Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.
0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

 Yüksek ve yürekli insanlarla… 

Her yılın sonbaharında “bu kış çok zor geçecek” lafları sıklıkla duyulur ama, bu defa hiç geçmeyecek bir “kış” kapıda. İnsani, iktisadi ve siyasi anlamda yeni “Küçük Buz Çağı”, dünyanın neredeyse bütün ülkelerindeki normal-işinde gücünde insanları tehdit ediyor. Açlık ve soğukla iyice beslenen, korku ve şiddetle katmerlenen, adaletsizlik hatta kaosla iğreti dengesini de yitiren kötülük; bilimkurgu senaryolarını gerçeğe doğru itekliyor. 

Kendi geçmişinde olumlu-gurur verici ve olumsuz-utanç verici hadiseleri birlikte hatırlamayan milletlerin; kalıcı bir kültür oluşturması ve kaliteli insanlar yetiştirmesi mümkün değildir. Zira bu toplumlar, hem kendi insanına hem de insanlığa evrensel katkı sağlayacak bir “mal” ortaya koyamazlar. Geçici-dönemsel iktidarların tarihte iz bırakmayacak sahipleri, ancak ve ancak reaksiyonla, “ona-buna-şuna karşı olmak”la beslenen obez şahsiyetlerdir. Türkiye’de yükselen tehdit, bu yapının, daha doğrusu bu yapısızlığın artık sadece iktidar sahipleriyle sınırlı kalmaması; sınıf-seviye-para-pul tanımadan toplumun bütün kesimlerine yayılmaya başlamasındadır. Bu durumu sadece aktüel siyasetin kodları ve kişileri ile açıklamaya çalışmak da akut problemleri daha ağır ve çözülemez bir hâle sürüklemektedir. 

Tarih-coğrafya ikilisinin bize sunduğu veriler, ancak ve ancak alanında uzmanlaşmış insan evlatlarının bilgi ve üretimiyle hakiki bir refah-zenginlik-mutluluk ekseni oluşturabileceğini gösterir. Bu da ancak ilgili topluluğun-milletin temel bir konuda, yani kendi varlığı ve geleceği konusunda bir ülkü birliği içine girmesiyle; eğitimin yüksek kalitesiyle ve hukukun üstünlüğü ilkesiyle mümkün olabilir. 

Bu kısa yurttaşlık bilgisi dersini, hâlâ okullarımızda veriyoruz diye umuyorum. Ancak yaşanan günlük, gülünç ve trajik hadiseler, ahlaki normlarını neredeyse tamamen yitirmiş insanımsılar ve sosyal medya düzensizliğinden yayılan kepazelikler… Hayır, umudumuzu asla kıramıyor ama, kötümserliğimizi kronik hâle getiriyor. Yine de bu sayımızda ele aldığımız Moğolistan’da tekrar ortaya çıkan kadim Türklere dair izler; erken cumhuriyet devrinde ve sonrasında gördüğü onca zulme rağmen pes etmeyen Sabiha Sertel’ler; rüşvet ve yolsuzluğun yol olduğu Osmanlı döneminde buna karşı mücadele eden sultanlar-bürokratlar; arkalarında bıraktıkları eserlerle yolumuzu gösteren ve onu aydınlatan sanatçılar-hocalar; tüm bunları takdir eden, “sıradan” denilen ama yüksek ve yürekli insanlar, hepimizin enerjisini-umudunu canlı tutuyor. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamını Oku

Son Haberler