sürükleyici bir seyahat, anı ve gözlem kitabı meydana getirmiş.
FLORANSA: STIBBERT MÜZESİ
İtalyanlara sattığımız Osmanlı tarihî mirası
1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra, yay, ok, zırh, barut, fişek, kavuk, kılıç, kalkan, cirit, mızrak gibi malzemeler, fetihten beri askerî depo olarak kullanılan Aya İrini’ye kaldırılmıştı. 1800’lü yılların ortalarına doğru bir kısmı hediye edilen, bir kısmı hurda fiyatına Avrupalılara satılan bu orijinal malzemeden büyük bir koleksiyon, bugün Floransa’daki özel bir müzede sergileniyor.
BİR DİLİMDEKİ ŞATAFATLI TARİH
Düğün olur iki kişiye pastası düşer deli komşuya
Yaz geldi çattı, gelinlerin tatlı telaşı başladı. İki bayram arasında bile olsak havaların ısınmasıyla dünya evine girmek isteyenler planlamalara başladılar. Hazırlıkların ana kalemlerinden biri de düğün pastaları… Bugün şatafatlarıyla çiftlerin rüyalarını süslerken cüzdanlarını da hafifleten düğün pastaları var. Roma döneminde ise baharatlı çörekler, şekerin nadir bulunduğu zamanlarda sakatat ve istridyelerle yapılan düğün turtaları vardı.
İTALYA’NIN İSTANBUL BAŞKONSOLOSU
Türkiye’nin hazinesi: Tarihî coğrafya ve insan
Dört senedir İstanbul’da görev yapan Elena Sgarbi, iki ülke arasında varolan tarihî-kültürel bağların niteliği ile Türkiye’deki insanların gündelik yaklaşımını değerlendirdi. Sgarbi’ye göre özellikle tarihî restorasyon teknikleri ve saha çalışmaları konusundaki ortak çalışmalar çok önemli.
İNGİLTERE FEDERASYON KUPASI
Majestelerinin huzurunda 150 yıllık dev macera
İlk defa 1872’de düzenlenen İngiltere Federasyon Kupası, şimdiye kadar 729 takımın rekabetine sahne oldu. Bu yıl 14 Mayıs’taki finalde yüzü gülen ise Chelsea’yi penaltılarla alteden Liverpool oldu. Futbolun en köklü organizasyonunun 150 yıllık tarihindeki unutulmazlar...
İSTANBUL’DA NARGİLE GELENEĞİ
‘… Altı derya, üstü ateş, cümlemiz kardeşiz, kardeş’
Son yıllarda yeniden moda olan nargile, özellikle İstanbul şehir kültüründe geleneksel bir sosyal ortam sağlıyordu. Farsça “nargil”den gelen, hindistan cevizi kabuğundan yapıldığı için bu adı alan kelime; Türkçeden Balkan dillerine, Fransızca, İngilizce ve Arapçaya geçmişti. Nargile üzerine derli-toplu tek yayın, Deniz Gürsoy’un Nargile, Bir Nefes Keyif isimli kitabıdır.
DÜNDEN BUGÜNE HAC VE KÂBE
Hicaz-Mekke… Nereden nereye!
Pandemiye bağlı olarak 2 yıldır yapılamayan Hac ziyaretleri salgının hız kesmesiyle yeniden başlıyor. İslâmiyet öncesi ve sonrasında Kâbe yapısının durumu, önemi ve geçirdiği değişiklikler… Tam 400 yıl Türk-Osmanlı hâkimiyetinde kalan Mekke’de Hac farizası, âdetleri ve bunların anlamları…
YÜRÜ BE!
Tarihin en büyük katili kim? Hür teşebbüsçü Thomas Midglay
Amerikalı makine-kimya mühendisi Thomas Midglay Jr., yakın zamana (2004) kadar kullandığımız “süper benzin”in mucidi. Bu “kurşunlu” benzinin dünya çapında 100 milyonun üzerinde insanı öldürdüğü tahmin ediliyor. Zeka geriliğine ve antisosyal davranış bozukluklarına bağlı şiddet suçlarına yolaçması ve bunların sonucunda hayatını kaybedenler de ayrı. Ne kadar şahane, ne kadar hür müteşebbis, ne kadar serbest piyasacı, ne kadar da başarı timsali bir kardeşimiz değil mi?
ESKİ TÜRKÇE YENİ KADIN / ART NOUVEAU
Mehâsin: Resimli-renkli ve ‘kadınlara mahsus’ ilk dergi
2. Meşrutiyet’in ilk kadın dergisi olan Mehâsin, aynı zamanda ilk resimli ve renkli kapaklı kadın dergisi oldu. “Hanımlara mahsus” sloganıyla çıkan dergi, Batılı tarzda, edebiyata, musikiye ve moda-takı tasarımına sayfalarında yer veren dönemin çağdaş-modern bir kadın dergisi olarak göz doldurdu. 1908-1909’da toplam 12 sayı yayımlanan derginin unutulmaz kapakları, yazıları ve çizimleri.
DEV-ÂSÂ
Masal-kurgu âleminde çocuk yiyen yetişkinler!
Batı’da Jentilak, Tarttolo ve benzeri hayal ürünleri kollektif bilinçaltına yuva kurmuşlardır. Anadolu’nun gelenek havuzundaki Demirtırnak, Kulbastı, Karakoncolos ya da Tepegöz belki daha yöresel figürlerdir. Masal dünyasının alacakaranlık cephesinde çocukları “av” olarak gören figürler... Hänsel ve Gratel’den “şirin” Shrek’e...