Tarihî olayların veya tarihî kişilerin ölüm yıldönümlerindeki anma etkinliklerine “ihtifal” adı verilirdi. İşte İhtifalci Mehmed Ziya Bey, “üstüste gelen felaketlerin çökerttiği maneviyatı ayağa kaldırmak” için 20. yüzyıl başlarında bu adeti başlatan ve kurumsallaştıran kişidir. Onu da unuttuk.
İhtifalci Mehmed Ziya Bey, İstanbul’un Bizans ve Osmanlı tarihi, eski eserleri, yapıları ve mimarisi hakkında temel yapıtlar kaleme almış, yazdığı makale ve kitaplarla İstanbul kenti tarih yazıcılığına damgasını vurmuş bir kişidir. Galatasaray Lisesi’ni (Mekteb-i Sultani) bitirip Güzel Sanatlar Akademisi’nde (Sanayi-i Nefise Mektebi) okumuştur. Edirne, Halep, Konya ve Bursa’da öğretmenlik, müdürlük yapmıştır.
1911’de faaliyete geçen İstanbul Şehri Muhipleri Cemiyeti’nin (Sociéte des Amis de Stamboul) kurucularından olan Ziya Bey, İstanbul Eski Eserleri Koruma Encümeni’ne katılmış, eski eser çalışmalarını bu tarihten itibaren resmî çerçevede daha yetkin şekilde sürdürmüştür. Yazarlık hayatına Tarih-i Sanayi (İstanbul, Karabet Matbaası, 1309 / 1892) isimli eser ile başlayan Mehmed Ziya Bey, Bursa’da görev yaptığı yıllarda kitaplar çıkarmış, Bursa’daki kitabeler üzerinde çalışmalar yapmıştır.
1918’de Galatasaray Lisesi’nin 50. kuruluş yılı nedeniyle yayımlanan Mekteb-i Sultanî isimli eserde okulunun tarihini kaleme alan Mehmed Ziya Bey’in kendisine şöhret ve isim kazandıran özelliği, gerek tarihî olayların gerekse tarihî kişilerin ölüm yıldönümlerinde anma törenleri düzenlemektir. Geçmiş yıllarda “ihtifal” adı verilen bu tür etkinlikleri çok sık tekrarlayarak adeta kurumsallaştıran Mehmed Ziya Bey’e “ihtifalci” ünvan ve lakabı verilmiştir. Bu şöhret ve ünvan onun isminin ve diğer resmî görevlerinin önüne geçmiş, İhtifalci Ziya Bey şeklinde anılmasına, tarihe geçmesine sebep olmuştur.
Semavi Eyice, İhtifalci Mehmed Ziya Bey için: “Üstüste gelen felaketlerin çökerttiği maneviyatı ayağa kaldırmak, halkın biraz da olsa kendine güvenini artırmak için, millî tarihin çeşitli konularını anma törenleri bir dereceye kadar fayda sağlıyordu. Balkan Savaşı günlerinde Türklerin tarafını tutan yazılar yazan ünlü Fransız yazar Pierre Loti’nin İstanbul’a son gelişlerinden birinde, onun için Boğaziçi’nde Kont Ostrorog Yalısı önünde bir gece sandallarda şarkılı bir programın düzenlenmesi de Mehmed Ziya Bey’den istenmişti. Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Sokollu Mehmed Paşa’nın, Mimar Sinan’ın ölüm yıldönümlerinde, İstanbul’un fethi, hattâ İstanbul’un kurtuluşu yıldönümlerinde anma törenleri” düzenlediğini yazmaktadır. Mehmed Ziya Bey’in kartvizitinde yazan “Maarif Nezareti Telif ve Tercüme Dairesi, Evkaf-ı İslamiye Müzesi Meclis-i İdaresi, Tarih-i Osmanî ve Muhafaza-i Âsâr-ı Atika Encümenleri azasından” ünvanlarının hiçbiri “ihtifalci” ünvanının önüne geçememiştir.
Yıllarca anma törenleri düzenleyen, önemli tarihi olayları canlandıracak etkinlikler tertib eden İhtifalci Ziya Bey, 27 Mart 1930 tarihinde ölmüş, cenazesi sessiz ve gösterişsiz Eyüp, Bahariye’de Dedeler Mezarlığı denen yerde aile kabrine gömülmüştür.
İhtifallerin, yani anma etkinliklerinin Türkiye’de kurumsallaşması, toplumsal hafızaya yerleşmesini sağlayan Mehmed Ziya Bey’in ölümünden sonra unutulup gitmemesi için oğlu Eczacı Celal Ergun (1900-1986) çok çaba sarf etmiş, elinden geldiğince babası gibi ihtifaller düzenlemiştir.
Bütün bu çabalara ve İstanbul kent tarihine dair pek çok kaynak eser bırakmasına rağmen İhtifalci Mehmed Ziya unutulup gitmiş, sadece araştırmacıların tanıdığı bildiği kişiler kervanına katılmıştır.