Kasım
sayımız çıktı

Çanakkale geçilmez ama Anadolu Hamidiye batırılır!

18 Mart 1915 günü yaşanan Boğaz harbinin en kritik ve önemli noktalarından Anadolu Hamidiye Tabyası, restore edilerek ziyarete açıldı. Tabyanın içinde oluşturulan müzede, birbirinden vahim hatalar ve uygulamalar var. “Şehitlerin kemiklerini sızlatma” inisiyatifleri, kahramanların anısına-mirasına ve devletin kasasına kalıcı zarar veriyor.

Sultan II. Abdülhamid ta rafından 1892’de Çanak kale Boğazı’nın güvenliği –nin sağlanması için yaptırılan Anadolu Hamidiye Tabyası, restorasyon çalışmaları tamamlanarak Kasım 2018’in ikinci haftasında ziyarete açıldı. 2011’de bu tabyayla alakalı Kültür ve Turizm Bakanlığı restorasyon çalışmalarına başlamıştı. 2014’te ihalesi (Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü İstanbul Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü) yapılan, 2017’de de restorasyon çalışmaları tamamlanan Hamidiye Tabyası içerisine bir de müze yapıldı.

Bahis konusu müze kabul edilemez hatalar-objelerle dolu. Üstelik bu müze düzenlemesi için epey masraf edildiği, ciddi bir bütçe ayrıldığı da belli. Müze açılır açılmaz yapılan uyarılar da şu ana kadar (20 Aralık itibariyle) sonuçlandırılmış değil. Tabya ve müze, sözkonusu uygulamalardan sonra Çanakkale Tarihî Alan Başkanlığı’na devredildi. Yani Bakanlık bu hatalı ve kabul edilemez düzenlemeyi yaptıktan sonra, kağıt üzerinde sorumluluktan kurtulmuş, daha doğrusu bu sorumluluğu devretmiş oldu.
Müzede bakın neler yapılmış:

Hatalı üniformalar


Müzede yer alan asker
kıyafetlerinin tamamı
uyduruk. Çanakkale’de
her iki taraftan yüzlerce
fotoğraf ve bilgi
bulunmasına karşın…

1- İmitasyonları yapılan Fransız, ANZAC ve Türk asker kıyafetlerinin tamamı hatalı; dönemin üniformalarıyla ilgisi yok.

2- Mermi sandığı başındaki Türk askerinin kıyafet ve teçhizatları tamamen hatalı.

3- Kimi Avustralyalı askerlerin savaş haleti ruhiyesi içerisinde ifade ettikleri ve kimi filmlerde gerçek-miş gibi yansıtılan “Türk kadın keskin nişancı” mitolojisi, müzede ciddiye alınmış. Tarihçi ve araştırmacıların böyle bir şey olmadığını defaatle ifade etmelerine rağmen “Türk kadın keskin nişancı” efsanesi, müzede yeniden hortlatılmış.

4- Fotoğraflar bölümünde Yakup Şevki Subaşı diye, orijinali Seyit Ahmet Sılay’da olan Behiç Erkin’in fotoğrafı sergilenmekte.

5- Mayın Grup Komutanı Binbaşı Nazmi Bey (Akpınar), Nazmi Solok ile karıştırılmış.

6- Rauf Orbay olarak sergilenen fotoğraf, Sultanhisar torpido botunun komutanı Ali Rıza Bey.

7- Çanakkale’de gaz saldırısı olmamasına ve bu olaylar sadece Batı cephesinde yaşanmış olmasına rağmen, bir köpek resmi sergilenerek “Gaz Altında: En çok madalya alan köpek gaz saldırısından birliğini korudu” yazılarak, sanki Çanakkale Savaşı’nda böyle bir hadise yaşanmış izlenimi verilmiş.

8- 19 Kasım 1919’da Millî Mücadele’nin başlarında Niğde-Bor dolaylarında eşkıya kurşunu ile şehit olan Fenerbahçeli Arif, Çanakkale’de şehit düşmüş gibi gösterilmiş.

9- Artık yedi düvelin bile tarihini ezberlediği, Nusret mayın gemisinin mayınları döküş tarihi olan 8 Mart sabahı, itinayla 17/18 Mart olarak gösterilmiş!

10- 3 Kasım 1914’teki Seddülbahir bombardımanında şehit sayısı hatalı verilmiş.

11- Topal Osman’ın resmi, Çanakkale Savaşı’nda görev yapmış bir subay gibi sergilenirken, birçok komutanın isimleri ve resimleri birbirine karıştırılmış. Amerikan İçsavaşında savaşmış ve 1906’da ölmüş Erasmus D. Keyes adlı general, Çanakkale’deki İngiliz komodor Roger Keyes olarak sunulmuş! Fransız Amiral Guépratte olarak, General Bailloud’nun fotoğrafı sergilenmiş!

12- Hamdiye Tabyası daha ziyade Almanların yoğunlukta olduğu bir tabya iken, buradaki Alman subaylarından, katkılarından, başarılarından hiç sözedilmemiş.

13- Hadi Almanları bir kenara bıraktın. Peki 18 Mart’ın asıl kahramanı Cevat Paşa nerede? Cevat Paşa’ya bir köşe dahi ayırılmamış. Öte yandan bu tabyada şehit olanların hikayelerine, görev yapanların anlatılarından hiçbirine yer verilmemiş. Halbuki burada, Anadolu Hamidiye’de görevli Teğmen Adil Efendi’nin çok etkileyici anlatımları olduğu gibi (“Top mermisi geldi etraf dağıldı. Altta kaldım, beni yukarı doğru çektiler. O sırada bir şehide sarılmışım. Asker parçalanmıştı”), birçok önemli ve ilk elden kaynak bulunmakta.

Yani ne bilimsel veriler ne arşiv bilgileri ne de asgari müzecilik anlayışı, bu “müze”ye hiç uğramamış. Tabya nedir, nasıl kuruldu, tarihsel evrimi nedir, Boğaz’daki konum ve önemi nedir, 18 Mart’taki katkıları neydi, tabyada görev yapanların hikayeleri, 18 Mart’ta İtilaf’ın Boğaz saldırısı ve deniz harbi ile tabya ve tabyaların savaş sonrası ve ilerleyen yıllardaki durumu, şehitlerin gerçek hikayeleri… Bunlar yok. İnternetten devşirilen ve teyide muhtaç bilgiler ile donatılmış bir düzenleme. Bu müzenin hâl böyleyken ziyarete açılması ve halen ziyarete açık bulunması ise izah edilemez.

Tarihî Alan Başkanlığı, Kasım ayında yaptığı açıklamada, tabyanın tamamının restorasyonu ve civarına yapılan oyun parkı, bakı terası, vesaire için 40 milyon TL civarında bir para harcandığını açıklamıştı. Bu müzenin oluşturulma sürecinde sorumlu kişilerin, danışmanların kim olduğunu ve bunlara ne kadar ödeme yapıldığını da yetkililerden duymayı bekliyoruz.

Kadın sniper ve köpek Keskin nişancı Türk kadın asker efsanesi ve Çanakkale’yle bir ilgisi bulunmayan madalyalı köpek hikayeleri müzede. Tanıtım yazılarının hem Türkçesi hem İngilizcesi felaket.

TAHRİBAT DEVAM EDİYOR

Anafartalar ovasında, yol kavşakları arasında…

1915 yılında yaşanan ve bugün kü Türkiye Cumhuriyeti’nin önkoşullarını hazırlayan Çanakkale muharebeleri, düşüncesi, memleketi ne-neresi olursa olsun bu topraklarda yaşayan herkesin doğum yeridir. Geçen sayımızda Anafartalar sektöründe başlayan ve sıcak muharebe alanlarının içerisinden geçen yol çalışmalarından bahsetmiş, ilgilileri de uyarmıştık. Ancak Aralık ayı içerisinde bölgede bizzat yaptığımız gözlemler, yol çalışmalarının ve doku tahribatının “tam gaz” devam ettiğini gösteriyor.
Yaklaşık 60 milyon TL’ye malolacak bu projenin, halen Gelibolu-Eceabat arasında yapımı devam eden ve tünellerle desteklenen otoyola bağlanması, Kireçtepe üzerinden tarihî yarımadaya yeni bir karayolu kanalı açılması hiç de şaşırtıcı olmayacak. Yetkililer böylelikle özellikle yaz aylarında Çanakkale Şehitler Abidesi’ne doğru yoğunlaşan otobüs trafiğini rahatlatmayı ve ziyaretçi sayısını 2 milyon civarından 10 milyona doğru taşımayı hedefliyor. Yani altında şehitlerin yattığı sıcak muharebe alanlarına dökülen sıcak asfaltlardan geçeceğiz ve sıcak otobüslerimizden, arabalarımızdan inip şehitlik ziyaret edeceğiz!
Tarihî alandaki yol yapım çalışmalarının acilen durdurulması gerekiyor. Diğer türlü 3-5 seneye kalmadan Anafartalar-Kireçtepe sırtlarında “şehitlik manzaralı” denize nazır binaların belirmesi şaşırtıcı olmayacak.

Anafartalar’daki yeni yol kavşaklarından biri.