Dünya bale tarihinin en önemli isimlerinden, İngiltere Kraliyet Balesi’nin de kurucusu Ninette de Valois, 1947’de 50 yaşındayken ülkemize gelmiş ve Türk balesinin temellerini atmıştı. Onun yetiştirdiği çocuklarla kurulan Devlet Balesi, ilk gösterisini bundan 60 yıl önce yapmış; “Madam” lakaplı Ninette de Valois olağanüstü kariyerini Türkiye’de taçlandırmıştı.
Cumhuriyetin henüz kuruluş aşamasında bile, kurucu iradenin düşüncesinde bir kültür devrimi, bir çağdaşlaşma ülküsü olduğu açıktır. Henüz 1924 Nisan’ında, müzik eğitiminin temellerini atmak üzere Musiki Muallim Mektebi açıldı. 1938’de müzik öğretmeni eğitimi Gazi Eğitim Enstitüsü müzik bölümüne devredildi ve okul konservatuvara dönüştürüldü. Müziğin yanında tiyatro ve opera bölümleri oluşturuldu. Bu girişim ile, temeli Muzıka-yi Hümâyun’a dayanan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yanında Devlet Tiyatrosu ve Operası’nın da temelleri atılmış oluyordu.
Devlet Konservatuvarı’ndaki eğitimin ve 10 yıla yaklaşan bir süreçte “Tatbikat Sahnesi” adı altındaki genç kadroya deneyim kazandırma faaliyetinin başında, dünya çapında bir şöhrete sahip tiyatro adamı Carl Ebert bulunuyordu. Ebert 1947’de ayrıldı, yerine Muhsin Ertuğrul getirildi. Aynı günlerde tatbikat sahnesinin görevi artık tamamlanmıştı; Devlet Tiyatro ve Operası fiilen kurulma aşamasına gelmişti. 10 Haziran 1949’da yasası çıkarılmıştı.
Sıra artık devlet himayesindeki sahne sanatlarından baleye gelmişti. Onun da hazırlığı başlamış sayılabilirdi. Türkiye, öğretici seçme bakımından bu konuda da şanslıydı. Bu defa 1947’nin Mayıs ayında İngiliz Kültür Heyeti aracılığı ile yine kendi alanında dünya çapında bir şöhrete sahip bale kurucu ve öğreticisi Dame Ninette de Valois davet edilmişti.
Önce onu iyice bir tanıyalım. 1898 doğumlu, İrlanda asıllı olan De Valois’nın ailesi o 6 yaşındayken İngiltere’ye taşınmıştı. 10 yaşındayken bale eğitimine başladı. Giderek rövü ve operalarda dansçı olarak deneyim kazandı ve profesyonel balerin oldu. 1923’te Fransa’daki Rus Diaghilev topluluğunda konuk sanatçıydı. Edindiği deneyimlerle İngiltere’de Kraliyet Balesi’nin kurucusu oldu ve kadınlarda şövalyelik ünvanına denk “Dame” unvanı ile ödüllendirildi. Türkiye’ye geldiği zaman 50 yaşındaydı. Ancak azmi ve enerjisi yerindeydi. Vaktiyle ilk defa tüm kadrosu İngilizlerden kurulu bir bale topluluğu oluşturduğu gibi, şimdi de kadrosu tamamen Türklerden oluşan bir bale meydana getirme fırsatını utkuya çevirme gayreti ile işe dört elle sarıldı.
İlk iş olarak İstanbul’da ilkokul seviyesindeki çocuklardan bale eğitimine uygun olanlar seçilerek 6 Ocak 1948’de Yeşilköy’de yatılı bir okul açıldı. Bu okul 3 yıl sonra 1950 Ekim ayı başında Ankara’ya taşındı ve artık kıvamını bulmuş olan Cebeci’deki tek Devlet Konservatuvarı’nın yeni bir bölümü haline getirildi. Ninette de Valois küçük öğrencilerine birer evlat gibi sarılmıştı. Onların ağzındaki adı “Madam” idi. Bu bakımdan o yıllara “Balemizin Madamlı yılları” diyoruz.
“Madam” kendi ülkesinden sık sık ülkemize geliyor, işi kontrol altında tutuyordu. Bazı derslere bizzat nezaret ediyordu ama sürekli olarak buraya eğitimi sürdürecek pek çok elemanın gelmesini sağlıyordu. Bunları isim isim sayacak olursak: Beatrice Appleyard, Molly Lake, Travis Kemp, Joy Newton, Audrey Knight, Lorna Mossfort, Brenda Averty, Irina Hudova, Ailne Philips, Dudley Tomlinson, Richard Glasstone, Alfred Rodriges… Bir düzine hoca, eğitmen, asistan, koreograf…
Daha genç yaşlarda, İngiltere’deki eğitim çalışmalarında dansçılara çok katı, çok haşin davranırmış; yanlış yapanların bacaklarına elindeki sopayla vurmaktan çekinmezmiş! Oradaki eski öğrencileri kendisine büyük saygı besliyorsa da, bu durumu belirtmeden edemiyorlar. Halbuki Türkiye’deki öğrencilere daima anaç davranmıştır. Onların kişisel sorunları ile yakından ilgilenmiştir. Kimsenin kalbini kırdığını anımsayan yok. “Türk balesi benim yavrum” sözü onundur. Yerinde eğitimi yeterli görmüyor, yetenekli birçok öğrenciye İngiltere’deki Kraliyet Balesi’nden burslu staj ve çalışma olanakları da sağlıyordu.
O, Türkleri sevdi. Ankara’nın sanat ortamındaki pek çok Türk de onu sevdi ve ona saygı duydu. Dostlarından birine “Ben İrlandalıların Türk soylu olduklarına inanmaya eğilimliyim” demiş olduğunu işitmiştim.
Öğrenciler belli bir seviyeye erişince, ilk önce Cebeci’deki konservatuar binasının gösteri salonunda birkaç bale eseri seyirciye açık sunulurdu. Örneğin “Keloğlan” balesi gibi bir deneme de vardır. Bu tek örnek bile, Ninnette de Valois’nın bir ülkede evrensel bale sanatını geliştirme gayreti gösterirken o ulusun kendi kültür ve folklorunu gözardı etmediğini, aksine onlarla bağlar kurduğunu gösterir. Konservatuvar ilk bale mezunlarını 1957’den itibaren vermeye başlar.
Artık büyük gün gelmiştir. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü’ne bağlı bale şubesi için Büyük Tiyatro da denilen Opera binasında bir bale stüdyosu hazırlanır. Gösteriler de aynı binanın sahnesinde yapılacaktır. Takvimler 28 Ocak 1961 tarihini gösterirken, Devlet Balesi, Léo Delibes’in “Coppélia” isimli eserinin gala temsili ile ilk defa seyirci karşısına çıkar. Bu tarihî hadiseyi en başından itibaren etap etap yakından izlemiştim. Başrolde henüz 17 yaşında olan Binay Okurer büyük bir başarı sağlamıştı. Bu ilk temsilde tiyatro sanatçılarından da takviye alınmıştı. O zamanlar henüz çocuk tiyatrosu kadrosunda olan Nurtekin Odabaşı’nın başarılı ihtiyar Dr. Coppelius kompozisyonu hâlâ hatırlarda tazedir. Orkestrayı Ulvi Cemal Erkin yönetmişti.
Dame Ninette de Valois’nın en büyük hizmeti, Ferit Tüzün’ün bir orkestra eseri üzerine kurguladığı ilk Türk balesi ünvanını kazanmış olan “Çeşmebaşı” balesidir. Opera ve bale, 1970’e kadar Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü bünyesindeydi. O tarihte çıkarılan bir yasa ile tiyatrodan ayrıldı; Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı ayrı bir genel müdürlük olarak yeniden yapılandırıldı. Her 10 yılda yeni bir atılımla önce İstanbul Devlet Balesi, 1982’de İzmir Devlet Balesi, 1992’de Mersin Devlet Balesi faaliyete geçirildi. İzleyebildiğimiz kadarıyla Ankara sahnesi, repertuvarına bugüne dek Kuğu Gölü, Fındıkkıran, Uyuyan Güzel, Les Sylphides, Gisele, Kibritçi Kız, Patenciler, Satranç, Kapandakiler, Romeo Jülyet, Zorba, Kamelyalı Kadın, Pinapple Poll, Amadeus ve daha birçok bale eserini kattı. Bunlara ek olarak 2002’de genel müdürlük bünyesinde bir de Modern Dans Topluluğu kuruldu.
“Madam” 20 yıl önce 8 Mart 2001’de öldüğünde 102 yaşındaydı. Önce İngiliz balesinin sonra da Türk balesinin kurucusu olarak gönüllerde şükranla anılmaya devam edecektir.