Kasım
sayımız çıktı

13. yüzyıldan 20. yüzyıla İslâm-Türk sentezi

2000’li yıllara kadar İstanbul-Bâbıâli yokuşundan aşağıya inerken İran Konsolosluğu duvarına dayalı tezgahlarda görülen halk kitapları, cenknameler, inananlarla kafirler arasındaki savaşları anlatır. Naif görsel malzemeleri, kahramanlık temalı kapakları, ucuz maliyetli kağıt malzemesi, vurucu ve dikkati çekici isimleriyle cazip bir yayın kolu haline gelen bu kitaplar, bir dönemin “best-seller”larıdır.

Türk kültür ve inanç dünyasında cenkname­ler önemli bir yer tutar. İlk örnekleri 13. yüzyıla kadar giden bu eserler, önceleri İslâ­miyet’in tanıtılması için kale­me alınmış; daha sonraları ise liderlik, askerî başarı, üstün kişilik, güç ve kuvvetli önder­lik gibi duygu ve nitelikleri ifade eden dinî kahramanlık hikâyelerine evrilmiştir.

Dindar, vatansever, kahra­man insan tipini Hazreti Ali gibi bir İslâm büyüğünün şah­sında simgeleştiren eserler, Anadolu-Türk toplumunda geniş kabul görmüştür. Kimi zaman anonim kimi zaman bir yazar tarafından kaleme aldığı saptanan bu eserlerin yüzyıl­lar boyunca hem yazılı hem de basılı örneklerine rastla­nır. Dede Korkud, Danişmend Gazi gibi destan kahraman­larının sazlı-sözlü anlatıları­nı terennüm eden ozanlardan günümüze, Türkiye Cumhu­riyeti’ne bu konuda yüzlerce eser görmek mümkündür.

Muharrem Zeki Korgunal’ın Kan Kalesi (1946); “N. B.” olarak geçen yazarın Hazreti Ali’ye Meydan Okuyan Kız (1981); aynı yazarın Nehrevan Cengi (Hz. Ali ile Haricilerin mücadelesi) (1981) ve
Gazanfer Kâfir Cengi (1981) başlıklı kitaplarının kapakları

Cumhuriyet döneminde özellikle İstanbul’da Beyazıt ve Babıâli çevresindeki kitapevleri Hz. Ali cenkname­lerini sıkça basmışlardır. Bu eserlerde Hz. Hasan, Hz. Hü­seyin, Hz. Fatıma, Muhammed b. el-Hanefi gibi önemli şahsi­yetler kahraman tipler olarak karşımıza çıkar. Kahramanlar daima iyiyi, güzeli ve doğrulu­ğu sembolize eder. Mücadele, inananlar ile kafirler arasın­dadır. Eserlerde müslim-gay­rimüslim çatışması görülür. Hem düzyazı hem de şiirsel olarak kaleme alınmış cenk­namelerden, daha çok düzyazı olanları cumhuriyet dönemin­de basılmıştır.

2000’lere kadar Bâbıâli’de köklü kitapçılar tarafından da basılan bu halk kitapları evler­de, köy kahvelerinde, umuma açık mekanlarda yüksek sesle topluca okunan, halkın ve ai­lenin dinî-millî duygularına hitap eden ve çok satan bir ya­yın ekolü hâlini almıştır. Na­if görsel malzemeleri, zaman zaman savaş-kahramanlık te­malı kapakları, ucuz maliyet­li kağıt malzemesi, vurucu ve dikkati çekici isimleriyle tica­ri anlamda cazip bir yayın ko­lu olmuştur.

(Üst sıra, soldan sağa) A. Şevket Gülsever’in H. Ali’nin Cenklerinden: Ecel Kuyusu (1940); Abdullah Şenyıldız’ın Üç Yol Cengi (1981); G. Tanrıkulu’nun Zaloğlu Rüstem ve Kan Deryası (1975); (alt sıra) Daniş Remzi Korok’un Sıffin Muharebesi (1947); Şadan Enis’in Billûr’u A’zam ve Haverzemin Cenkleri (1944); Muharrem Zeki Korgunal’ın Hâverzemin ve Bilûru Âzam Cengi (1935) isimli cenknamelerinin kapakları…

Bâbıâli yokuşundan aşağı­ya inerken İran Konsolosluğu duvarına dayalı tezgahlarda teşhir edilerek satılan bu halk kitaplarına günümüzde artık rastlanmamaktadır. Birbirini hem içerik hem kapak hem de başlık olarak taklit eden, hatta “birbirinin korsanı” diyebi­leceğimiz bu cenknamelerin bazıları imzalı bazıları ise ru­muzlu olarak basılmıştır.

Bu tür kitapları firma imza­sını koyarak yayımlayan en bü­yük yayınevi İstanbul Maarif Kitaphanesi’dir. Çoğunlukla 48 sayfalık kitapçıklar halinde ba­sılan bu eserleri en son 1992’de Hazret-i Ali Cenkleri adı altın­da 448 sayfalık bir külliyat ola­rak basmıştır. Eserleri kaleme alanın yazılı olmadığı kitap, bu yayınevinin 1992’ye kadar bas­tığı bu tür kitapların biraraya toplanmış hâlidir.

“N. B.” kısaltmasını kullanan yazarın Hazreti Ali Kıyamcılara Karşı (1981); Hazreti Ali ve Cemel Cengi (1981); isimsiz yayımlanan Muhammed Hanefi Cenkleri (1941); Selami Münir Yurdatap’ın Hz. Ali’nin Yemen Cengi (1981); Hazreti Ali’nin Hilâfeti ve Hz. Osmanın Kanlı Gömleği (1966); Hazreti Ali Zerrin Kalesinde, Kesik Başın İntikamı (1982) başlıklı kitapları…

Bâbıâli’de başta İstanbul Maarif Kitaphanesi olmak üzere Emniyet Kitabevi, Sağ­lam Kitabevi, Ayyıldız Kitabe­vi, Ak Pınar Yayınevi, Bozkurt Kitabevi, Abdullah Şenyıl­dız Kitabevi gibi yayımcılar cenknamelerden bol bol bas­mış, halka ulaştırmıştır. Baskı adetleri ve baskı sayıları he­nüz bilgimiz dışında olan bu eserlerin toplu bir bibliyograf­yası da yoktur.

Bâbıâli’de Selami Münir Yurdatap, Daniş Remzi Korok, G. Tanrıkulu, Muharrem Zeki Korgunal, Şadan Enis, Ala­attin Sağlam gibi imzalar bu eserlerin üretken yazarlarıdır. P. G., N. B., P. G., M. P., Ay ile Yıldız gibi rumuzlu imzalara da bu tür kitaplarda rastlanır. Bazıları hem içerik hem de ta­sarım olarak birbirilerinin kö­tü taklidi sayılabilecek eserler, ilginç kapaklı, din ve kahra­manlık içerikli, halk kitleleri­ne hitap eden ucuz halk kitap­ları olarak Bâbıâli tarihinde yerlerini almışlardır.